egosu yüzünden Calleigh. Onu küçük düşürmüştüm. Şimdi intikam almak istiyor. | Open Subtitles | الأنا يا "كاليه" لقد سببت له إحراجاً والآن هو يريد الإنتقام |
Ooohh, demek aktörün egosu rahatsız oldu | Open Subtitles | اوه, لقد أهنت الأنا وكبرياء هذا الممثل |
Ayrıca yan yana durmamamız egom açısından iyi olur. | Open Subtitles | زائد، ويهمني أن يكون أفضل ل الأنا لي أننا إذا لم نقف بجانب بعضها البعض. |
Planlara adımı şifrelemem egom yüzünden. | Open Subtitles | الأنا هي السبب الوحيد وراء تشفيري لاسمي في تلك المخطّطات |
Lanet olası egon, Emma. | Open Subtitles | ذلك بَعْض الأنا الداعرِ، إيما. |
Neden, çünkü kendi egosunu kamu yararının önüne koydu diye mi? | Open Subtitles | لماذا، لأنها تضع الجمهور الرعاية قبل لها الأنا الخاصة ؟ |
Ne zaman ''ben''den daha çok ve ''biz''den daha az varsa, kendimizi savunmasız, korkak ve yalnız buluruz. | TED | حين تكون لدينا الكثير من "الأنا" والقليل جدًا من "نحن،" سنجد أنفسنا ضعفاء، خائفين ووحيدين. |
Soykırımdan sağ kurtulanlar olarak yaşlı bir çift, iki iktidarsız arkadaş olarak yorumlandılar, hatta Freud'un Ego ve benliği olarak. | TED | لقد تم تفسيرهما على أنهما نجاة أحداث نهاية العالم، شريكان يشيخان، صديقان خاملان، أو حتى تجسيد لمصطلحي فرويد الأنا والهو. |
-Sence neden böyle? Bilmiyorum. Sanırım egoları yüzünden. | Open Subtitles | لا اعرف اعتقد انها الأنا خاصتهم |
Hercule Poirot'nun egosu da rahatsız oldu. | Open Subtitles | لأنك أهنت الأنا و كبرياء بوارو ايضا |
Bir kadının bedenine hapsedilmiş bir erkeğin egosu. | Open Subtitles | الأنا رجل المحاصرين في على جثة امرأة. |
Bir egosu olduğu çok açık ve bence doğru bir ortamda olursa gelişebilir. | Open Subtitles | لديه ( الأنا ), أؤكد ذلك أعتقد أنه لو كان ببيئة صحيحة, سوف |
egosu, dev bir robot boyutunda. | Open Subtitles | لديه الأنا حجم الإنسان الآلي العملاق |
Asla diğer herkesten daha iyi olduğumu düşündüren bir egom olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدي الأنا أفكر أن أنا أفضل من أي شخص آخر. |
Ancak benim de egom var. | Open Subtitles | و لكن لدي الأنا الذاتية بالفعل |
egom istediğimi almaya, nasıl istersem öyle almaya alışkın olduğu için... | Open Subtitles | انها تستخدم بلدي الأنا فقط بالنسبة لي الحصول على كل ما أريد، لكن كنت أرغب في ذلك... |
egon, isteklerin, akustiğin. | Open Subtitles | الأنا الخاصة بك، مطالبك، والصوتيات |
egon ve kibrin seni güneşe çekti. | Open Subtitles | الأنا و الكبرياء رفعاك لمرتبةٍ عالية |
egosunu okşayan ve onun kral olduğunu bilmesine izin veren biri. | Open Subtitles | أعني، شخص بمقدوره الطرق على شبق الأنا لديه وتعلمان، جعله يعرف أنّه ملك. |
Her şeyi yap ama Jaikant Shikre'nin egosunu incitme. | Open Subtitles | هل أي شيء ولكن لا تؤذي الأنا Jaikant Shikre ل. |
Sana yemin ederim ki, ben de aynısını aklımdan geçiriyordum. | Open Subtitles | أقسم لورانس! أقسم لك! كنتُ أفكّر بـ"الأنا الكبيرة". |
Ego, kibir, tüm dünyayı aldatarak eğlenceli zaman geçirmek. | Open Subtitles | الأنا ، زهو قلنسوة العالم كلة ويقضى وقت رائع فى عمل هذا |
Kendi egoları için hayallerini yıktılar. | Open Subtitles | كسروا أحلامه لتلبية الأنا الخاصة بهم. |