önemli bir şey yok. her şey yolunda benimle tartışmayı keser misin artık! | Open Subtitles | ليس بالأمر المهم. لا بأس. حسنا, هل يمكنك رجاءً التوقف عن الجدال معي؟ |
Ayrıca küçük hikayeni dinlemiyorum yani gerçekten kendi kendine konuşmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | و لست مصغيـا لقصتـك لذا عليك التوقف عن التحدث مع نفسك |
Benim ne düşündüğümü, onun ne düşündüğünü... ailenin ne düşündüğünü bir yana bırak. | Open Subtitles | التوقف عن التفكير حول ما أريد ، ما يريد ، ماذا تريد والديك. |
Bu yüzden kendimi haklı çıkarmayı bırakıp hayatımda ilerlemeye karar verdim. | Open Subtitles | لهذا قررت التوقف عن اختلاق الأعذار. وأبدأ بالتقدم إلى الأمام بحياتي. |
Tamam, bulmaca çözüldü, artık şu aptal şarkıyı mırıldanmayı Kes. | Open Subtitles | حسناً، لقد حلَّت اللغز. والآن يمكنكِ التوقف عن همهمة تلك الأغنية الغبية |
İnsanları ısırmayı bırakmak zorundasın yada kimse etrafında olmak istemeyecek. | Open Subtitles | عليك التوقف عن عض الناس وألا لن يكون أحد بجوارك |
Her bir kişi, bir bir mahkemenin önüne yaklaştı, şunu düşünmekten kendimi alamadım: Bu insanlar nasıl buraya geldi? | TED | بينما يقترب كل شخص واحدا تلو الآخر، أمام غرفة الجلسات، لم أستطع التوقف عن التفكير: كيف جاؤوا إلى هنا؟ |
4077. MASH birliği, Albay Blake'in emriyle buna bir son verilecektir. | Open Subtitles | عليكم التوقف عن ذلك بحسب اوامر الكولونيل بليك، وحدة ماش 4077 |
Şu sesi çıkarmayı keser misin artık? | Open Subtitles | هلا يمكنك التوقف عن هذا الضجيج الآن؟ فقط .. |
Hayır, olacak, lütfen böyle söylemeyi keser misin? | Open Subtitles | حسناً, إنه لن يكون, و هل يمكنك التوقف عن قول ذلك؟ |
- İnsanlar ne düşünür diye endişelenmeyi bırakmalısın. - Biliyorum. | Open Subtitles | عليك التوقف عن الاهتمام بآراء الآخرين.انا اعلم |
Çizgi film yapmak istiyorsan, peynir işini bırakmalısın. | Open Subtitles | اذا أردت أن تصبح رساماً حقيقياً , يجب عليك التوقف عن العمل في الجبنة. |
Bir tek sen boktan bir çocukluk geçirmişsin gibi davranmayı bırak artık. | Open Subtitles | عليك التوقف عن التصرف كأنكِ الشخص الوحيد الذي كانت لديه طفولة سيئة. |
Ölümlüler yaşar ve nefes alır. Tanrı gibi düşünmeyi bırak. | Open Subtitles | البشر يحيون ويتنفسون ربما يجدر بك التوقف عن التفكير كإله |
Dışarıya oyun oynamaya gittiğimde çocuklar oyunu bırakıp gitmemi istedi. | Open Subtitles | عندما خرجت لألعب.. طلب مني الأطفال التوقف عن اللعب والرحيل. |
- Dostum, saçmalamayı Kes de bize biraz çay koy. | Open Subtitles | المتأنق، التوقف عن الحديث مجنون وجعل لنا بعض الشاي. هل تعرف لماذا؟ |
Oğlumun canı asla oyunu bırakmak istemez. | TED | لا يريد ولدي التوقف عن اللعب بلعبته الإلكترونية. |
Seninle görüşmemem lazım. Buna bir son verebilir miyiz? | Open Subtitles | لا يجب أن أراك ـ أيمكننا التوقف عن رؤية بعضنا؟ |
Bana Doktor demeyi kesmelisin. | Open Subtitles | بإمكانك التوقف عن مناداتي في أي وقت , لو سمحت ؟ |
Ve madem, her şeyin bir anlamı var, merak etmeden duramıyorum. | Open Subtitles | ولان كل شئ له معنى انا لا استطيع التوقف عن التعجب |
Adın her neyse beni sandalyelerle takip etmeyi bırakır mısın? | Open Subtitles | أنتِ، مهما يكن اسمكِ، هل يمكنك التوقف عن ملاحقتي بالكراسي؟ |
Peki, lütfen herkes annemin göğüsleri hakkında konuşmayı kesebilir mi? | Open Subtitles | حسنا، يمكن الجميع التوقف عن الحديث حول الثدي أمي؟ الله. |
Hmmm, Abimin peşinden gitmeyi bırakabilir misin ? | Open Subtitles | أمم , هـل تـستطيع التوقف عن اتـباع أخـي ؟ |
Onları kurtarmak için, sorununu durdurmak için sanırım onlar için endişelenmeyi bırakman gerekiyor. | Open Subtitles | لكي تنقذهم عليك أن توقف اضطرابك أعتقد أنه عليك التوقف عن الخوف عليهم. |
Şimdi, Dylan annesiyle dönebilir ve sen de bir göt gibi davranmayı kesebilirsin. | Open Subtitles | الآن ديلين يمكنه العودة مع والدته وأنت يمكنك التوقف عن التصرف كـ أحمق |