Mühim bir şey değil. Biriyle çıkmaya başladığın zaman insan bazı şeyleri doğal olarak koyveriyor. | Open Subtitles | إنه ليس أمر خطير ، فعندما تواعد شخص فمن الطبيعي أن تتخلى عن بعض الأشياء |
- Önemli bir şey değil. - Ne seyrediyordunuz? | Open Subtitles | ـ أجل، إنه ليس أمر مهم ـ ماذا كنتم تشاهدون؟ |
Oğlum, mantıklı bir şey değil bu ama burada olsun istiyorum, hem de çok. | Open Subtitles | إنه ليس أمر عقلاني يا رجل ولكني أريده خارج هذا المكان أريد ذلك حقاً |
Kötü bir şey değil anne. Affedilemez bir şey. | Open Subtitles | إنه ليس أمر سيئاً إنه شيء لا يغتفر |
Önemli bir şey değil, fakat Sylvie beni kaçık doktoruna kadar sürükledi. | Open Subtitles | إنه ليس أمر مهم .. لكن "سيلف" أصرّت على ذلك وجرّتني لرؤية طبيب |
Her gün taktığım bir şey değil. | Open Subtitles | كنوع من التحدي إنه ليس أمر يحدث كل يوم |
- Hayır, kötü bir şey değil. | Open Subtitles | ماذا؟ - لا ، إنه ليس أمر سيء - |
Görülmedik şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس أمر غير عادي |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس أمر جلل |
Çok da büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | أنظري إنه ليس أمر جلل. |
Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس أمر كبير. |
Evet, hoş bir şey değil. | Open Subtitles | نعم، إنه ليس أمر طيب. |
Büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس أمر كبير. |
O kadar büyütülecek bir şey değil, gerçekten. | Open Subtitles | إنه ليس أمر مهم، حقاً |
- Bu normal bir şey değil! | Open Subtitles | إنه ليس أمر عادي بيتر؟ |
Tek bir şey değil. | Open Subtitles | إنه ليس أمر واحد وحسب |