Babam Avustralya çoban köpeklerini severdi. | Open Subtitles | والدي أحب المسلسل الأسترالي ٌ البلوهيلرز ٌ |
Hey, sen cadde'de tanıştığı şu Avustralya'lı çocuk musun? | Open Subtitles | هل أنت هو الأسترالي الذي قابلته في الشارع؟ |
Avustralya yasalarına yeni olduğumdan, beni köylü gibi görüyor. | Open Subtitles | إنه يظن لأنني جديدة على القانون الأسترالي أنني سأكون جاهلة كفلاحة أو شيء كهذا. |
Avustralyalı zaten işler sarpa sarınca kuyruğunu kıstırıp kaçar. | Open Subtitles | ثم يهرب الأسترالي كحيوان الومبت عندما تتعقد الأمور |
Normal hayatındaki yaramazlıkları ile tanınan Avustralyalı oynadığı her karaktere çok iyi uyum sağlamasıyla ünlü. | Open Subtitles | الأسترالي الرائع المعروف بتمثيل أدوار الشر بواقعية والمشهور بإستطاعته لتقمّص أي دور يلعبه |
Ortama alışamadın mı, Avustralyalı? | Open Subtitles | جزء صغير من عناصرك , وليس أنت أيها الأسترالي ؟ |
Avusturalya Kadınlar Softball takımıyla geçirdiğim geceden önce aynısını söyledim. | Open Subtitles | اخبرت نفسي ذات الشيئ قبل ليلتي مع فريق كرة القاعدة الأسترالي |
Avustralya boğa karıncalarıysa pis heriflerdir fakat tehlikeli olmaktan ziyade mide bulandırırlar. | Open Subtitles | بينما النمل الأسترالي أوغاد صغار، لكنهم ليسوا خطراء لا مفاجأة |
Doğruymuş. Avustralya'daki show'u yayından kaldırmışlar. | Open Subtitles | الأمر صحيح، فقد قاموا بالغاء البرنامج الأسترالي |
Dev Avustralya mürekkep balığı genellikle yalnız yaşar ama kısa ömürlerinde bir kez çiftleşmek için bir araya gelmek zorundadırlar. | Open Subtitles | الحبّار الأسترالي العملاق يعيش عادة بمفرده، لكن في مرّة واحدة خلال حياتهم القصيرة يجب أن يجتمعو للتزاوج. |
Sağdıcın, Avustralya Parlamentosu'yla dokuz kuka oynadı diye mi? | Open Subtitles | وصيفك فقط يلعب البولينج بأعضاء البرلمان الأسترالي |
Tüm Avustralya Parlamentosu'nu koyun çalma, ırkçılık ve oğlancılıktan oluşan soytarılıklarınla gocundurmak planda yoktu yani. | Open Subtitles | ألم تتعمدوا إهانة البرلمان الأسترالي بما قمتم به من سرقة الخروف و السباب العنصري |
O bir Avustralya memelisi! O büyük kitlelerin gözbebeği! .. | Open Subtitles | الحيوان الثديي الأسترالي ، أهم ما فيه جاذبيته الشديدة |
Bir Avustralya dokumacı karıncası kolonisinin geleceğinin parçası olan bir larvayı çenelerinin arasında taşıyor. | Open Subtitles | تحمل نملة الحبّاك الأسترالي جزءًا من مستقبل مستعمرتها يرقة في فكَّيها |
İtalyan motosikletine binen Avustralyalı, kendi de dahil herkesi şaşırttı. | Open Subtitles | الأسترالي فاز بكل شيئ على حين غرة راكبا الدراجة الإيطالية مفاجئا حتى نفسه |
Avustralyalı yarışçı antrenmanın en hızlısıydı ve yarışa pol pozisyonundan başlıyordu. | Open Subtitles | الأسترالي كان الأسرع في التجارب الحرة منطلقا في السباق من المركز الأول |
Sürekli Avustralyalı olmamla ilgili sorular sorup durdular. | Open Subtitles | يبدو وكأنهم وصلوا للشيء الأسترالي وتوقّفوا هناك |
Sen ve hiç bahsetmediğin Avustralyalı adam. - Güney Afrika. | Open Subtitles | أنتِ والرجل الأسترالي الذى لم تذكريه من قبل |
Penseli Avustralyalı adamı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكران ذلك الرجل الأسترالي مع الكماشة؟ |
Avustralyalı, takma sakal kullanan Simpson'dı! | Open Subtitles | الأسترالي كان هو نفسه ! سيمبسون" بلحية مستعارة" |
Avusturalya kaleye doğru güçlü bir şut çekiyor... | Open Subtitles | الفريق الأسترالي يضرب وتتقدم لتصل إلى البوابات |