"الإختلاف" - Translation from Arabic to Turkish

    • fark
        
    • farkı
        
    • Farklı
        
    • farklılık
        
    • farkın
        
    • farklar
        
    • farkları
        
    • farktan
        
    • farkını
        
    • farkımız
        
    • farklılıklar
        
    • farkeder
        
    • ayrılığı
        
    • farklılığı
        
    • farklılığa
        
    "Run of Logan" ile "Oasino" arasındaki fark neydi sence? Open Subtitles آه، لذا، ما هو الإختلاف بين مرة الحظّ وكازينو يسرقان؟
    Bu fark, alışılmamış uzay, yardım edemeyiz ancak an ve an deneyimleyebiliriz zamanı. Open Subtitles الإختلاف هو ليس كالمكان لا نستطيع المساعدة ولكن نختبر الزمن لحظة بعد لحظة
    Seninle benim aramdaki tek fark ben günahlarımın bedelini ödeyeceğim. Open Subtitles الإختلاف الوحيد بيني وبينك هو أني سوف أدفع ثمن خطاياي
    İyi makyaj, doğru peruk ve kimse aradaki farkı anlamaz. Open Subtitles أي شغل تركيب جيد والباروكة الصحيحة، ولا أحد يعرف الإختلاف.
    Seninle aramızdaki farkı anlayabilmen için sen yalvarmadan hayatını bağışlıyorum. Open Subtitles سترى الإختلاف بين نفوسنا فأنا أهبك حياتك قبل أن ترجونى
    Aradaki fark şu ki, onların Birleşmesi gerçekleştiğinde sizler cennete yükselmeyeceksiniz. Open Subtitles هذا الإختلاف يكمن عندما يحدث الدمج لن ترفع روحك إلى الجنة
    Buyuk Diverjans (fark)'i aciklayabilecegimi, dusundugum 6 madde var. TED هناك ستة التى تشرح الإختلاف الكبير على ما أعتقد.
    Ama sizin durumunuzdaki fark şu: Open Subtitles لكن الإختلاف فى حالتك هو خوفك من هذا الصوت
    İşte seninle aramızdaki fark. Ben her zaman kendi cinayetimi kendim işlerim. Open Subtitles حسنا, هذا هو الإختلاف بيننا أنا أقوم بالقتل بنفسي دائما
    O elmaslarla ablamınkiler arasında ne fark var ki? Open Subtitles ما الإختلاف بين هذه الماسات وماسات أختي؟
    İkimizin arasındaki fark ne biliyor musun Violet? Open Subtitles تعرفين ما الإختلاف بينك وبيني .. فيولت ؟
    Tek bir adam zafer ve yenilgi arasında fark yaratabilir. Open Subtitles رجل واحد قد يكون الإختلاف بين النصر والهزيمة
    Ama düşman kuvvetleri ile gücü farkı ile hayal kırıklığı. Open Subtitles ولكن جيشه حارب الإختلاف كادت المملكة على وشك أن تُهزم
    Yaya ile ağaç arasındaki farkı söylemek isterseniz buyrun, söyleyin bu çok önemli. TED إذا كنت تستطيع أن تخبرنا الإختلاف بين مثلاً شجرة وشئ متحرك وهو شئ هام جداً
    Ama onlara floresan ışıkla bakarsanız, çok sayıda desen görürsünüz. Aralarındaki farkı gerçekten görebilirsiniz. TED لكن لو نظرت إليها تحت الضوء الفلوري، سترى الكثير من الأنماط، يمكنك حقاً أن ترى الإختلاف فيما بينهم.
    Dolmakalem farkı göz önüne alınırsa, diğeriyle aynı gözüküyor. Open Subtitles مع الوضع فى الحسبان الإختلاف فى الحبر فالنسختين تبدوان متطابقتين
    Ve benim işimde, bu kolaylıkla yaşamla ölüm arasındaki farkı ifade edebilir. Open Subtitles و في عملي.. فهو يمكن أن يعني ببساطة الإختلاف بين الحياه و الموت.
    Bu ölümsüzlük hikayeleri, binlerce Farklı şekilde tezahür ediyor. Fakat, bu çeşitliliğin arkasında aslında sadece dört tane, basit formda ölümsüzlük hikayesinin olduğunu düşünüyorum. TED لها ألاف المظاهر المختلفة لكني أعتقد أن وراء هذا الإختلاف الظاهر تحديدًا أربعة أشكال أساسية تتخذها هذه القصص
    Herhangi bir farklılık yoktu. Ve Big Bang'de, farklılık ihtimali genişledi. TED لم تكن هناك فروقاً حول أي شئ. وفي الإنفجار العظيم، ما توسّع هو قابلية الإختلاف.
    Babam bana bir defasında erkeklerle çocuklar arasındaki farkın aldıkları dersler olduğunu söyledi. Open Subtitles فى مرة قال أبى الإختلاف بين الرجال والأولاد الدروس التى يتعلموها
    Yazılan ile anlatılan arasında sıklıkla büyük farklar olur, değil mi? Open Subtitles بين الكلمات المنطوقة والمكتوبة قدر كبير من الإختلاف
    Ancak farkları çıkartınca birçok ortak yönleri var. TED وعلى الرغم من ذلك الإختلاف فهناك العديد من الأشياء المشتركة.
    Ona, gerçek aşk ile, zaman geçirmek için yatılan sıcak bir yatak, arasındaki farktan bahsettin mi? Open Subtitles هل اخبرتكم حول الإختلاف بين الحب الحقيقي و دفئ السرير بقضاء وقت ما؟
    Bana ve normal tren arasındaki ses farkını açıklayabilir misiniz? Open Subtitles أشرح لي الإختلاف في الصوت بين القطار العلوي والأرضي
    Sadece bir mastürbasyon olduğunu biliyorum, ama belki de farkımız budur. Open Subtitles أعرف أنها مجرد عادة سرية، لكن ربّما ذلك هو الإختلاف بيننا.
    Eğer bu gezegenin diğer yaşanabilir binlerce gezegenden sadece biri olduğunu herkes bilirse, farklılıklar yerine benzerliklere odaklanacaklardır. Open Subtitles إن عرف الجميع أن هذا هو مجرد كوكب من آلالف الكواكب المأهولة سيركزون على أوجه التشابه بدلاً من الإختلاف
    Ne farkeder? Open Subtitles ماذا يقوم الإختلاف به صنعا؟
    Sonuç olarak, çatıştığımız bir düşünce ayrılığı asla yaşamayız. Open Subtitles المغزى من هذا هو أنّنا لا ندع الإختلاف في الرأي يتدخّل في أيّ شـيء
    İnsanlar bir farklılığı sadece kendileri ile ilgili diye övebilirler. TED الناس يمجدون الإختلاف فقط لأنه يعود لهم
    Bu yolu seçen bilim insanlarını suçlamıyorum, ama onları ve bizleri farklılığa davet ediyorum. TED أنا لا أُجٙرُّمُ العلماء لهذه الدوافع و لكني أتحداهم ونحن لصنع هذا الإختلاف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more