Belirli bir günde başladıktan sonra öğrenciler videoları haftalık olarak izleyip ev ödevleri yapar. | TED | لقد بدأت في يوم محدد، ثم يحضر الطلاب فيديوهات بواقع اسبوعي ويقومون بتأدية الفروض والواجبات. |
Her zaman haftalık sayım yapıyorum ve bu hafta, geçen haftaya göre 800 dolar daha az. | Open Subtitles | أنا اقوم بفحص اسبوعي دائما ما أقوم بفحص أسبوعي وهذا الأسبوع أقل ب 800 دولار عن الأسبوع الماضي |
Brooklyn'deki pizzacıları derecelendirmek için haftalık bir e-mail anketi düzenlemiştim. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل تصويت اسبوعي للبيتزا في بروكلين |
Hepsi benim hatam. Hâlâ biraz acemiyim, bu benim ilk haftam da. | Open Subtitles | لا زلت أتعلم ، هذا هو اسبوعي الأول |
İlk haftam. | Open Subtitles | هذا هو اسبوعي الاول. |
Polis akademisindeki ikinci haftamda kendimi savunmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | في اسبوعي الثاني من الأكاديمية كان علي أن أدافع عن نفسي |
Ayrıca onlara her hafta istedikleri birine kişisel bir mektup yazma ödevi verdim. | TED | و لقد طلبت منهم كواجب اسبوعي ان يكتبوا رسالة شخصية لاي احد. |
Sır yok. Bana olan bu. Bu bütün haftamı mahfetti sayılır, çünkü o hafta planladığım herşey heba olur. | TED | هذا ما حصل معي ، لقد تحطم اسبوعي كله لأنه اياً كانت خططي لذلك الاسبوع فقد انتهت كلها |
Henüz yeterli bilgileri yoktur yani. haftalık güncellemiyorlar sonuçta. | Open Subtitles | لا يعلمون عنه بعد انهم لا يحدثون بشكل اسبوعي , انت تعلم |
Giysilere ihtiyacı olacak. haftalık harçlık vermek gerekecek. | Open Subtitles | سيحتاج إلي ملابس, و مصروف اسبوعي |
Bunu haftalık ödeme olarak düşün Tito. | Open Subtitles | حسناً اعتبر هذا حدث اسبوعي يا تيتو |
Kısa bir süre öncesine kadar, haftalık bir köşe yazım vardı. | Open Subtitles | حتى مؤخراً, كان لدي عامود اسبوعي بـ (نيويورك). اصبح كتاب. |
Ayrıca beyler, parolaların günlük değişmesi lazım, haftalık değil. | Open Subtitles | ويا رفاق، رموز الدخول يتوجب أن {\pos(192,230)} تتغير بشكل يومي وليس اسبوعي |
Bana bir yuva ve haftalık harçlık verdi. | Open Subtitles | لقد اعطاني منزل و بدل اسبوعي |
Bütün yasadışı motosiklet çeteleri "Church" denen haftalık toplantılar düzenlerler. | Open Subtitles | جميع الدرّاجين الخارجين عن القانون يعقدون اجتماع بشكل اسبوعي يسمو (الكنسية |
- Evet. Bu ilk haftam. | Open Subtitles | نعم، انه اسبوعي الأول |
Benim haftam iyiydi. | Open Subtitles | اسبوعي كان جيدًا |
İlk haftamda ölemezsin Jesse, lütfen. | Open Subtitles | لا يمكنك الموت خلال .اسبوعي الاول , جيسي , أرجوك |
- Aman Tanrım, buradaki ilk haftamda, sırf vizitlerde üstün görünmek için en iyi arkadaşım J.D.'yi düdükledim. | Open Subtitles | -حقاً؟ -يا إلهي! اسبوعي الأول هنا .. |
Ve komur yakan endustriyel firinlar oraya gidiyor hidroelektrik güç icin, neredeyse her hafta. | TED | وبالاضافة للأفران التي تحرق الفحم هناك بغية الحصول على الطافة الهيدروليكية وبشكل اسبوعي |
DSS her hafta kontrole geliyor. | Open Subtitles | إدارة الخدمات الاجتماعية سوف تقوم بالتفتيش بشكل اسبوعي |
Sadece son haftamı en iyi arkadaşlarımla geçirmek istedim. | Open Subtitles | فقط اردت تمضية اسبوعي الاخير مع أعز أصدقائي |