"ابنها" - Translation from Arabic to Turkish

    • oğlu
        
    • oğlunu
        
    • oğlunun
        
    • oğluna
        
    • oğluyla
        
    • çocuğunu
        
    • çocuğu
        
    • çocuğunun
        
    • oğlundan
        
    • bebeğini
        
    • çocuk
        
    • çocuğun
        
    • bebeği
        
    • çocuğuna
        
    • oglu
        
    En büyük oğlu Portland'da bir muhasebeciymiş. O ters doğandı, değil mi? Open Subtitles ـ ابنها الاكبر يعمل محاسبا اهو الذي ظهرت مؤخرته اولا عند الولادة؟
    Ne kadar garip görünse de benim oğlu olmadığımı bildiğini hissettim. Open Subtitles ومهما بدى هذا غريبًا.. فأعتقد أنها كانت تدري أنني لست ابنها..
    Öyle bir durumdayım ki, hiçbir anne oğlunu böyle görmemeli. Open Subtitles أنا في وضعية لا يجب أن ترى الأم ابنها فيه
    Geçen sene oğlunu kaybettiğinden beri kendini çok yalnız hissediyor. Open Subtitles أنت تعلم بأنها تشعر بالوحده منذ وفاة ابنها العام الماضي
    ancak aynı insanlar Aicha'nın oğlunun neden suçlandığını duyduğunda aynı şefkati göstermiyorlardı. TED لكن عندما علم الناس ما اتهم به ابنها لم تتلق ذلك التعاطف
    Bir anne geri ödemesini oğlunun İspanya'da okuması için kullandı. TED إحدى الأُمهات استخدمت المبالغ المردودة لكي يدرس ابنها فى إسبانيا.
    Ne tür bir Anne 15 yaşındaki oğluna esrar alır? Open Subtitles أي نوع من الأمهات تعطي ابنها ذي الـ15 عاماً حشيشاً؟
    Kadın seni tanıyamazdı. oğlu olduğunu anlamak için her yanını koklardı. Open Subtitles ما كانت لتتعرف عليك كان عليها أن تشمك لتعرف أنك ابنها
    Bir anne oğlu için endişelenmez mi, hemde oğlunun hayatının en önemli gününde? Open Subtitles أليس من حق الأم أن تقلق على ابنها في أهم يوم في حياته؟
    oğlu plajda oynarken çok da uzak olmayan bir mesafede öldü. Open Subtitles ماتت في مكان قريب من هنا على الشاطئ بينما ابنها يلعب
    Onun iyi derecede sağlıklı olan oğlu, aniden hastalanıyor ve solunum cihazına bağlanıyor. Open Subtitles ابنها كان بصحه جيده للغايه انهار فجأه وهو الآن على جهاز تنفس صناعى
    Geçen sene oğlunu kaybettiğinden beri kendini çok yalnız hissediyor. Open Subtitles أنت تعلم بأنها تشعر بالوحده منذ وفاة ابنها العام الماضي
    Bize temizliğe gelen kadın, gelirken oğlunu da yanında getiren. Open Subtitles تلك المرآة التي كانت تنظف لنا التي كانت تحضر ابنها
    Kendi şahsi belalarını arkasında bırakıp oğlunu her şeyin önüne koymalıymış. Open Subtitles كانت بحاجة لتحييد مشاكلها الخاصّة و وضع مصلحة ابنها في المقدّمة
    oğlunu bir aile dostuyla ülke dışına göndermekten başka bir seçeneği kalmamıştı. Open Subtitles وبقي لها خيار واحد هو ارسال ابنها عبر الحدود مع صديق للعائلة
    Kımıldama! Her anne oğlunun ağaç evinin gizli girişini bilir. Open Subtitles مكانك ، كُل أم تعرف المدخل السريّ لبيت شجرة ابنها
    Cariye oğlunun taht için bir tehdit olarak... görüldüğünü biliyordu. Open Subtitles ولقد عرفت المحظية بأن ابنها سينظر له كخطر على العرش
    Bir kadın arayıp dün gece oğlunun eve gelmediğini söylemiş. Open Subtitles امرأة تدعى وقالت لم ابنها لم تأت المنزل الليلة الماضية.
    oğluna zarar vermek istese 911'i arar mıydı? Open Subtitles اذا عنَت ان تؤذي ابنها لماذا كانت لتتصل بالطوارئ؟
    Kocası üç ay önce oğluyla yüzleşmek için gittiğini söyledi. Open Subtitles لقد ادعى زوجها انها رحلت منذ 3 شهور لمواجهه ابنها
    Arşiv bölümündeymiş. Aralarında bir akrabalık yokmuş. çocuğunu söylediği gibi kaybetmiş. Open Subtitles قال انهم ليسوا أقرباء على الاطلاق فقدت ابنها, فقط مثلما قالت
    Gibi görünüyor kocası, çocuğu aldı ama biz daha fazla şey biliyorum. Open Subtitles ولكن لا نعرف شئ اكثر من هذا سيندى لن تترك ابنها ابداا
    Bunca zaman boyunca birisinin Julie'yi çocuğunun malvarlığını paylaştığı için öldürdüğünü düşündük. Open Subtitles طوال الوقت نعتقد أن شخص قتل جولى لأن ابنها سيرث ممتلكات مارتن
    Ölmüş kızım hakkında hiç konuşmuyordu. Bir tek oğlundan bahsediyordu. Open Subtitles لكنها لم تتحدث عن مقتل ابنتي لقد كانت فقط تتحدث عن ابنها
    Yanan bebeğini kurtarmak için arabanın üstüne atlayan şu canavarlardan biriymişim gibiydi. Open Subtitles لقد كنت مثل هؤلاء الامهات التي تقف امام سياره كي تنقذ ابنها
    Ona anlatayım? Yani yardım etmezsem bu çocuk sonsuza kadar bekleyebilir. Open Subtitles اخبرها بان ابنها يمكن ان ينتظر إلى الأبد لو لم تساعده
    Bu sadece bir kurgu. Ayrıca çocuğun ondan olmadığını da düşünüyor. Open Subtitles الآن هى مجرد أوهام أنها أيضا تعتقد أن الطفل ليس ابنها
    bebeği olmuş. Bir gün bebeğinin yerden sutyenini alıp yüzüne götürdüğünü görmüş. TED أنجبت طفلًا، يومًا ما نظرت، وعلى الأرض، وكان ابنها الرضيع قد التقط حمالة صدرها، ووضعها على وجهه.
    Ebenin çocuğuna ne kadar düşkün olduğunu bilen herhangi biri bile yaralı Karli'sini asla arkada bırakmayacağını bilirdi. Open Subtitles أي شخص يعرف كما كانت القابلة مهتمة بابنها سيعرف أنها لن تترك ابنها كارلي المجروح أبداً
    Gelini Adelaide, ilk kocasindan olan oglu Peter'la birlikte onunla yasar. Open Subtitles "آديلاد" زوجة ابنه تعيش معه مع ابنها "بيتر" من زواجها الأول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more