Yaprakları sakladım. Onların bana şans getirmeye devam edeceğinden eminim. | Open Subtitles | لقد احتفظت بالأوراق إنني متأكد أنهم سيجلبون لي الحظ السعيد |
Sadece 1.5 milyon doları sakladım. Mick bunu zaten biliyordu. | Open Subtitles | لقد احتفظت فقط بمليون ونصف وكان ميك يعرف بهذا الشأن |
Bize yardımı olabilecek bilgilerin vardı, ama sen onları kendine sakladın. | Open Subtitles | وكنت تعرف أن لديك .معلومات يمكنها مساعدتنا، لكنك احتفظت بها لنفسك |
Annen, bunca yıl saklamış. Ve burada senin eski odanda. | Open Subtitles | احتفظت به أمك كل تلك السنوات و هو بغرفتك القديمة |
Bunları almak için grubun yarısını dövmek zorunda kaldım. Sana ayırdım. | Open Subtitles | اضطررت للشجار مع نصف المجموعة لأحضر لك هذه، احتفظت بها لك |
Ayrılışından birkaç gün önce... bir öğleden sonra, bahçede çekilmiş bir fotoğrafını saklamıştım. | Open Subtitles | ..احتفظت بالصورة من أجلك أُخذت في المساء في الحديقة .قبل عدة أيام من رحيلك |
Bütün gün bu müşteriyi neden tuttum peki? | Open Subtitles | ولماذا احتفظت بهذا الربح طوال اليوم ، سيداتي وسادتي ؟ |
Sana hiç vermediğim bir şey var. Bunca yıl bir şişede sakladım. | Open Subtitles | هناك شيءٌ واحد لم أعطه لك احتفظت به لنفسي طوال هذه السنوات |
Gider gitmez, bende alıp sakladım, bilirsin, ödül gibi işte. | Open Subtitles | لذا عندما رحل احتفظت به حسنا كما تعلم ، كتذكار |
Bunu Ashley'e Noel hediyesi olarak sakladım. | Open Subtitles | وقد احتفظت بها لأتمنى لآشلي عيد ميلاد سعيد |
Bu yüzden onu üç yıl dolapta sakladım. | Open Subtitles | لذلك السبب احتفظت به في الخزانة لمدة ٣ أعوام. |
Boston marka tel zımbayla değiştirdiler kendi Swingline zımbamı... sakladım çünkü ben fazla zımbalama yapmam... ve tel zımbaları Swingline için sakladım. | Open Subtitles | ولكني احتفظت بدباستي لأن أسمي لم يكن مسجل في القائمة وهكذا احتفظت بالدباسة القديمة |
Amcanın terli sandaletini mi sakladın? | Open Subtitles | لقد احتفظت بنعل عمك ذو الرائحة ؟ أعتقد أنه أمر لطيف |
Neden bunca zaman kendine sakladın anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا احتفظت بالسر لنفسك طوال هذا الوقت |
Marge, dışarıya çıktığımız zamanlardan kalan herşeyi saklamış. | Open Subtitles | مارج احتفظت بكل هذه الأمور منذ أن كنا نتواعد |
Evlenmeyeceğim, ama senin için biraz tavuk ciğeri ayırdım. | Open Subtitles | لن أفعل ، لكني احتفظت ببعض كَبد الدجاج لأجلك |
Her zaman bunlarla öğretirdim. Bir kaçını saklamıştım. | Open Subtitles | كنت دائماً أعلم عن طريق هذه احتفظت ببعضها |
..koca bir kitap yazmadım, ama bir günlük tuttum.. | Open Subtitles | أنا لم أؤلف كتاباً كاملاً لكنني احتفظت بمذكرات |
Çünkü Karen Jennings dolandırıcılığa taraf olan bütün yöneticiler hakkında kayıt tutmuş ve Kim Palmieri de o listede. | Open Subtitles | لأن كارين جينينغز احتفظت بسجل عن كل مدير شارك في الاحتيال واسم كيم بالميري موجود في هذه اللائحة. |
sakladığım şeyler önemli değildi, önemli olan onlara anlam katan hikâyelerdi. | TED | أن الأغراض التي احتفظت بها لم تكن مهمة، إنما القصص المتعلقة بها هي التي أعطتها قيمة لدي. |
Tanrım, gerçekten en iyisini sona saklamışsın. | Open Subtitles | ياإلهي، أنت حقاً احتفظت بالأفضل للنهاية. |
Neyse, artık Lemon'un bunları neden sır olarak sakladığını biliyoruz. | Open Subtitles | على كل حال جميعنا نعلم لماذا احتفظت به ليمون كسر |
Makinenin en önemli parçası, ve onu sakladı. | Open Subtitles | انها الجزء الحقيقي الوحيد الذي لايستبدل ، وهي احتفظت به |
Olağandışı özellikleri vardır ve bu yüzden bunu önemli bir şey için saklıyordum. | Open Subtitles | لها نتائج مميزة لذا احتفظت بها لأجل شيء مهم |
İkimizin de sırları var Bun. Eğer sen benimkini saklarsan ben de seninkini saklarım. | Open Subtitles | كلانا لدينا اسرارنا يا بون وساحتفظ بأسرارك ان احتفظت بأسراري |
Neden bunu saklamışım bilmiyorum | Open Subtitles | أجهل لماذا احتفظت به، إلى الكومة |