Ne olmuş yani? Muhtemelen bu şeyleri daha önce duymuşsunuzdur. | TED | وإن يكن؟ ربما سمعتم عن مثل هذه الأشياء من قبل. |
Bu tür şeyleri daha önce de gördün öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكنك رأيت هذه الأشياء من قبل أليس كذلك؟ |
Müzem için parçalar topluyorum ama aynı zamanda Bunları da geldikleri yerlere iade ediyorum. | TED | إذ أقوم بجمع الأشياء من أجل متحفي، لكنني أقوم أيضاً بإعادة الأشياء إلى المكان الذي أتت منه. |
Oğlum onun için evden plakları, eşyaları çalıyor olsa bile. | Open Subtitles | حتّى لو سرق الإسطوانات وبعض الأشياء من البيت. |
Ve bu aslında malzemeleri raflardan alıp kullanmanın tersine özel bir teknoloji dizayn etmek anlamına geliyordu. | TED | وهذا كان يعني حقيقة تصميم تقنية خاصة على عكس مجرد شراء الأشياء من على الأرفف واستخدامها |
Gerçek şu ki, bilmek de istemiyordum. bazı şeyler söylenmeden güzeldir. | Open Subtitles | وفى الحقيقة لا أريد أن أعرف بعض الأشياء من الأفضل ألا تعرف |
O şeyleri daha önce gördüm. Beni hiç rahatsız etmemişilerdi. | Open Subtitles | لقد رأيت هذه الأشياء من قبل و لكنه لم يزعجني أبداً |
Bir satranç tahtası, bir çizgi roman ve birkaç kağıt. - Bu şeyleri daha önce görmüş müydünüz? | Open Subtitles | لوح شطرنج، مجلّة هزلية وبضعة أوراق أسبق لكِ رؤية هذه الأشياء من قبل |
Böyle şeyleri daha önce çok gördüm ama bazı nedenlerden dolayı çocuğun yüzü beynime kazındı. | Open Subtitles | رأيت الكثير من هذه الأشياء من قبل لكن لسبب ما وجه .... ذلك الطفل حقا |
Bunları paramparça ederek tırnaklarını mükemmel hâle getiriyor. Çünkü ataları da hayatta kalmak için aynısını yaptı. | TED | هي تقطع تلك الأشياء من أجل أن تحافظ على مخالبها حادة، لأن هذا بالضبط مافعله أسلافها من أجل استمرار النسل. |
Bunları köprüden at. Canın ne yapmak istiyor? | Open Subtitles | . نرمي الأشياء من على الجسر ما الذي تشعر بأنك راغبٌ بفعله ؟ |
Dürüstlük ve iyilik notu. Tüm Bunları tek başıma yaptım. | Open Subtitles | بصراحة شديدة، لقد فعلت هذه الأشياء من أجل نفسي. |
Kate, Curtin'in hücresindeki eşyaları getirdi mi? | Open Subtitles | كيت، هل تحصلت على الأشياء من هاتف كيرتين |
Tabloları astı. eşyaları bir yerden başka yere taşıdı. | Open Subtitles | قام بتعليق اللوحات , و حرك الأشياء من مكان لآخر |
Tatlım,Gabriel bu eşyaları herhangi bir yerden de bulmuş olabilir. | Open Subtitles | حبيبتي ، تعلمين قد يكون جابرييل اشترى هذه الأشياء من أي مكان |
Çıktığında onunla savaşabiliriz. Büyü malzemeleri satan dükkandan bir şeyler gerekiyor. | Open Subtitles | لكنى أحتاج أن أحضر بعض الأشياء من متجر السحر |
Bu tür malzemeleri her yerden alabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الحصول علي هذه الأشياء من أيّ مكان |
Bu malzemeleri sana göstermeden atıp kendimi kötü hissetmek istemedim. | Open Subtitles | لا أريدك أن تستاء لقيامي برمي هذة الأشياء من دون أن أريك اياها أولاً . حسناً ؟ |
The New York Times için bazı şeyler gerekli. | Open Subtitles | أحتاج إلي بعض الأشياء من أجل مجلة نيويورك تايمز |
Evet, bilirsin, orda, burda bazı şeyler yapıyorum, ...sadece çocuklarla biraz zaman geçirdim bu kez doğru olanı yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم ، نقل الأشياء من هنا إلى هناك وقضاء الوقت مع الأطفال ومحاولة فعل الشيء الصحيح |
Sen bir iblissin ve bazı şeyler doğanda var. | Open Subtitles | أنتِ شيطانه, و هناك بعض الأشياء من طبيعتك |