| Bütün bildiğim... benim Red'im seninle tanışana kadar içki içmezdi. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه لم يبدا بالشرب الا حينما قابلك |
| Tüm bildiğim, şimdiden öldürdüğü tanıklar var. Seni öldürmeye geliyor. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه قتل كل الشهود وهو قادم لقتلك |
| Tek bildiğim elinde ilahı bir kitle imha silahı ile kayboldu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه هرب بعيداً مع سلاح دمار شامل سماوي |
| Tek bildiğim sen ve ben artık konuşmayacağız. | Open Subtitles | كل ما اعرفه , انه انا وانتي.. قد انتهينا |
| Tek bildiğim çoktan diğer tanıkları öldürdüğü. Seni de öldürmeye geliyor. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه قتل كل الشهود وهو قادم لقتلك |
| Ama şimdi, kızım kayıp ve tüm bildiğim, kilisede olmam gerektiği. | Open Subtitles | الآن خسرت ابنتي الصغيرة وكل ما اعرفه انه يفترض بي ان اكون في هذه الكنيسة |
| Tek bildiğim onun çocuğuna bakmak istemesiydi ve ben de bu yüzden geldim. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه اراد ان يرعى ابنه و لذلك جئت |
| bildiğim tek şey, dün gece, oda arkadaşımla kapışmaya çalıştığım. | Open Subtitles | كل ما اعرفه , انه في الليلة الماضية حاولوت ان اكون قويا مع رفيق السكن |
| Tek bildiğim, iki gün önce buraya gelip sana Hewitt'in tehlikeli olduğunu söylediğim. | Open Subtitles | كل الذى اعرفه انه من يومين مضوا انا حضرت وقلت لك |
| Tek bildiğim İspanya'ya değil Amerika'ya gitmem gerektiğiydi. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اعرفه انه يجب ان اذهب الى امريكا ، وليس لأسبانيا |
| Tek bildiğim bir çeşit gizli bilgi çekip çıkarma işiydi. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه اصبح نوعا ما قادرا على الحصول على المعلومات السرية |
| bildiğim tek şey eğer beni tutuklamayacaksanız hemen şu kapıdan çıkıp gideceğim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اعرفه انه الا اذا كنت ستقومي بإعتقالي سأخرج من هذا الباب حالا |
| Tek bildiğim üçgenin içinde bir yerde olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه مازال في مكان ما داخل المثلث |
| Bütün bildiğim, bir at arabasına binip gittiğidir. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه ركب مع السيد فى عربته |
| Tüm bildiğim Sultan'a geri döndüğü. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه هرب الي السلطان |
| Tek bildiğim Özel Kuvvetler mensubu olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه من القوات الخاصه |
| Benim tek bildiğim, harika bir duruşun var. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه لديك موهبة عظيمة |
| Tek bildiğim, gerçekten çok acayip şeyler olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه شيئ غريب يحدث هنا |
| Tek bildiğim yarın bir kadınla buluşacağı ve o zamana dek adamları bulmam gerektiği. | Open Subtitles | انظر ، انا... كل ما اعرفه انه لديه لقاء مع امرأة ما غدا و يجب ان اجد هؤلاء الفتية قبل ذلك |
| Tek bildiğim, bunu ona söylemesi gereken ben değilim. | Open Subtitles | كُلّ ما اعرفه انه ليس من شأني إخباره |