"اكذب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yalan
        
    • yalancı
        
    • yalandı
        
    Bu anlarda, bir ikilemle yüzleştim: Onlar ölümle yüz yüzeyken, onlara öleceklerini mi söylemeliyim? Yoksa yalan söyleyip onları rahatlatmalı mıyım? TED مع هذا الامر, كنت اواجه معضلة هل اخبر المقبل علي الموت انه اقترب من مواجهة الموت ام اكذب عليهم لاريحهم ؟
    Umarım ki, diğer konularda da sana yalan söylediğimi düşünmüyorsundur. Open Subtitles أتمني الا تعتقدي بانني كنت اكذب عليك بخصوص الاشياء الاخرى
    Dışarıdaki karılara doğruyu söylüyorum. Sana yalan söylüyorum, çünkü sen önemlisin. Open Subtitles عندما أطون مع العاهرات اكون صريحاً أنا اكذب عليك لأنني أهتم
    Şimdi git doğru şeyi yap ve sevdiğin kadına yalan söyle ! Open Subtitles إذهب الآن و قـم بالفعـل الصـائب و اكذب على الفتـاة التـي تحب
    Seni seviyorum, sana böyle bir konuda asla yalan söylemem. Open Subtitles انا احبك. انا لن اكذب عليكى ابدا عن شىء كهذا.
    Seni seviyorum, sana böyle bir konuda asla yalan söylemem. Open Subtitles انا احبك. انا لن اكذب عليكى ابدا عن شىء كهذا.
    Sadece kızlara yalan söylemeyip bana doktora da yalan söylettiniz. Open Subtitles لم تكذبوا على الفتيات فقط ولكنكم جعلتوني اكذب على الدكتور
    Ben de sessizleştim çünkü babam oradaydı ve ona yalan söylemezdim. Open Subtitles حدث هذا الشيء؟ فلا أجيبه لأني لا أستطيع أن اكذب عليه
    Deneysel bir tür ve sana yalan söylemeyeceğim, ucuz değil. Open Subtitles نوع من انواع التجربة , لن اكذب عليك انها غالية
    Burada olmak için Emma'ya yalan söylemek zorunda kaldığımın umarım farkındasındır. Open Subtitles اتمنى ان تدرك انني اضطررت ان اكذب على ايما لأكون هنا
    Yaptığım kötü bir şeydi ama sana bir daha yalan söylemeyeceğime söz veriyorum. Open Subtitles وكان أفسد شئ قمت به و أنا اعدك لن اكذب عليك مرة اخرى
    yalan söylediğimi biliyorsun. Ve sesi de böyle değil zaten. Open Subtitles انت تعرف انى اكذب, و لكن لا يبدو الامر هكذا
    Bak, sana yalan söylemeyecek ve Ekvator'un yaşam değiştiren bir tecrübe olmadığı gibi davranacağım ama bilmiyorum, belki de onu entelektüelleştirir. Open Subtitles انا لن اكذب عليك واتظاهر ان الاكوادور لم تكن تجربة تغيير حياة حقيقية لكن لا اعرف هذا ربما يكون تنويريا منه
    Tanrım, buradan ve tekrardan lisedeymişim gibi yalan söylemeye zorlanmaktan nefret ediyorum. Open Subtitles إلهي ، اكره ذلك بأنني بهذا المكان وكوني مجبرة هنا لكي اكذب
    Yemin ediyorum, eğer senin için yalan söylememi istersen, yaparım bunu. Open Subtitles اقسم بأنك لو اردت مني ان اكذب من اجلك سآفعل ذلك
    Beni kendileri için yalan söylemeye mecbur ettiler ve siz bana bunun için maaş ödemiyorsunuz, Bay Montgomery. Open Subtitles لقد جعلونى اكذب لصالحهم,وهذا ليس عملى الذى اقوم به يا سيد مونتجمرى
    Konuşurken yalan söylemeye alışıktım. Open Subtitles كان من السهل على الحديث من قبل, وكنت اكذب عادة
    Tamam, polise yalan söyledim, atla gezmiyordum. Open Subtitles جعلتنى اكذب على الشرطى هذا الصباح بشأن ركوب الجياد
    Sana asla yalan söylemedim Jean. Seni kullandım ama sana asla yalan söylemedim. Benim işim değil bu Cross, yemin ederim. Open Subtitles انا لم اكذب عليك ابدا , جان انا استغليتك , ولكنى لم اكذب عليك هذا ليس من طبعى , جان , اقسم لك
    Cully, hayatının geri kalanını bir yalan yüzünden hapiste geçirmek istemezsin. Open Subtitles كولي،أنت لا تُريدُ دُخُول السجنّ لبقية حياتكَ لما اكذب.
    Şu halime bak, yalancı oldum. Vergi için bile yalan söylemedim ben. Open Subtitles أنا كذبت، أنا الذي لم اكذب في حياتي قط ولا حتى على مأمور الضرائب
    yalandı. Dayanılmaz bir ıstıraba benzetmişti! Open Subtitles كنت اكذب , لقد قال انه كان مثل الجحيم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more