| Bu programı baslattığımda kurumlar hakkında çok fazla şey bilmiyordum. | TED | الآن لم أعرف الكثير حول الحكومة حين بدأت هذا البرنامج. |
| Bazı cevaplar aldık ve bunlar programı şekillendirmemizde bize çok yardımcı oldu. | TED | وحصلنا على بعض الإجابات منكم هناك، وساعدتنا كثيرًا جدًا في بناء البرنامج. |
| Artık nedenini biliyorsunuz ve kanımca bu programın amacı da bu. | TED | الآن تعرف لماذا، وبالنسبة لي، هذه هي الغاية من هذا البرنامج. |
| Ama bölgenin çevre bilgisi 19 saniyede patlayacak olan.. ...Freya'dan önce programa girilmelidir. | Open Subtitles | لكن معطيات الحالة يجب أن تدخل إلى البرنامج قبل 19 ثانية من تفجير |
| Seni programda tutmaya devam edip, etmememiz hakkında bize yardımı olacaktır. | Open Subtitles | سوف يساعدنا على معرفة إذا كُنا سنبقيك فى البرنامج أو لا |
| Her birinize 3 isim verilecek ve kimin programdan atilacagini belirleyeceksiniz. | Open Subtitles | كل منكم سيختر ثلاثة أسماء من المتدربين ..حتى يُستبعدوا من البرنامج |
| Pekâlâ, bu da işe yaramıyor. Bu şovu orijinal fikirler bularak düzeltin. | Open Subtitles | حسنا، مايزال هذا غير مجد، إصلاح هذا البرنامج سيتطلب بعض التفكير الحقيقى.. |
| Şu an Synthetic Genomics'te bir hücre tasarlamanıza yarayan, o hücreyi basmanızı sağlayan, hücrede programı çalıştırmanıza olanak veren yazıcılar üretiyoruz. | TED | نحن الآن نبدأ في إنتاج ، داخل مجين صناعي، طابعات مكتبية ستسمح لك بتصميم خلية، طبع خلية تنفيذ البرنامج على الخلية. |
| Bu da Root and Shoot denilen programı tam olarak burada Tanzanya'da başlattı ve şimdi dünya çapında 97 ülkeye yayılmış halde. | TED | وأدى ذلك إلى هذا البرنامج الذي نطلق عليه الجذور والبراعم، الذي بدأ هنا في تنزانيا وانتشر الآن إلى 97 دولة حول العالم. |
| Ancak tek sorun, programı başlatmak için hiç paramız yoktu. | TED | لكن المشكلة الوحيدة هي أننا لم نملك المال لبدء البرنامج. |
| Tüm programı evlilik dışı ilişkilere ya da sapkın cinsel denemelere ayırmayı falan. | Open Subtitles | وتكريس البرنامج لمن لديهم علاقات خارج الزواج أو لمن لديهم ممارسات جنسية ضالة |
| Bu programı One Day at a Time'ım bazı Bölümlerini yayınlamak için bölüyoruz. | Open Subtitles | والآن نقطع هذا البرنامج لنعرض لكم حلقات من مسلسل ون داي ات اتايم |
| Ve programın en vurucu noktası birçok şey öğrenmiş olmamızdı. | TED | وما يميز هذا البرنامج هو أننا تعلمنا عدد من الأشياء. |
| Ve bu bariz olmayan temel meseleler programın püf noktası oldu. | TED | ومعالجة هذه القضايا الأساسية غير الواضحة أصبح جزءا أساسيا ًمن البرنامج. |
| Sadece bir kadeh şarap ve sonrasında eve bırakılma da programa dahil. | Open Subtitles | وكأساً من الشراب فقط ويشمل البرنامج فى النهاية التوصيل أيضاً الى المنزل |
| Bana, programa ve televizyona karşı önce ceza kanunun ihlalinden dava açacak. | Open Subtitles | انه سيقوم بعمل دعوة انتهاك للقانون الجنائي ضدي وضد البرنامج وضد الشبكة |
| Bizim ev bu programda olsaydı ne yapardık merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل ماذا كنا سنفعل لو عُرض منزلنا في هذا البرنامج |
| Tüm mücadelelerine rağmen, kaç tanesinin bu programdan faydalandığını görmek gerçekten çok dokunaklı. | TED | من المؤثر حقًا أن نرى كم منهن، على الرغم من نضالاتهن، قد استفادت من هذا البرنامج. |
| Burda ne işin var sana şovu izleme dedim Özellikle de canlı canlı | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا ؟ لقد أخبرتك ألا تشاهد البرنامج و خاصة على الهواء |
| Eğer bu çakma şov 100 bölüm boyunca yayınlanırsa senin çocuğunu doğururum. | Open Subtitles | لو أن هذا البرنامج استمر 100 حلقة, سأكون حاملاً في طفل منك. |
| Ben bu değeri oluşturduğum interaktif yazılım modelinin içine girdim. | TED | قمت بإدخال معدّل ذروة التدفق الزفيري هذا .في نموذج البرنامج التفاعلي |
| Sen de bu diriliş programını geri alabileceğinden emin olmalısın. | Open Subtitles | وكنت متأكدا من يمكنك الحصول على إعادته، هذا البرنامج القيامة؟ |
| Aynı program 200.000 çoçuğa ulaşmak amacıyla bütün bölgeyi kapsayacak şekilde tekrarlandı. | TED | كُرِّرَ نفس البرنامج ليصل إلى 200000 طفل، حيث قمنا بتغطية المقاطعة بأكملها. |
| Dolayısıyla Avaz, esasen resimleri dönüştüren bir çeviri yazılımı, resimleri konuşmaya çeviren. | TED | فبالتالي البرنامج أساسا محول للصور، يعمل كمترجم، يقوم بتحويل الصور إلى كلام. |
| Bir sürü sebeb yüzünden komik. Bu şova gitmemiz lazım. | Open Subtitles | هذا مضحك لأسباب كثيرة ، يجب أن نذهب لهذا البرنامج |
| şovun kalitesi düşebilir, ama bu benim en iyisini yapmaya çalışmadığımdan değil. | Open Subtitles | هذا البرنامج ربما يفشل ، لكن ليس بسبب أننى لا أبذل مجهودى. |
| Bu hafta TGS yollara düşüyor. | Open Subtitles | هذا الأسبوع، طاقم البرنامج سيستقلّ الطريق |
| Roger 2.0: Oprah, programına tekrar çıkmaktan ne kadar mutluyum anlatamam. | TED | روجر 2.0 : أوبرا .. لايمكنكي ان اخبرك عن مدى سعادتي لعودتي الى هذا البرنامج |