| Polislerin üç saat içinde hırsızları yakalamak için yeterli ekipmanı var. | Open Subtitles | سوف تتمكن الشرطه من الامساك باللصوص وذلك خلال 3 ساعات فقط |
| Avcıların hayvan yakalamak için kullandıkları bir tuzak olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت انه الفخ الذي يستخدمه الصيّادون من اجل الامساك بالحيوانات |
| İşte kırmızı topu yakalamaya eğitilmiş bir köpek. | Open Subtitles | إليكم بكلب متدرب على الامساك بهذه الكرة المطاطية الحمراء. |
| Köpek kaçmış, ben de yakalamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | الكلب ليس مقيدً وانا كنت احاول الامساك به |
| Beni yakalayamazsın. Kötü kokulu peynir adamıyım." | Open Subtitles | لا يمكنك الامساك بي فأنا رجل الجبن النتن |
| Ama, hani, tek bir balon tutmak bile mutlu bir şey. | TED | و لكن كما تعرفون، حتى الامساك ببالون واحد يعتبر إلى حد ما سعيد. |
| Bak, sen ve David için Bodnar'ı yakalamak ne kadar kişisel biliyorum. | Open Subtitles | انظر,أنا أعلم كيف أن الامساك ببودنار أمر شخصى بالنسبه لك و لدافيد |
| Sonunda onu yakalamak harika olmalı. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون لحظة عظيمة عند الامساك به. |
| Bazen, bir şey yakalamak istediğinde, biraz yavaşlaman gerekir. | Open Subtitles | أحياناً، عندما تريد الامساك بشيء ما عليك أن تتباطأ |
| Bütün bu zahmete yalanımı yakalamak için girdin. | Open Subtitles | تحملت كل تلك المتاعب لتحاول الامساك بي بكذبة |
| Ajan Shaw, seni yakalamaya çalisan Ring Ajani'nin köstebegin vücudundan veri sürücüsünü çikaran kisi oldugunu ögrendik. | Open Subtitles | العميل شاو , لقد تلقينا للتو معلومات تقول أن عميل الرينغ ذلك الذي حاول الامساك بك هو نفس الشخص الذي أخذ جهاز المعلومات |
| Onu yakalamaya en çok yaklaşan kişi ise ancak hızına yetişebiliyor. | Open Subtitles | في حالات القتل الخمس الأخيرة ولم يستطع أحد الامساك به بسبب سرعته |
| Diyor ki "Beni yakalayamazsın, siktir git. | Open Subtitles | انت لن تستطيع الامساك بي لذا ، عليك اللعنة |
| Şimdi yapman gereken şeylerden birini... memelerden birini tutmak, ve kovaya doğru sıkıca ama yumuşakça çekmek. | Open Subtitles | ما ستعمله هنا هو الامساك بإحدى هذه جوهريا أحد الحلمات، وفقط تسحبها بحزم لكن بلطف نحو السطل |
| Sorgulamak ve teslim etmek üzere terör şüphelilerini yakalama. | Open Subtitles | الامساك بارهابيين مشتبه بهم للاستجواب والتسليم. |
| Bir adamı yakalandı ama merkezdeki adam asla ortaya çıkarılamadı, hatta bir şüpheli dahi yok. | Open Subtitles | تم القبض على عمياه ,ولكن القوة المركزية لم يتم الامساك بها او حتى الشك فيها. |
| Gelen rapora göre, polisler hâlâ üç dakika uzaklıkta yani bu herifleri yakalayabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | طبقًا للإرسالية فلازالت الشرطة على بعد 3 دقائق وهذا يعني أنك الوحيد الذي يمكنه الامساك بهم |
| Domuz yakala ve pişir. İlk aşamadan çok daha kolay. | Open Subtitles | الامساك بخنزيرٍ ثم طهيه سهلاً للغاية، هذه المرحلة أسهل من الاولى. |
| Anlatmaya çalıştığım şey kabızlık. Hem sindirim hem de bilinçaltı kabızlığı. | Open Subtitles | ما اعنيه منك هو الامساك فى الاثنين اللا شعورى و الحرفى |
| Gözetleme görevlerinde hedefi yakalayıp bir an önce sorgulama güdünüzü bastırmanız gerekir. | Open Subtitles | في أي عملية مراقبة عليك مقاومة الرغبة في الامساك بهدفك والتحقيق معه فورا |
| Siz, çocuklar, Jake Vig'i yakalamama yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | انتم يا رجال ستساعدونى على الامساك بجاك فج مهما كان الثمن |
| "Holt büro hatalarını yakalamayı suçlu yakalamaktan daha çok önemsiyor." | Open Subtitles | هولت يهتم اكثر بالامساك الاخطاء الكتابية عن الامساك بالاشخاص السيئين |
| Pete Moore. Kimse onu yakalayamaz. | Open Subtitles | بيت مور لايمكن لأحد الامساك به |
| 180 km'den fazla yaparsan, seni yakalayamazlar, bu yüzden denemezler bile. | Open Subtitles | فان اسرعت بسرعه اكثر من 180 كلم لن يستطيعوا الامساك بك |
| Bir tavuğu yakalayamıyorsun ondan sonra da... evliliğe hazır olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | .... لا يمكنك الامساك بدجاجه وانت على وشك ان تتزوج ؟ |