"ادعوه" - Translation from Arabic to Turkish

    • diyorum
        
    • diyelim
        
    • davet
        
    • dediğim
        
    • demezdim
        
    • verdiğim
        
    Ben bu sisteme "üçüncü taraf" diyorum. TED ان هذا النظام .. والذي ادعوه الطرف الثالث
    Ben "dijital aile içi şiddet" diyorum. TED وانا ادعوه الآن بالعنف المنزلى الإلكترونى
    Yurttaşlık vazifesi diyelim. Open Subtitles ادعوه , واجبي الوطني
    Bence penisine olan düşkünlüğün diyelim. Open Subtitles ادعوه , الهيجان
    Harika çalıyor. Bu parçadan sonra onu masama davet eder misin Iütfen? Open Subtitles انه رائع، ارجو ان تخبريه ان ينضم الينا، اريد ان ادعوه الى شراب
    DD: Bu "yağmurda sallanmak" dediğim şey. TED دال دوتري : هذا ما ادعوه التأرجح تحت المطر
    Buna tam olarak "adil ve dengeli yazı" demezdim. Open Subtitles حسناً ,انا لا ادعوه بالضبط تغطيه عادله ومتوازنه
    Üçüncüsü tadını çıkarma adını verdiğim bir egzersiz, ve çok güzel bir egzersiz. TED التمرين الثالث أنا ادعوه التذوق .. وهو تمرين جميل
    Ona ben Lionale diyorum, ama senden ona "patron" demeni istiyor. Open Subtitles انا ادعوه هكذا ولكنه يرديك ان تدعيه باترون
    Sen istediğini diyebilirsin ama ben buna ev diyorum. Open Subtitles ويمكنكِ ان تدعيهِ ماتشاءين ، لكن انا ادعوه المنزل
    Hatta, şahsen ben Üç Aptal Çavuş'a Wilfrid'in taşakları diyorum. Onlardan biri olmadığın sürece, yaşlılar eğlencelidir. Open Subtitles لأكون واضحة , ما ادعوه بـ الثلاثة المضحكين هي أعضاء ويلفريد التناسلية مالم تكن أحدهم , كبار السن مضحكين
    Çıkmışsın. Bazı insanlar buna büyümek diyorlar. Ben yaşlanmak diyorum. Open Subtitles بعض الناس يسمونه نضجاً أنا ادعوه تقدم في العمر
    Ve ben buna davranış değiştiren ürün diyorum: sorunlara önceden müdahale eden ve onları çözen ürünler, sistemler ve hizmetler. TED و هذا ما ادعوه منتجات مغيرة للسلوك منتجات , انظمة او خدمات تتدخل و تحل تلك المشاكل .
    Senin bağlılık dediğin şeye ben hayal diyorum Kung lao. Open Subtitles ما تدعوه بالعقيدة ادعوه انا بالوهم
    Biri bu mesajları gönderiyor, hadi ona Moriarty diyelim, ne istersen onu diyelim. Open Subtitles أعني,شخصٌ ما يبعث بتلك الرسائل ادعوه (موريارتي) أو ادعوه بأي شئ تريده.
    Bir önsezi diyelim. Open Subtitles ادعوه بالحدس
    Müthiş. Parçası bittikten sonra onu buraya davet etme nezaketini gösterir misin? - Ona bir içki ısmarlamam gerek. Open Subtitles انه رائع، ارجو ان تخبريه ان ينضم الينا، اريد ان ادعوه الى شراب
    - Onu yemeğe davet et, canım. - Akşam yemeğe davetlisin. Open Subtitles ادعوه للعشاء ياعزيزي - أنت مدعواَ للعشاء -
    Ben davet etmedim. Bizi nasıl buldu bilmiyorum. Open Subtitles انا لم ادعوه ولا اعلم كيف عثر علينا
    Çünkü merkezim dediğim bu yerde hayatlarının her gününde bir değere sahip olduklarını anlamalarını istedim. TED لانني اردتهم ان يعلموا لكل يوم في حياتهم ان لهم قيمة في هذا المكان الذي ادعوه مركزي
    Ve Batı, daha sonra bu uygulamalı akıl yürütme sanatını dünyanın geri kalanıyla paylaştı. Bunun, benim üç sessiz devrim dediğim şeye yol açtığını söyleyebilirim. TED ثم شاركت الغرب هذا الفن في تطبيق المنطق مع باقي العالم واستطيع القول أن هذا أدى إلى ما ادعوه بثلاث ثورات صامتات
    Güzel, işlevsel bir kapı Tom, ama buna sanat eseri demezdim. Open Subtitles هذا لطيف " هذا الباب يا " توم ولكني لا ادعوه قطعه فنيه
    Güzel, işlevsel bir kapı Tom, ama buna sanat eseri demezdim. Open Subtitles هذا لطيف " هذا الباب يا " توم ولكني لا ادعوه قطعه فنيه
    İkincisi, karıştırıcı adını verdiğim bir egzersiz. TED الثاني انا ادعوه " الخلاط "

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more