Şu Soğuk Savaş Felsefesi, edebî olarak İncil post empresyonist hareket... | Open Subtitles | وكل شيء يبدو مثيرا مثل فلسفة الحرب الباردة و أدآب التوراة |
Kuran, Tevrat ve İncil'in mesajını yenilemek tazelemek için indirildiğini ifade ediyor. Zaten üçte biri, | TED | يقول القرآن أنه جاء لتجديد رسالة التوراة والانجيل، لذا، ثلث منه |
Baban hala İncil'de yaşadığını sanıyor, değil mi? | Open Subtitles | أبوك ما زال يعتقد أنه يعيش في التوراة, أليس كذلك؟ |
Sonra yere bir Tevrat açıp erkeklere ona tükürmelerini söylediler. | Open Subtitles | ثم بسطوا التوراة على الأرض وقالوا للرجال أن يبصقوا عليها |
Torah emrettiği için sadece yaparsın ve Torah'a itaat edersin. | Open Subtitles | أنت تعملين ذلك لأن التوراة تخبركِ وعليكِ ان تذعني للتوراة |
Böyle evler İncil'de cüzamlı diye geçer. | Open Subtitles | مثل هذه البيوت موصوفة في التوراة كالجذام |
Bu evde, Bayan, İncil hakkında fikir yürütme yetkimiz yoktur. | Open Subtitles | نحن لا نتكلم بحذق حول التوراة في هذا البيت، يا بنتي |
İncil'deki Saint Ignatius'un yapabildiği gibi. | Open Subtitles | مثل القدّيس إجناتيوس كان قادر على يعمل في التوراة. |
Eğer İncil doğruysa, koca dünya 7 günde yaratılmış. | Open Subtitles | إذا كانت التوراة صحيحة العالم كله خُلق في 7 أيام |
El yazmasında İncil'den bir bölüm var ve siz dünya dışı olduğunu söylüyorsunuz. | Open Subtitles | أي مرور من التوراة على مصنوعة يدوية بأنّك تقول من الفضاء الخارجي. |
Hıristiyan İncil'inden Pagan dinlerinden, eski Sümer dilinden pasajlar. | Open Subtitles | ممرات من التوراة المسيحية، من الأديان الوثنية، من سوماريا قديم. |
Bütün yaz İncil kampına gönderilmemle sonuçlanmıştı. | Open Subtitles | والذي أدى ذلك إلى إرسالي لمعسكر التوراة طيلة الصيف |
Eğer bana inanmıyorsan, Kore İncil kampında bir ay geçirmeyi dene. | Open Subtitles | إذا لم تصدقيني فجربي قضاء شهر في معسكر التوراة الكوري |
İncil'in katı tefsirinin onlar için olmadığını anladılar özellikle de ibadette kulların ve üyelerin hayatını tehlikeye attığını anladıklarında. | Open Subtitles | وجدوا ذلك التفسير الصارم التوراة ما كان لهم، خصوصا عندما يتضمّن المخاطرة الحياة والطرف في العبادة. |
Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'a bakıyorum, en uzun bölüm Şabat'la ilgili. | TED | حين أنظر إلى الكتاب المقدس لليهود وهو التوراة فصله المطول، كان عن السبت. |
Örneğin Musevilikte, Tevrat'ımızı incelerseniz, komşunuzu kendinizi sevdiğiniz gibi sevmenin öğütlendiğini görürsünüz. | TED | ففي اليهودية نحن نتعلم من التوراة ان على الانسان ان يحب لاخيه ما يحبه لنفسه |
ve Tevrat'ta öğretildiği gibi, biz Tanrı'nın gölgesiyiz, o yüzden biz de şefkatli olmalıyız. | TED | ونحن كما يُذكر في التوراة خلقنا على شاكلة الله لذا يتوجب علينا ان نكون رحماء مثله |
Adam uyuklarken, Tevrat'ta Levililer'den (Eski Ahit'in 3. kitabı) bir bölüm okunuyordu. | TED | واثناء غفوته كان يُقرا سفر اللاوين من التوراة |
Ekmekleri arkın içine, Tevrat parşömenlerinin yanına koydu. | TED | ووضع الارغفة في التابوت وهو يتمتم بمقاطع من التوراة |
Torah der ki Shabbos üzerinde ateş yakamazsın çünkü o bir iştir, değil mi? | Open Subtitles | التوراة تقول بأنك لا تستطيع ان تضيء النور وسط الاوساخ |
Bana incili ver, anne. - Bir sorun çıkacağını düşünüyormusun? - Sorun mu? | Open Subtitles | أعطني التوراة يا أمي هل تظن أنه ستكون هنالك مشكلة ؟ |
Kafanı İncile vurmadan su yapamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ ان تضع الماء بدون ان تَضْربُ بندقَكَ على التوراة. |
Ellerinde İnciller'le, yaylı tüfeklerle altlarına yapmak üzere olan veletler. | Open Subtitles | أولاد صغار خائفون مع التوراة والنشاب |