"التصديق بأن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğuna inanamıyorum
        
    • olmasına inanmak
        
    • olduğuna inanmak
        
    Bu örnek mahkumun, bir zamanlar valiliğe adaylığını koymuş bir canavar olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles يصعب التصديق بأن هذا السجين المثالي، هو نفس المجرم الفظيع الذي ترشّح لمنصب العمدة.
    Yarının Stars Hollow Lise'sindeki son günüm olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles أنا لا أستطيع التصديق بأن غدا أخر يوم لي في المدرسة العامة
    Bunların olduğuna inanamıyorum. Neler oluyor böyle? Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأن ذلك يحدث ، ما الذي يجري هنا ؟
    Ondan kalanların bu kadar olmasına inanmak oldukça zor. Open Subtitles من الصعب التصديق بأن هذا هو كل ما تبقى منه
    Önceliğimin seni görmek olduğuna inanmak bu kadar mı zor? Open Subtitles هل من الصعب التصديق بأن أول أولوياتي كانت رؤيتك ؟
    Küçük kardeşinin şu an yedek ekip ile birlikte olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني التصديق بأن أخاك الأصغر مع وحدته الإحتياطية
    Biliyorum. Bunun bulabildiğim tek iş olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles أعرف لا يكنني التصديق بأن هذه هي الوظيفة الوحيدة التي أمكنني الحصول عليها
    Bunun son yarışmamız olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأن هذه مسابقتنا الأخيره لست مستعده لهذا كي ينتهي
    Bunun son yarışmamız olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأن هذه مسابقتنا الأخيرة
    Yani, şu an dairemdesin ve sabah ve dairemde uyudun ve şimdi de tişörtümü giyiyorsun ve kahve hazırlıyorsun ve bunun olduğuna inanamıyorum ve ağzımdan çıkan her şey çok klişe. Open Subtitles والآن ترتدين قميصي وتعدين القهوة ولا يمكنني التصديق بأن هذا يحدث
    Onun işi olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأن هذه وظيفته
    Woody'nin akşama benimle yatma şansını geri çevirmiş olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأن (واودي) رفض فرصة لممارسة الجنس معي الليلة
    Bu adımları sadece motivasyon amaçlı sözlerle atmış olmasına inanmak zor. Open Subtitles من الصعب التصديق بأن الاقوال التحفيزية وحدها ستسمح لها بأتخاذ هذا النوع من الخطوات
    Ve vagonlarının oyuncak trenlerin olduğu kadar boş olduğuna inanmak istedi. Open Subtitles .. وأراد التصديق بأن العربات كانت فارغة كما لو كانت لعبة قطار
    Halkımın inançsız ve aşağılık olduğuna inanmak istiyorsan tamam. Open Subtitles إذا أردت التصديق بأن شعبي أدنى وكفرة، فافعل هذا
    Seksin süper güçlerimden biri olduğuna inanmak istesem de tatlım, eminim o başka bir tartışma konusu. Open Subtitles بقدر رغبتي في التصديق بأن المضاجعة هي أحد قدراتي الخارقة، ولكنني واثق أن هذا أمر مختلف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more