"ارتأيت" - Translation from Arabic to Turkish

    • diye düşündüm
        
    • demiştim
        
    • diyenin
        
    • gelmez diye
        
    • gerektiğini düşündüm
        
    Babanızın gerçek ölüm sebebini bilmek istersiniz diye düşündüm. Open Subtitles ارتأيت أنك تريد معرفة السبب الحقيقي وراء وفاة والدك
    Birilerine takılabiliriz diye düşündüm. Open Subtitles ـ ارتأيت أن نحظى ببعض الرفقة. ـ أنا مغادرة.
    Kafam karışmıştı,belki de savaş alanını tanklardan sonra terk etmem gerek diye düşündüm. Open Subtitles لذا صرتُ حائرةً, ارتأيت أن أبقى حتى بعد رحيل العساكر.
    Uğrayıp nasıl bir felaket olduğuna bakayım dedim. Felaket mi demiştim? Open Subtitles ارتأيت أن أمرّ وأرى أيّ نوع من ضجيج القطارات سأجد هنا.
    Sana hoş geldin diyenin ben olmam gerektiğini düşündüm. Open Subtitles ارتأيت أنّي يجب أن أرحّب بك بنفسي.
    Kazanma şansım 13,986,816da bir olsa bile denemekten zarar gelmez diye düşündüm. Open Subtitles رغم أنني أعلم أن احتمالية الفوز هي واحد إلى 13986816 ارتأيت أن لا ضير في المحاولة
    Bu yaz tüm olanlardan sonra dikkatli olmak gerektiğini düşündüm. Open Subtitles ارتأيت بعد كل أحداث الصيف الماضي أن السلامة خير من الندامة.
    Seni bulmaya bu yüzden geldim. Biri cevabı biliyorsa bu sen olursun diye düşündüm. Open Subtitles لهذا عثرت عليك، ارتأيت أنّك الأجدر بامتلاك الأجوبة
    Deşici genini bana aktarmış olman konusunda konuşabiliriz diye düşündüm. Open Subtitles ارتأيت أنّك طالما أورثتني مورّث الممزّق أشكرك على ذلك بالمناسبة، يمكننا التحدث حيال ذلك.
    Askerler onunla konuşmak istedi ama ben dedim ki... Tanıdığı biriyle konuşursa daha iyi olur diye düşündüm. Open Subtitles ودَّ الجنود محادثتة، لكنّي ارتأيت أنّه من الأفضل أن يحادثه شخص عرفه
    Sen yapamayacaktın, ben de gidip halledebilirim diye düşündüm. Open Subtitles لم تكن ستفعل ذلك لذا ارتأيت أن أفعل ذلك بنفسي
    O kızın babası öldü bugün. - Bir şeye ihtiyacı vardır diye düşündüm. Open Subtitles والد تلك الطفلة مات اليوم، ارتأيت أنّها بحاجة لتعزية.
    Sadece bana verdiğin şu asit yapraklarının peynir ekmek gibi sattığını bilmen gerekir diye düşündüm. Open Subtitles اسمعي، ارتأيت أنّه يجب أن تعلمي ذلك شرائح المخدر تلك التي أعطيتينها مخدر السنفور الأب ينتهي وكأننا في آخر الثمانينيات
    Son sayfayı görmek istersin diye düşündüm. Open Subtitles جدّي ارتأيت أنّك ستودّ رؤية آخر الكتابات
    Sana biraz kahve getirdim. Akşamdan kalmasındır diye düşündüm. Open Subtitles أحضرت لك القهوة ارتأيت أنك تعانين من أعراض الثمالة
    Bu şartlar altında biraz içebiliriz diye düşündüm. Open Subtitles ارتأيت أننا بحاجة لبعضه في ظل الظروف الراهنة.
    Rahmetli kardeşimin çalışma hayatındaki rakibiyle akşam yemeği yiyeyim demiştim. Open Subtitles ارتأيت أنه من اللائق أن أتعشّى مع منافس أخي الراحل في التجارة.
    Sevdiğin birini aniden kaybetmenin nasıl bir his olduğunu anlaman için öğretici olur demiştim. Open Subtitles ارتأيت أنّك بحاجة لتشعري بإحساس امرئ فقد أحدًا يحبّه فجأة.
    Bu vesileyle konuşabiliriz demiştim. Open Subtitles ارتأيت أنّ هذا سيمنحنا فرصة للتحدُّث.
    Sana hoş geldin diyenin ben olmam gerektiğini düşündüm. Open Subtitles ارتأيت أنّي يجب أن أرحّب بك بنفسي.
    Senin tatil için gelemiyor olman tatilin sana gelmemesi anlamına gelmez diye düşündüm. Open Subtitles {\pos(190,230)} ارتأيت أن تعذّر عودتك للمنزل للاحتفال بالعيد لا ينفي إمكانيّة مجيء الاحتفال بالعيد إليك.
    Artık bu dünyaya alıştığıma göre sonunda kıyafet kısmına da geçiş yapmam gerektiğini düşündüm. Open Subtitles بما أنّي استقررت في هذا العالَم ارتأيت أخيراً أنّ الجزء المتعلّق بالملابس حان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more