Teşekkürler, Sayın Yargıç. Profesör, özgür iradenin kurmaca olduğuna mı inanıyorsunuz? | Open Subtitles | شكرًا لكِ حضرة القاضية، حضرة البروفيسور، أتظنّ أنّ الإرادة الحرّة خيال؟ |
Özgür iradenin var olduğu evrendeki tek yeri Başlangıç Noktasıdır. | Open Subtitles | أوهام، المكان الوحيد في الكون الذي تتواجد فيه الإرادة الحرة |
Özgür iradeye güvenini yitirmediğine sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنك لا تزال تؤمن بحرية الإرادة |
Amerikalılar kilolu insanları tembel ve iradesi zayıf insanlar olarak görüyorlar. | Open Subtitles | نظرة الأمريكيين للبدناء أنهم أشخاص كسالى غير طموحين وينقصهم قوة الإرادة |
İyileşebilmen için iradeli olmalı ve yaşama arzusuna sahip olmalısın. | Open Subtitles | لكي تتحسن ، لابد أن يكون لديك الإرادة والرغبة في الحياة |
Bir iraden varmış gibi dolanma çünkü yok. | Open Subtitles | لذا لا تتجوّل هُنا وتخال بأنّك تملك الإرادة لأنّه غير صحيح، |
Bu cesur bağlılık, iradenin bir parçası. | TED | وهذا الالتزام الجريء جزء من هذه الإرادة. |
Bu, Allah'ın iradesi. Ben, o iradenin bir aracıyım. | Open Subtitles | إنّها أرادة الله، وما أنا إلاّ أداةٌ لِهذهِ الإرادة |
Yalan, eğer kansere yakalandıysan, özgür iradenin ne anlamı olur ki? | Open Subtitles | كاذبون، يتركوهم ليصابوا بالسرطان ثم . يتحدثون عن الإرادة الحرة |
-Yine de ben özgür iradenin bu kitapta hala var olduğunu... | Open Subtitles | وها أنا أفكر أن الإرادة الحرة مازالتموجودةفي .. |
Bu iradeye karşı çıkabileceğimi sandım. | Open Subtitles | لقد إعتقدتُ بأنّ الإنسان يُمكِنهُ مُعارضة تِلك الإرادة. |
Kötülük bu yüzden özgür iradeye bayılır. | Open Subtitles | هذا هو سبب عشق الشر لقرارات الإرادة الحُرَّة |
Bazı insanların ne iradesi, ne vizyonu ne de iradesi yoktur. | Open Subtitles | بعض الناس لا يملكون قوة الإرادة ولا العقل ولا الرؤيا |
Babasını kurtarması gerekirken onu yangında ölüme terk etmesi yüzünden hâlâ zırlayan, zayıf iradeli adam bedeninde altı yaşındaki bir çocuğa babalık yapmak isteyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | و يلعب الأبوة مع فتى ضعيف الإرادة عمره ست سنوات عالق في جسد رجل ناضج ما زال يئن حول السماح لوالده الحقيقي بالموت |
Büyük başparmak azimli anlamı taşır ayrıca kolayca geçit vermeyen bir iraden var. | Open Subtitles | الإبهام الضخم يعنى أنكِ قوية الإرادة وليس من السهل تجاوزكِ |
Güce hâlâ sahibim ama hediyeyi teslim edecek iradem yok. | Open Subtitles | أنا أملك القوة، لكني لا أملك الإرادة لكي أُسلِّـم الهدية. |
Kilisenin artık dağıtma isteği yok. | Open Subtitles | من المحزن، الكنيسة لم تعد لها الإرادة لانجاز المهام. |
Kalın kafalı,tamamen espiriden ve özgür iradeden yoksun. | Open Subtitles | غبيه، المعلومات ضعيفة كليا يفتقر إلى الإرادة الحرة |
Karakter gücü saf bir şekilde erdemle ve yalnızca iradeyle gelişen Alfa. | Open Subtitles | إنه يحدث لأصحاب الشخصيات القوية والنفوس الصافية المليئة بالفضائل وقوة الإرادة الشديدة |
İşte özgür irade burada devreye giriyor. Tercihler yapıldı, patron. | Open Subtitles | و هنا تأتي الإرادة الحرة الأختيارات التي نملكها يا رئيس |
Çok arzu eden, yolunu da bulur. Ailemi ikna etmeyi başardım. | Open Subtitles | أينما تكون الإرادة موجودة, يكون هنالك طريق أريد أن أقنع عائلتي |
Çoğu başarı hikayesi, zorluklar karşısında gösterilen azmin, kararlılığın ve cesaretin, kazanma, savaşma ve hayatta kalma isteğinin hikayesidir. | Open Subtitles | أكثر القصص العظيمة هي قصص إرادة تصميم وشجاعة على مواجهة المحن العظيمة على الإرادة للفوز على الإرادة للقتال |
Ama eğer zaman gelir de hala savaşma arzusu olursa, o zaman ona istediğini veririz. | Open Subtitles | وبمرور الوقت، إذا كان لا زال لديه .. الإرادة لهذه المعركة إذاً، هذا بالضبط ما سنُعطيه إياه |
İrademiz ve hayal gücümüz bizi engeller arasından geçiren yeni rotalar çizmemizi sağlayan bir yol göstericimizdir. | TED | إن قوة الإرادة والخيال لدينا يرشدوننا إلى النور، ويساعدوننا على رسم مسارات جديدة وتحدي العقبات. |