İşler iyi gittiğinde büyük haz duyarsınız, ama işler bozulduğunda korkunç umutsuzluğun içine düşürseniz. | TED | تشعر أنك فى قمة الأبتهاج طالما الأمور تسير على ما يرام و ينحرف المزاج ليصل إلى أفظع حالات الأحباط عندما تسئ الأمور |
Ah, merhaba, Max. İşler senin adına çok iyi gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | مرحباً يا "ماكس" , الأمور تسير على ما يرام أليس كذلك ؟ |
Öykülerde işler yazarın istediği gibi gelişir. | Open Subtitles | في القصص ، الأمور تسير مثلما يخطط لها المؤلف |
Galiba kızgındım ve paniğe kapıldım. herşey çok iyi gidiyordu. | Open Subtitles | كنت غاضبة ، ومضطربة كانت الأمور تسير على ما يُرام |
*Oramiral Dönitz Führer'le işlerin iyi gittiğini öğrenince, mutlu olacak. | Open Subtitles | سيُسعد الأدميرال الأعلى دونيتز أن يعلم بإن الأمور تسير معه على ما يرام |
Neden olmasın, şu ana kadar her şey yolunda gitti Neden değişsin bilemiyorum | Open Subtitles | لمَ لا ، الأمور تسير على ما يرام حتى الآن ولا أرى سبباً للتغيير |
Gerçekten garip olan tek şey işlerin gerçekten yoluna girmesi. | Open Subtitles | ،ما هو غريب حقًا .أن الأمور تسير بخير في الواقع |
Anlaşabilecek miyiz? | Open Subtitles | هل الأمور تسير أم لا؟ |
İşler iyi giderken savaşın tadını Hitler kadar iyi çıkardılar. | Open Subtitles | حين كانت الأمور تسير على ما يرام فقد استمتع الجنرالات بالحرب تماما مثل هتلر |
İşler kötü gitmeye devam ederse,.. .. firari köleler ordusunun yasadışı lideri olarak.. | Open Subtitles | إذا استمرت الأمور تسير بهذا السوء أخشى ان ينتهي بي الأمر |
İşler iyi gidiyor. Artık oda kiralamaya ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | لدينا غرفة شاغرة و الأمور تسير جيّداً لن نحتاج أن نؤجر الغرفة لأحد بعد الآن |
Bir hafta geride kaldı... ve birkaç küçük hadisenin dışında işler epey yolunda gitti sayılır. | Open Subtitles | و بصرف النظر عن بعض الحوادث البسيطة ، يبدو أن الأمور تسير بخير |
Bak Ridley burda işler böyle yürüyor ... ve değiştirmek için bir şey yapamazsın... | Open Subtitles | انظر يا ريدلي الأمور تسير كما هى عليه لا يمكنك فعل شيء لتغييرها |
Yanlışım varsa düzelt ama şu an işler oldukça iyi gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | وجّهيني إن كنت خاطئة، ولكن الأمور تسير بشكل جيد الآن، صحيح؟ |
Ne şekilde değerlendirirsen değerlendir, işler iyi gidiyor. | Open Subtitles | على أي نطاق سخيف لك استخدام أريد أن الأمور تسير جيدا. |
Bir sürü iş geliyordu. Her şey çok güzel gidiyordu. | Open Subtitles | وكانت الأمور تسير على أحسن ما يرام وكنت قد بدأت أحقق الشهرة |
Bu güreş manyağı çıkıp, ortalığı mahvedene kadar her şey yolunda gidiyordu. | Open Subtitles | كانت الأمور تسير على أحسن ما يرام حتى أفسد هذا المصارع المعتوه كل شيء |
Onun için işlerin yolunda gittiğini söyleyemem. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الأمور تسير جيداً معه إطلاقاً. |
bir kez daha her şeyin yolunda gittiğini, harika olduğunu düşünürken bizi bekleyen sonraki aksaklığı gördük. Birçok erkek, eşlerindeki belirgin değişiklikleri farketti. | TED | و لكن بينما كنا نظن أن الأمور تسير على ما يرام مرة أخرى كان كل شيء رائعاً اصطدمنا بنكسة جديدة بدأ الكثير من الرجال يلاحظون التغير الواضح على زوجاتهم |
Her şey yolunda. Senin yerine birini bulmuşlar. | Open Subtitles | يا الفي، إنه العرض قالوا إن الأمور تسير سيراً حسنا |
Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum. Deniyorum, ama herşey kötü gidiyor. | Open Subtitles | لا يمكنني القيام بشئ صحيح، أنا أحاول ولكن الأمور تسير بطريقة خاطئة |
Anlaşabilecek miyiz? | Open Subtitles | هل الأمور تسير أم لا؟ ! |