"اعطاه" - Translation from Arabic to Turkish

    • verdi
        
    • verdiği
        
    • vermişti
        
    • vermiş
        
    • verdiğini
        
    • veren
        
    Ne verdi biliyorum... ruh yakalamam için başka bir alet. Open Subtitles أنا اعلم مالذى اعطاه لى وعاء آخر للقبض على الأرواح
    Uyuyana kadar yanında kaldı ve sonra ona emziğini verdi. Open Subtitles لقد بقي معه حتى نام و من ثم اعطاه مصاصته
    Senin değerli Christian'ın elime bir deste Rufelin attığı bir içki verdi. Open Subtitles كريــــستيان الغالي قرر ان يضع لي حبوب روفلين في مشروب اعطاه لي
    Ben de aynen. Bu, babanın sana ne verdiği sorusunun cevabında gizli. Open Subtitles صرنا اثنين ، هناك سؤال فحسب بالنسبة للشيء الذي اعطاه والدكِ لكِ
    - Eminim kitaptan nefret etmemiştir. - Bir yıldız vermişti. Open Subtitles حسنا, حقا انت لم تكره الكتاب لقد اعطاه نجمه واحده
    Doktor yüksek dozda fentanil vermiş. Open Subtitles لقد اعطاه الطبيب جرعه زائده من الفينتانيل
    Sakın bana bunu sana babanın verdiğini söyleme? Open Subtitles لا تقولي لي ان هذا القلم هو الذي اعطاه لكي والدك
    "...ve ona bir kağıt veren yabancı biriyle buluştu. Open Subtitles و قابل رجل اجنبى معين الذى اعطاه ورقة
    Yine de tereddütsüz verdi onu arkadaşına. Open Subtitles ورغم ذلك اعطاه بسعاده بدون اعادة النظر بذلك
    Kraliçe, kralın ona doğum gününde verdiği 12 elmaslı kolyeyi Buckingham'a verdi. Open Subtitles اعطت الملكة باكينجهام العقد ذو الاثنى عشر ماسة اعطاه لها الملك يوم عيد ميلادها لا أعرف اين ذهب باكينجهام
    Çok yeni. Onu bana George verdi. Zümrüt. Open Subtitles انه جديد, لقد اعطاه لى جورج انه من الزمرد
    Hayatını kurtardığı için subay verdi onu. Open Subtitles الذه اعطاه له الضابط الجريح فى مقابل انقاذ حياته
    Evet, adam parayı aldı, ...sonra gümüş saçlı olan diğeri bana geri verdi. Open Subtitles أجل ، لكن ليس هو الشخص الآخر ، الذي يرتدي قميص ابيض اعطاه لي
    Hasta bakıcı ona bir atı öldürmeye yeterli stelazin verdi. Hala tepişiyor. Open Subtitles ان الممرض اعطاه مهدئات تفكى لقتل حصان انظرى اليه
    Sevgisini verdiği adam dışında, tek bir kişi bile ona ihanet etmedi. Open Subtitles ليس هناك شخص واحد كان يرغب في خيانته إلا شخص واحد الذي اعطاه حُبه ابنه اللعين
    Lois, gel de babanın verdiği parayla ne yaptım gör. Open Subtitles لويس , تعالي لتري ماذا فعلتُ بالمال الذي اعطاه إياي والدك؟
    Onu baban vermişti. Elmas yüzüğe bile onu değişmezdi. Open Subtitles والدك اعطاه لها هدية ، ولم تفكر بأستبداله ولو بخاتم الماس
    - Çocukken babam bana bir at vermişti. Open Subtitles عندما كنت طفل كان لدي حصان اعطاه لي والدك
    Kamyon şoförü ona beş dolar vermiş Adam onu düzeltmeye uğraşıyormuş. Open Subtitles اعطاه سائق الشاحنة ورقة بخمس دولارات وحاول ان ينعمها
    Sakın bana bunu sana babanın verdiğini söyleme? Open Subtitles لا تقولي لي ان هذا القلم هو الذي اعطاه لكي والدك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more