"الأطوار" - Translation from Arabic to Turkish

    • ucube
        
    • kaçık
        
    • çocuk
        
    • küçük
        
    • tip
        
    • inek
        
    • tipli
        
    • uyuz
        
    • herif
        
    • biraz
        
    • huysuz
        
    • çatlak
        
    O bir ucube, sen bir kaltaksın, birbirinizi hak ediyorsunuz. Open Subtitles إنه غريب الأطوار و أنتِ سافله و أنتما جديران ببعضكما
    Dışarıdan bakıldığında oldukça garip, ucube tipler olarak görülüyoruz. TED بالنسبة للعالم الخارجي، إننا نبدو كمجموعة من غريبي الأطوار.
    Bütün bildiğim bu bina, zengin ve kaçık birine aitti. Open Subtitles كل ما أعرف أن هذا المبنى لعجوز ثري غريب الأطوار
    Evet, annem ve onun kaçık tiyatro okulundan arkadaşlarıyla bir cuma gecesi. Open Subtitles نعم، ليلة الجمعة مع أمّى وأصدقائها غريبى الأطوار من صف المدرسة العليا
    Bu çocuk kesinlikle tuhaf. Belki de ipucu tuhaflığında gizlidir. Open Subtitles في الواقع، الطفل غريب الأطوار رُبَّمَا هناك فكرة في ذلك
    Buraya gel, seni küçük garip adam. Open Subtitles تعال إلى هنا، أيّها الإنسان الصغير الغريب الأطوار
    Bunlar hayalet tarafından korkutulmak istenen bir avuç uçuk kaçık tip sadece. Open Subtitles إنه فقط هؤلاء غرباء الأطوار الذين يريدون ان يقيموا علاقة مع شبح.
    Bazıları inek Tony Soprano olduğumu düşünüyor, ve buna tepki olarak kurşun geçirmez bir cep koruyucu ısmarladım. TED بعض الناس يعتقدون أنني تونى سُبرانو الغريب الأطوار وكرد فعل، قُمت بطلب واقى من الرصاص،
    Her birinde beş kitaptan birisini okuyan garip tipli aynı kişi var. Open Subtitles ،وعلى كل واحد منهم نفس قراءة غريب الأطوار هذا لإحدى الكتب الخمسة
    - Parmağıma basıyorsun! - Sus bir! ucube bizi fark edecek. Open Subtitles اصبعي، ابتعد اسكت، قد يكون الغريب الأطوار
    - ucube kıçımızdaydı! Ben ucubeyi gördüm! Open Subtitles كان الغريب الأطوار هناك وهل كان ذلك ذئباً؟
    Ondan ders alıyorum desem? O ucube bir öğretmen mi? Open Subtitles لقد فعلت ما طلبت مني، حصلت على أستاذ الغريب الأطوار هو أستاذ؟
    George sadece ünlü bir deniz biyoloğu değil aynı zamanda senin kadar kaçık. Open Subtitles جورج ليس فقط العالم الشهير في علم الأحياء البحرية إنهُ غريب الأطوار مثلكَ
    Sanırım ben duymuş olabileceğiniz şu kaçık insanlardan birisiyim. Open Subtitles أعتقد أننى لست من غريبى الأطوار الذين تسمع بهم
    Ama ben yapınca insanların ayakkabılarına çok dikkat eden tuhaf çocuk oluyorum. Open Subtitles لو فعلتها أنا، سأكون غريب الأطوار الذي يحدق كثيرًا في أحذية الناس
    Büyük bir ev, süslü bir karı ve spor ayakkabıyla gezen bir çocuk. Open Subtitles منزل كبير، زوجة غريبة الأطوار والفتى الذي يرتدي أحذية رياضية.
    Son sahibimiz Kaptan Antilles'di, fakat bunların içindeyken bu küçük R2 unitesi biraz garipleşti. Open Subtitles سيدنا الأخير كان كابتن انتيليس لكن بعد كل ما مررنا به هذا الأر 2 أصبح غريب الأطوار
    Bu tip konularda tuhaf fikirleri vardır. Open Subtitles ‏ فهو غريب الأطوار بعض الشيء في مثل هذه الأمور.
    Evet. Cerrahideki 60 inek de senin arkadaşın. Open Subtitles صحيح ستون فرداً من الأطباء غريبي الأطوار هم أصدقائكِ
    Ürpertici tipli beyaz bir herif, annesiyle aynı evde yaşıyor ve muhtemelen daha önce hiç seks yapmamış. Open Subtitles شخص غريب الأطوار يسكن مع والدته وغالباً لم يمارس الجنس في حياته
    biraz tuhaf ve uyuz olabilirim ama sen her zaman beni tasdiklerdin. Open Subtitles فأنا غريب الأطوار بعض الشيء و لكنك دائما ما جعلت مني إنسانا ذا قيمة
    Bir sürü tuhaf herif tanıyorsun galiba. Open Subtitles يبدو أنكِ تعرفين العديد من الشبان الغريبي الأطوار.
    Burası diğer tur arkadaşınızı alacağımız yer biraz garip bir kız. Open Subtitles هنا حيث توجد رفيقة رحلتك الآخرى إنها غريبة الأطوار بعض الشىء
    Eminim birçoğunuz, bütün o kahvaltı bulaşıkları birikmiş ve huysuz kocalarınız işe gitmeye hazırlanırken bunun hayalini kuruyorsunuz. Open Subtitles أراهن أن الكثير منكم يحلم بذلك أحياناً مع تراكم كل أطباق الإفطار و الأزواج غريبو الأطوار يذهبون إلى أعمالهم
    Bu da beni çatlak ailemizdeki garabet yaptı. Open Subtitles و بدوره فأنا غريب الأطوار في هذه العائلة الغريبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more