| Güzelliğini böyle gizlemenin utanç verici olduğunu biliyorum ama bu senin iyiliğin için. | Open Subtitles | اعلم بأنه من الخزي اخفائك ولكن هذا افضل لك |
| Evet, babam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعم، اعلم بأنه كان أبي شكراً على الاخبار اللعينه |
| Buraya uymakta zorlandığını biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم بأنه كان صعبا عليك ان تندمجي معهم |
| 14 yaşındaki bir çocuktan bunu istemenin adil olmadığını biliyorum, ama annen için güçlü olmalısın. | Open Subtitles | انا اعلم بأنه ليس شيء عادل ليتم سؤالها من قبل طفل بالرابعة عشر ولكنك لابد ان تكون اقوى من اجلها |
| Onun da aşağı inmesini bekledim, geleceğini biliyordum. | TED | كنت بانتظاره حتى يأتي و كنت اعلم بأنه في طريقه الي |
| Evet, kulağa çok fazla gelmediğini biliyorum, ama bana göre uzundu. | Open Subtitles | نعم , انا اعلم بأنه من المحتمل لا يبدو مألوفا لكم لكنه مهما بالنسبة لي |
| Onunla bir ay daha randevun olmadığını biliyorum fakat onunla konuştum ve seni yarınki programına aldırabildim. | Open Subtitles | و أنا اعلم بأنه ليس موعدك أن تريه الشهر التالي. و لكني تحدثت إليه و هو سوف يتمكن من رؤيتك غداً. |
| Uzun zamandır görüşmediğimizi biliyorum ama yapmadığını söyle. | Open Subtitles | اعلم بأنه مضى وقت طويل، ولكن أخبرني بأنك لم تقوم بالأمر |
| Buralarda saklandığını biliyorum. Beni duyabildiğini biliyorum. | Open Subtitles | . اعلم بأنك تختبئ بمكان ما . اعلم بأنه بإمكانك سماعي |
| Şehirdeki her banka tarafından reddedildiğini biliyorum, Moray. | Open Subtitles | أنا اعلم بأنه قد تم رفضك من قبل جميع البنوك في المدينة , موراي |
| Bu akşama kadar beklemem gerekiyor biliyorum ama hasta da gittiğine göre... | Open Subtitles | اعلم بأنه ينبغي أن انتظر حتى الليل لكن الآن بما أن المريضة رحلت |
| Senin mutluluğun için beş masum insanı takas yapmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم بأنه لايمكنك ان تضحي بأرواح خمسه ابرياء من اجل سعادتك |
| Mezun olmak üzere olduğunu biliyorum ve muhtemelen sonumuz bu İsa ve sevgi tarafından terk edilmiş koro odasında başlamış diğer tüm üzgün ve kırılmış ilişkiler gibi olacak. | Open Subtitles | وحتى مع انا اعلم بأنه مستعد لكي يتخرج ,و من الممكن ان يحكم علينا بالحزن والتحطم , لنخبئ العلاقة التي بدأت |
| Bak, biliyorum farklı düşünüyoruz ama bu konu benim için çok önemli. | Open Subtitles | انظر , اعلم بأنه لدينا اختلافاتنا ولكن هذا مهم جدا لي |
| biliyorum, kontrolün sende olmaması senin için zor bir durum ama... | Open Subtitles | اعلم بأنه من الصعب عليكِ بأن لا تكوني صاحبة الأمر |
| Kötü bir zamanlama olduğunu biliyorum ama gitmeliyim. | Open Subtitles | انا اعلم بأنه توقيت سيء لكن يتوجب علي الذهاب |
| Senin de aile şirketin olduğunu biliyorum. Önemli olmasaydı istemezdim. | Open Subtitles | اعلم بأنه لديكِ عمل عائلي ولكنني ما كنت سأسلكِ إن لم يكن مهماً |
| - Bir şey sakladığını biliyorum ama bunu bilmemeliydi. | Open Subtitles | انا اعلم بأنه يخبأ شيئا و لكني لم استطع ان يعرف ذلك |
| Bir yamuk olduğunu biliyordum. Burda berbat bir devremülk satış sunumuna katılman gerektiğini yazıyor | Open Subtitles | كنت اعلم بأنه فخ, يجب عليك المشاركة في عرض كريه |
| Sonsuza kadar o toplara vurmaya devam etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعلم بأنه لن يقوم بصد هذه الكرات عني طوال الوقت |
| Bu işi aldığın zaman eninde sonunda bunu konuşacağımızı biliyordum. | Open Subtitles | عندما اخذت العمل , كنت اعلم بأنه في النهاية سنتحدث عن هذا |