Fakat hep sanıyordum ki ilerleme kaydetmek için, esasında tüm beyni kopyalamam gerekiyor. | TED | ولكن أنا دائما ما اعتقدت أنه لنحقق التقدم يجب أن أصنع دماغًا بشريًا. |
Babam gitmiş. Düğünde koluma girmesi için ona ihtiyacım var sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ذهب ، اعتقدت أنه يريد ان يمشى معي على الممشى |
Dolayısıyla bir evrensel çevirmen aradık; birilerinin çoktan yapmış olacağını düşündüm. | TED | لذلك بحثنا عن مترجم عالمي; اعتقدت أنه سيكون شخص ما هناك. |
düşündüm ki,sen burada biraz feng shui yapabilir ve birşeyler varsa görebilirsin. | Open Subtitles | اعتقدت أنه بإمكانك اكتشاف الطاقات الروحية ومعرفة إن كان هنالك ما يحدث |
Ben de teröristleri yakalamak için ya da petrol yüzünden sanmıştım. | Open Subtitles | وأنا الذي اعتقدت أنه للقضاء على الإرهابيين أو من أجل النفط؟ |
Başka bir kabus olduğunu düşünmüştüm... bir gece önceki gibi. | Open Subtitles | و لكني اعتقدت أنه كابوس أخر كاللذي مررت به البارحه |
Hak ettiğim yer orasıydı. Şeytanın bir tür oyunu falan sandım. | Open Subtitles | اعتقدت أنه لابد وأن هذه خدعة من الشيطان او ما شابه.. |
Bu adamın aşırı radikal gruplardan birinin tek kişilik parçası olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه من المفترض أن يكون رجل شديد التطرف منقسم عن مجموعة |
Sana işyerinde içki yasak demiştim. Sana güvenebileceğimi sanıyordum. | Open Subtitles | سبق وأن قلت لك لا خمور في المكتب اعتقدت أنه يمكنني الوثوق بك |
Bu ailedeki büyük kızın sen olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه من المفترض أن تكوني الفتاة الكبيرة في هذه العائلة. |
Diğerleri gibi, senin de eve gönderildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه تم ترحيلك إلى بلدك مثل الآخرين |
Seni adam yakaladı eğer sizin için iyi görünüyorsun düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون جيد بالنسبة لك إذا قبضت على القاتل |
Gerçekten böyle bir şey olduğunu görünce seni uyarmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ، و كان حقيقياً و لذا اعتقدت أنه عليّ أن أحذرك |
Haberin olması gerektiğini düşündüm, çünkü tasarının senin için olan önemini biliyorum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه يجب أن تعلمي، لأني أعلم كم عنى لك هذا المشروع. |
Yeni bir başlangıç yapabileceğimi sanmıştım ama, görünen o ki üniversite sadece pahalı kitaplardan ibaret bir yüksek okulmuş. | Open Subtitles | اعتقدت أنه باستطاعتي أن أبدأ من جديد , لكن تبين لي أن الجامعة مثل الثانوية زائد كتب باهضة الثمن |
Belki bir de soğuk kompres. Başarabileceğimi sanmıştım, ama sanırım korkağın tekiyim. | Open Subtitles | وربما كمادات باردة، اعتقدت أنه يمكنني احتمال الأمر ولكن تبيّن أنني ضعيفة |
- Pazar gününe göre iyi. Dolu olacağını sanmıştım. - Ben de öyle. | Open Subtitles | كلا، ليس سيئاً بالنسبة ليوم الأحد اعتقدت أنه سيكون مزدحماً |
Bu proje kapsamında, biriyle tanışmasının ilginç olacağını düşünmüştüm. | TED | كجزء من هذا المشروع، اعتقدت أنه سيكون مثيراً للإهتمام إن حاولت ستاسي الخروج مع أحدهم. |
Yanlış bir fikrim vardı, bir banka olabileceğimizi düşünmüştüm. | TED | كانت فكرة خاطئة، اعتقدت أنه بإمكاننا أن نقوم بدور البنك. |
İlk başta odadaki bir ışık yansıması falan sandım. | Open Subtitles | في البداية اعتقدت أنه مجرد انعكاس لشيء ما في الغرفة |
(Alkışlar) Ama annemin ne kadar haklı olduğunu düşünüyordum. | TED | وعندما سألتُ الطبيبة ماذا كان يحصل، قالت بأنها في الصباح اعتقدت أنه قد يكون متشنّجًا. |
Ve çok heyecanlandım, belki, bir mektup yazabilirim ya da bir mektup alır, neler olduğunu öğrenebilirim dedim. | TED | وكنت متشوقة، اعتقدت أنه يمكنني كتابة خطاب أو بإمكاني تلقي خطاب وافهم عن الذي حدث، |
Rüya ülkesine kaçarak, korkularından da kaçabileceğini sandın değil mi? | Open Subtitles | اعتقدت أنه يمكنك الهروب من الخوف بالذهاب إلى أرض الأحلام |
Esas komik olduğunu düşündüğüm de P&G şirketi sözcüsünden gelen tepki. | TED | الآن، ما اعتقدت أنه مضحك هو رد الفعل من المتحدث الرسمي لبروكتل آند جامبل |