Ve ülkemdeki ilk grafik tasarım ve yeni medya üniversitesini kurdum. | TED | قمت بتأسيس أول كلية للتصميم الجرافيكي و الإعلام الجديد في البلاد. |
Neyse ki geri dönüşler harikaydı sadece medya değil tıp çevresinde de ki aynı zamanda çok da destekleyicilerdi. | TED | وحمداً لله أن الأراء كانت رائعة ليس فقط من جانب الإعلام ولكن من المجتمع الطبي الذي كان داعماً جداً |
Ve bunu 29 saniyede buldum, bağımsız medyanın gücü ve önemi hakkında benim bir saatte anlatabileceğimden daha fazlasını anlatıyor. | TED | ولقد وجدت أنها وضّحت في 29 ثانية فقط قوّة وأهميّة، وسائل الإعلام المستقلة أكثر ممّا يمكن أن أقوله في ساعة. |
Zanlı Basın mensuplarını hedef alan Toplu medya Katili olarak tanınıyor. | Open Subtitles | الرجل المسلح عُرف على أنه قاتل وسائل الإعلام الذي استهدفته الصحافة |
İnsanlar uzun zamandır medyayı seks hakkında konuşmak için kullanıyor. | TED | يستخدم الناس وسائل الإعلام ليتحدثوا عن الجنس منذ زمن بعيد. |
Popüler medyada dövme, çoğunlukla ya tehlike ve sapkınlık işareti ya da modaya uygun gençlik hevesi olarak gösterilir. | TED | غالباً ما يتم طرح فكرة الوشوم في الإعلام على أنها إما علامة المنحرفين الخطرين أو من بدع الشباب العصرية |
Bu iyi bir şey değil, çünkü hikâyeler önemlidir ve birçok açıdan sezgi sahibi olmamızı sağlarlar, fakat medyaya ihtiyacımız var. | TED | وهذا الشيء ليس جيدًا، لأنه بينما القصص هي مهمة وتساعدنا في تكوين رؤى في مجالات كثيرة، نحنُ بحاجة إلى وسائل الإعلام. |
Oynamamız gereken terk kart bu disk. Onu basına verelim. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة التي نمتلكها هي الشريط فلنعطيه لـ وسائل الإعلام |
basının cevap beklediğinden eminim ama şu an bunu vermek için hazır değilim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنّ الإعلام يريد رداً لكنني غير جاهزة لأعطيهم إياه حتى الآن |
Cinselleştirilmiş görüntülerin yerine veya bunlara ek olarak şiddet içerikli medya akışına sürekli maruz kalmak sorunlarımıza yol açıyor olabilir. | TED | ويمكن أن يكون التعرض إلى دفق مستمر من وسائل الإعلام العنيفة بدلًا من أو بالإضافة إلى الصور الإباحية المسبب لمشاكلنا. |
Bir medya, ilk defa bu tür bir iletişime doğası gereği imkan tanıyor. | TED | الإعلام وسيلة فطرية جيدة لدعم مثل هذه الحوارات هذا واحد من التغييرات العظيمة |
Aradan 40 yıl geçti ama medya hala aynı şeyi yapıyor. | Open Subtitles | كان ذلك منذُ 40 عاماً و الإعلام مازال يقوم بذات الأمر |
medya karartması özellikle Robin için çok zordu çünkü, o medyanın ta kendisiydi. | Open Subtitles | التعتيم الإعلامي كان صعباً على روبن بشكل خاص لأنها ،حسناً ، هي الإعلام |
medyanın aramızda geçenleri öğrenmek için en ufak şansı varsa bunu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لن اقوم بفعل هذا لو كان هناك احتمال أن تعرف وسائل الإعلام بشأننا. |
medyanın mutlaka orada olması lazım, yoksa hiçbir anlamı kalmaz. | Open Subtitles | يجب أن تكون وسائل الإعلام هناك. هذه هو بيت القصيد. |
Hayır, Basın yok ! Bombayla ilgili medyaya henüz bilgi veremeyiz. | Open Subtitles | لا.لَيسَ الصحافةَ.نحن لا نَستطيعُ التحدث إلى أجهزة الإعلام حول القنبلةِ بعد. |
resmi bir açıklama yayınladı. Açıklama özetle, medyayı yalan haber yapmakla suçladı. | TED | حتى أصدرت بيانًا رسميًّا واتهم البيان وسائلَ الإعلام المستقلة بنشر أخبار مكذوبة |
Yani bilmek istediğin, medyada denildiği gibi Reno'da ölü bir Vago'nun uyuşturucu anlaşmasının muhtemelen ters gitmesi üzerine mi öldüğü... | Open Subtitles | ماتريد أن تعرفه هو أن الإعلام يقول بأن عضو من عصابة الفاقوز ميت بسبب أن صفقة مخدرات انحرفت عن مسارها |
Televizyon ya da basına çıkması konusunda bir şey öğrenebildiniz mi? | Open Subtitles | هل سألتم عن التلفاز و أجهزة الإعلام الأخري؟ هل تهتم حقاً؟ |
Tabii basının bu videoyu cinayetten önce görmesi planlarınızı bozar değil mi? | Open Subtitles | بالطبع، إذا استلمته وسائل الإعلام قبل الضربة ذلك سيُفسد خططَكِ، أليس كذلك؟ |
Medyadan gelen taleplere bakarsak daha büyük bir yere ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | لأعطيهم عدد طلبات وسائل الإعلام سوف نحتاج لمقر أكبر من ذلك |
MIT Media Lab ile bir süredir "aktif müzik" denilen alan üzerine çalışıyoruz. | TED | لذلك، قمنا ولفترة طويلة مع مختبر معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا لوسائل الإعلام كنا مهتمين بمجال يدعى الموسيقى النشطة |
Benim bölümüm tarafından elde edilen veriler ulusal medyayla aynı durumu yansıtıyor. | Open Subtitles | والمعلومات التي تكدّس مني ومن إدارتي تعكس الإتاحية القومية نفسها من الإعلام. |
Nasıl bir muhabir basını kendi aşkı için kullanır ki? | Open Subtitles | أى نوع من الصحفيات التى تستخدم الإعلام فى قصة حبها؟ |
Seni basınla tanıştıracağız Orada buluşuruz. | Open Subtitles | لكي نعرفك إلى الإعلام , سألقاك هناك و وكلوزو |
Afrika'nın geniş imkanları bulunmakta, ancak, Batı medyasının izleyicilerine geniş biçimde sunduğu çaresizlik ve umutsuzluk söyleminden yer bulamamaktadır. | TED | أفريقيا لديها فرص هائلة لم تنقل عبر الإنترنت من البؤس واليأس والذي يقدمه الإعلام الغربي لجمهوره الكبير. |