"التواجد في" - Translation from Arabic to Turkish

    • olman
        
    • durmak
        
    • da olmak
        
    • yolda bırakırsam
        
    • tesisindeki varlığının
        
    • olmayı
        
    • olmanın
        
    • olmak daha
        
    • yerde
        
    Bir yerde olman gerektiğinde orada ol. TED فعندما يجب عليك التواجد في مكان ما، كن هناك.
    üşüyor olmamın ve ileride Adam'a bakmak zorunda kalabilecek olmamın dışında en çok da tüm gün bu pedlerle beraber o evin içinde durmak istemememdi. Open Subtitles لأنه من الممكن أن أعتني بآدم، صحيح لكن السبب الرئيسي أنني لا أريد التواجد في المنزل كل هذه الأيام
    Antarktika'da olmak çok özel bir deneyim. Open Subtitles إن التواجد في أنتاركتيكا هو تجربة فريدة جداً
    Evet, fakat işi yarı yolda bırakırsam, Graysonlara giriş hakkımı kaybedebilirim. Open Subtitles أجل، ولكن إن لم أنفّذ فقد أخسر ميزة التواجد في بيت آلـ(غريسون)
    Eminim ki eğer yeterince iyi bakarsan, Michael Scofield'ın bu özel ıslah tesisindeki varlığının gerekli olmadığıyla ilgili bir sebep bulabilirsin. Open Subtitles إن بحثت جيداً ستجد سبباً يمنع (مايكل سكوفيلد) من التواجد في هذه الهيئة الإصلاحية بالتحديد
    Eminim ki hepsi, ailelerinin yanında olmayı istiyordur. Benim gibi. Open Subtitles متأكّد من أنّهم يفضّلون التواجد في منازلهم مع عائلاتهم مثلي
    Sahada olmanın benim için en iyi seçenek olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن التواجد في الميدان هو الأمر الأفضل لي
    Arada olmak daha güvenli. Open Subtitles التواجد في المنتصف يعتبر المكان الأمن.
    Daha önce de çok oldu. Başka bir yerde bekletiliyorlar. Open Subtitles العمال الكثيرين الذين كانوا عندكِ ينتظرون التواجد في موقع آخر.
    Bir yerlerde annemin saçını inceliyor olman gerekmiyor muydu? Open Subtitles ألا ينبغي عليك التواجد في مكان أخر تحلل خصلة أمي؟
    Ajansta olman gerekmiyor mu? Open Subtitles ألا يجدر بك التواجد في أمسية مع وكلاء أو ما شابه؟
    Burada durmak beni de süper kahraman hissettirebilir. Open Subtitles التواجد في الأعلى هنا يجعلني أشعر كأنني بطلة خارقة أيضاً
    Burada durmak beni de süper kahraman hissettirebilir. Open Subtitles التواجد في الأعلى هنا يجعلني أشعر كأنني بطلة خارقة أيضاً
    Varşova'da olmak zorundaydım. Open Subtitles أنه علي التواجد في وارسو
    Pineview'da olmak zordu ama artık her şey yoluna giriyor. Open Subtitles التواجد في (بينيفيو) كان صعباً لكنني أعتقد أن الأمور أفضل الآن
    Evet, fakat işi yarı yolda bırakırsam, Graysonlara giriş hakkımı kaybedebilirim. Open Subtitles أجل، ولكن إن لم أنفّذ فقد أخسر ميزة التواجد في بيت آلـ(غريسون)
    Eminim ki eğer yeterince iyi bakarsan, Michael Scofield'ın bu özel ıslah tesisindeki varlığının gerekli olmadığıyla ilgili bir sebep bulabilirsin. Open Subtitles إن بحثت جيداً ستجد سبباً يمنع (مايكل سكوفيلد) من التواجد في هذه الهيئة الإصلاحية بالتحديد
    Boş vaktinde başka bir yerde olmayı tercih edersin. Open Subtitles أنا أفكر أنّك سترغب في التواجد في مكان آخر بدلا من هذا في وقت فراغك.
    Benim için Detroit'ten çıkmış bir araba kullanmazsam Amerika'da olmanın bir anlamı yok. Open Subtitles بالنسبة لي ، لا يوجد فائدة من التواجد في امريكا بدون قيادة سيارة ديترويت
    Arada olmak daha güvenli. Open Subtitles التواجد في المنتصف يعتبر المكان الأمن.
    Aynı anda iki yerde olmaya yarayan bir mühür var mı? Open Subtitles هل هناك حرف يتيح لكِ التواجد في مكانين في وقت واحد؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more