"الأسف" - Translation from Arabic to Turkish

• üzgünüm
• özür
• yazık
• Üzgün
• pişmanlık
• pişman
• üzüldüm
• pişmanım
• üzgünüz
• Korkarım
• Özür dilemek
• maalesef
• gerçekten

Evet, bunun için cidden üzgünüm, sana bir şeyler söylemem gerekirdi.
أجل، أنا في غاية الأسف لهذا كان علي أن أقول شيئاً

üzgünüm ama benim kitabıma göre, biri sana bir şişeyle gelirse, ki ölümcül bir silahtır, sonuçlarına katlanması lazım.
في رأيي ، مع الأسف لو هاجمك شخص وفي يده زجاجة وهذا سلاح مميت ، فعليه أن يتحمل العواقب

- gerçekten çok özür dilerim. - Yani gerçekten birisi sorumsuz.
أنا حقاً فى غاية الأسف إذن هناك شخص آخر غير مسئول

Bak gerçekten, gerçekten özür dilerim. Ama şu an ayakkabındaki dondurmayı yalamam gerekiyor.
أنا في غاية الأسف ، الآن دعني أزيل هذه البوظة من على حذائك

Ama ne yazık ki, onlarla tekrar o bağı kuramadım.
ولكن مع الأسف علاقتي بهما لم ترجع إلى عهدها قط

Ve annem kuliste yüzünde aynı Üzgün ifade ile beni bekliyordu.
و كانت أمي في الجناح واقفة، و نظرة الأسف على محيّاها.

pişmanlık insana acı verir. Rory'nin acı çekmesini mi istiyorsun?
الأسف يجعلك قاسية هل تريدين أن تكون روري قاسية؟

Onun için biraz üzgünüm, gerçi. Şimdi hepinizin cebinizdekileri boşaltmanızı istiyorum.
أشعر ببعض الأسف عليه، والآن ليخرج الجميع كل شيئ في جيوبه.

Yüzbaşı, sizi beklettiğim için çok üzgünüm.
حسنٌ يا كابتن , أنا بغاية الأسف على جعلك تنتظر

- "üzgünüm sevgilim, hepsi bu kadar".
، في غاية الأسف يا عزيزي . ولكن كل شيء قد انتهى

Çok üzgünüm ama gece olunca, yabancılara asla açmam.
أنا في غاية الأسف لا أستطيع أن أفتح الباب لغرباء بالليل

Çok üzgünüm ama gece olunca, yabancılara asla açmam.
أنا فى غاية الأسف لا أستطيع أن أفتح الباب لغرباء بالليل

Jim masumsa, Bayan Marple. özür dilerim ama, kafam çok karıştı.
او كان جيم برئ, فانا فى اشد الأسف يا انسة ماربل

Çok özür dilerim ama şu anda kapatmak zorundayım.
أنا بشدة الأسف ولكن عليّ اغلاق السمّاعة الآن.

Teşekkür ederim, Mösyö Trefusis. Rahatsız ettiğim için çok özür dilerim.
شكرا سيدي ً تريفيوسيس ً أنا في غاية الأسف لإزعاجك

Ve hepsinden önemlisi sözlerimle size hakaret ettiğim için gerçekten özür diliyorum.
وعلى رأس هذا، أنا بغاية الأسف لإهانتي لك بهذا الشكل.

- Bu kadar güçlü bir taşçıyı öldürmek yazık olacak.
أليس من الأسف أن أقتل قاطع أحجار بمثل هذه القوه

Ama ne yazık ki, karısı, hiç onun umduğu tepkiyi vermemişti.
.. ولكن مع الأسف لم تتجاوب زوجته لذلك كما كان يأمل

Sen bir şey demeden önce çok Üzgün olduğumu söyleyeyim.
حسنٌ, قبل أني تقولي أيّ شيء أنا في غاية الأسف.

Gitmeden önce, olanlar için gerçekten Üzgün olduğumu söylemek istedim.
قبل أن تذهب أردت أن أخبرك بأني بغاية الأسف لما حدث

Tarih kitapları, fotoğrafları, pişmanlık ve üzgünlük gibi duyguları yoktur.
كما تعلمين فليس له كتب تاريخ، لا صور لا إلمام بالحزن أو الأسف.

Wally, hayatının geri kalanında pişman olacağın bir hata yapma.
والي، لا تجعل من الخطأ كنت الأسف ستعمل بقية حياتك.

Böyle düşünmenize çok üzüldüm, Bayan Forbes.
أنا في غاية الأسف أنك تشعرين هكذا ، سيدة ً فوربــس ً

Hayatına bu kadar geç girdiğim için çok pişmanım.
ان الكثير من الأسف ، بدء حياتها حتى وقت متأخر.

Bir anlamı varsa, ikimiz de çok üzgünüz.
أياً كانت العواقب .. نحن فى غاية الأسف لهذا

üzgünüm, ama Korkarım seni terfi ettireceğiz.
أنا في شدة الأسف ولكن أخشى أن علينا أن نرقيك.

özür dilemek işe yaramaz.
الأسف ليس بالقضية هنا , لم يكن من المفترض بك القدوم لمنزلي بهذه التفاهات

Bu yakıtlar maalesef gezegenin bazı bölgelerini Ay'a benzetiyor.
لكنه مع الأسف يحوّل أجزاءً من كوكبنا إلى ما يشبه القمر.

Komşumun çocuklarının kurtlar tarafından mideye indirilmesini görmek beni gerçekten üzerdi.
يجب أن أكون في غاية الأسف لرؤية الذئاب تلتهم أطفال جيراني