"إهدار" - Translation from Arabic to Turkish

    • boşa
        
    • ziyan
        
    • israfı
        
    • kaybı
        
    • heba
        
    • yazık
        
    • israf
        
    • kaybetmek
        
    • çarçur
        
    • Boşuna
        
    • harcama
        
    • kaybıydı
        
    • harcadığım
        
    • harcamaktan
        
    • kaybedemeyiz
        
    Bırakın vakti boşa harcamayı da beni buraya getirmenizin gerçek nedenine gelin. Open Subtitles لذا توقفا عن إهدار وقتنا، وننتقل للسبب الرئيسي. الذي جاء بكم هنا.
    Sanırım çürümek üzere ama ziyan etmek istemedim. Open Subtitles أعتقد أن موسمها شارف على الانتهاء ولم أرد إهدار الفرصة
    İsrafı ortaya çıkardım! Yolsuzluğu ortaya çıkardım! Hı hı, Hı hı. Open Subtitles لقد وجدت إهدار لقد وجدت فساد هل ستكفين عن هذا ؟
    Bana daha çok bazı zengin gezegenliler uğruna vakit kaybı gibi göründü. Open Subtitles أتعلم ، بالنسبة لي يبدو الأمر وكأنه إهدار للوقت بالنسبة لهؤلاء الأغنياء
    Bana hizmet için adanacak bir yaşamı, heba etmekten nefret ederim... Open Subtitles فأنا أكره إهدار الحياة ، بينما أستطيع جعل الناس خدماً لي
    Duvara asmak için çakacağımız çiviye yazık. Open Subtitles لا تستحق إهدار مسمار من أجل تعليقها.
    Üzgünüm ama uzak bir ihtimal için stoklarımızı israf edemeyiz. Open Subtitles أنا آسفة، ولكن لا يمكننا إهدار إمداداتنا على فرصة ضئيلة
    Tecrübe kazanıp kendi kendimi yetiştirebilecekken daha fazla zaman kaybetmek istemiyorum. Open Subtitles ولا أريد إهدار الوقت بينما أستطيع اكتساب بعض الخبرة
    Bırakın vakti boşa harcamayı da beni buraya getirmenizin gerçek nedenine gelin. Open Subtitles لذا توقفا عن إهدار وقتنا، وننتقل للسبب الرئيسي. الذي جاء بكم هنا.
    Avukatlarla uğraşmaya değmez. Halkın parasını boşa harcamayın. İtiraf et işte. Open Subtitles لا تتكبّدي عناء تعيين المحامين إنهم مجرّد إهدار لنقود دافعي الضرائب
    Ne senin zamanını boşa harcayayım ne de benimkini. Ben yapmadım. Open Subtitles لا أرغب بإهدار وقتك، ولا أجرؤ على إهدار وقتي لم أفعلها
    Akıl, ziyan edilmeyecek kadar değerlidir, derler. Open Subtitles أنتَ تعرف القول المأثور أليس كذلك ؟ إهدار العقل أمر بغيض
    Pis işler hep bana kalıyor. Yoğun bakım ünitesini ziyan ediyoruz burada. Open Subtitles أنت تعرف أنه أنا دائما من أنتهي بالقذارة هذا إهدار لوحدة الرعاية المركزة
    Ediyorum ama bu harika görünüşümü başka bir yerde ziyan etmeyeyim dedim. Demek öyle. Open Subtitles أنا كذلك, لكنني لم أرغب في إهدار هذا الزي الرهيب
    Zaman israfı, yer israfı, enerji israfı, ve atık israfı. TED هناك إهدار للوقت، هناك إهدار للمساحة، هناك إهدار للطاقة، وهناك إهدار للمخلفات.
    Gelişmiş dünyada, ürünler çiftlikten ayrıldıktan sonra çoğu ürünün tedarik zinciri sonundaki israfı pazar ve tüketiciler tarafından olurken, israf edilen ürünlerin sonu çürüdükleri ve çürürken metan gazı yaydıkları atık alanları olmakta. TED بينما في الدول المتقدمة، بعد خروج الطعام من المزرعة، يتم إهدار معظم الطعام في نهاية سلسلة الإمداد من قبل الأسواق والمستهلكين، وينتهي الطعام المهدر في مكب النفايات حيث يصدر غاز الميثان أثناء تحلله.
    O telefonlar sadece para kaybı. Ben ona öten yangın musluğu aldım. Open Subtitles هذه الهواتف إهدار للنقود لقد اشتريت له حنفية الحريق ذات الصوت
    Seni daha önce de konuşurken dinledim, baba. Vakit kaybı. Open Subtitles لقد سمعتك و أنت تلقى الخطب يا أبى ، و هو إهدار للوقت
    Daha fazla para heba olmayacak ahlaksız sanatçılarla, ayaktakımına. Open Subtitles لا مزيد من إهدار المال على الفنانين المنحرفين والرعاع
    Yeni elbiseye yazık değil mi, baba? Open Subtitles إهدار بدلة جديدة، أليس كذلك، أبي ؟
    Tüm çatı yeraltında bulunan 400.000 litrelik bir tanka akıyor ve böylece suyu israf etmemiş oluyoruz. TED جميع الأسقف موصولة تحت الأرض بخزان ذو سعة 400،000 لتر ولا يتم إهدار أي قطرة ماء
    Seninle konuşarak tek bir saniyesini bile kaybetmek istemiyorum. Open Subtitles ولا أودّ إهدار لحظة في محادثتك.
    Çünkü vergimizi çarçur edemeyiz, biz "cücücük" kızlarız. Open Subtitles لأننا لا نستطيع إهدار الضرائب لأننا مجرد فتيات صغيرات
    Bir de tetikte olursanız herkesin zamanını Boşuna harcamış oluruz. Open Subtitles إذا ظلت عقولكم مشغولة بالأسلحة، فهذا إهدار لوقتنا جميعًا.
    Ne kadar iyi düşüncelisin! Ama zamanını ve enerjini boşa harcama çocuğum. Başaramadın. Open Subtitles لطيف, إنه إهدار لطاقتك أيتها الفتاة لقد فشلتي
    Zaman kaybıydı. Open Subtitles لقد كان ذلك إهدار للوقت.
    Teşekkür ederim ve zamanınızı harcadığım için özür dilerim. Open Subtitles شكراً لك , و أعتذر على إهدار وقتك
    Bu bizi tehlikeden ve zamanımızı boşa harcamaktan kurtaracak. Open Subtitles هذا سيوفر لنا عقبة إهدار الوقت بتوزيع المهام على بعضنًا
    Ama daha fazla zaman kaybedemeyiz. Open Subtitles لكن لا يمكننا تحمّل إهدار المزيد من الوقت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more