Bir gece kulağıma tabanca sokunca tanıştım. | Open Subtitles | التقيت به ذات ليلة في الغابة حين غرس مسدساً داخل أذني. |
Jonathan 20'li yaşlarında ve birkaç yıl önce tanıştık. | TED | إن جوناثان في العشرينيات من عمره ، وكنت قد التقيت به منذ عدة سنوات. |
Indian Hill'de tanıştığım katil taklidi yapan... bir adamı gördün. | Open Subtitles | رأيت رجلاً التقيت به في انديان هيل الذي يقتل التقليد |
Bak, uzun süreli kiralama araba kullanıyor, Marla. Onunla tanıştın demek, sonra? | Open Subtitles | انه يقود سيارة مستأجرة اذا التقيت به ؟ |
Kısa süre sonra tanıştınız değil mi? | Open Subtitles | لقد التقيت به بعد فترة من ذلك اليس كذلك؟ |
Onunla Noel partisinde tanışmıştım. Epey iyi anlaşmıştık. | Open Subtitles | التقيت به بحفلة عيد الميلاد وقد انجسمنا بشكل جيد |
Öyle ya da böyle tanıdığım herkesin bir yarası var. | Open Subtitles | لكن كل شخص التقيت به يوماً أصيب بجرح بطريقة ما |
O tipi... - Bugün tanıştım. - Haydi. | Open Subtitles | ـ وهذا الرجل، التقيت به اليوم فحسب ـ هيا، ادخل |
Bir adam vardı, ve, onunla bebeğim olduktan sonra tanıştım. | Open Subtitles | كان هناك هذا الرجل. التقيت به بعد وضعت طفلتي. |
Ve o da iyi birine benziyordu. Daha önce tanıştım mı onunla? | Open Subtitles | ويبدو لطيفاً للغاية هل التقيت به من قبل؟ |
O buradayken tanıştık. 5-6 defa telefonda konuştuk. | Open Subtitles | لقد التقيت به عندما كان هنا وتحدثنا على الهاتف عدة مرات |
Bu sabah burada tanıştık. | Open Subtitles | أنا التقيت به فقط هنا هذا الصباح |
- Parker. Kuru temizlemecide tanıştık. | Open Subtitles | - باركر، التقيت به في التنظيف الجاف. |
İşte bu yüzden, konuya başlamadan önce Mumbai'deyken tanıştığım bir adam hakkında kısa bir anımdan bahsetmek istiyorum. | TED | لذا, قبل أن أبدأ , أريد التحدث عن حكاية صغيرة قصة صغيرة عن رجل التقيت به يوماً في مومباي |
İnanılmaz bir aktör, çok iyi bir arkadaşım, Jesse Perez okuyor olacak ve birkaç saat önce tanıştığım Matt Johnson. | TED | ممثل رائع وصديق عزيز، جيسي بيريز، سيقوم بالقراءة، ومات جونسون، والذي التقيت به قبل بضع ساعات فقط. |
Kafede tanıştığım çocuk. Aslında onu yemeğe davet ettim. | Open Subtitles | إنه شاب التقيت به في المطعم في الواقع، دعوته لتناول العشاء معنا |
Onunla tanıştın mı? | Open Subtitles | لذلك كنت قد التقيت به في الواقع؟ |
Müthiş biri. Onunla tanıştın mı? | Open Subtitles | إنه شخص رائع هل التقيت به ؟ |
Müthiş biri. Onunla tanıştın mı? | Open Subtitles | إنه شخص رائع هل التقيت به ؟ |
-Psikologunda mı tanıştınız? | Open Subtitles | -وعلى كنت التقيت به في يتقلص الخاص بك وأبوس]؛ [س]؟ |
Evet. Demek onunla tanıştınız. | Open Subtitles | نعم , أرى أنك التقيت به |
Onunla lisedeyken tanışmıştım. | Open Subtitles | لقد التقيت به على الشبكة عندما كنت بالثانوية |
Aynı adamdan bahsediyorsak, onunla bir kere tanışmıştım. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان هذا هو الرجل أنا أفكر، أنا فقط التقيت به مرة واحدة. |
Amerikan tarihini, büyükbabam da dahil... tanıdığım herkesten daha iyi bilen adamdı. | Open Subtitles | أكثر مما عرفه أي شخص التقيت به على الإطلاق بمن فيهم جدي |