Şimdi, bu ağaçların üzerindeki şu binlerce küçük şey nedir? | Open Subtitles | الآن، ما هذه الآلاف من الأشياء الصغيرة التي على الأشجار؟ |
Lütfen bana, şu bardağın üzerindeki parmak izlerinin Tommy'e ait olmadığını söyle. | Open Subtitles | حسنا اخبرني من فضلك ان هذه ليست بصمات تومي التي على الكأس |
İki solucanı dövüştürmeye çalışıyorum. Sol taraftaki devamlı kaçıyor. Haydi, Homes. | Open Subtitles | تلك التي على اليسار تستمر في الهرب، هيا صديقتي، اركلي ذيلها |
Şuradaki küçük kaya, orada, büyük kayanın üstündeki bakalım onu vurabilecek misin? | Open Subtitles | تلك الصخرة الصغيرة هناك التي على قمة الصخرة الكبيرة , دعنا نرى ما اذا كنت ستصيبها ام لا. |
Taksiden alınan kurşunlar. Sağdaki kesik kurşun 9 mm.'lik, metal gömlekli, yüksek hızlı. | Open Subtitles | الرصاصات، التي على اليمين من عيار 9 ملم، غلاف معدني بالكامل، سرعة عالية، |
Hayır, ben sadece üstünde Charles Grodin'e benzeyen adamın olduğu sosu istiyordum. | Open Subtitles | لا انا اريد تلك التي على غلافها الرجل الذي يشبه تشارلز جوردن |
Mesela burada, erkek bir katılımcı soldaki kadını tercih etti ve sağdaki kadının resmini aldı. | TED | فهنا، هذا الرجل المشارك فضَّل الفتاة التي على اليسار، لكنني أعطيته التي على اليمين. |
Masanın üzerindeki fotoğraftan onu tanıdım. | Open Subtitles | تعرفت علية بسبب تلك الصورةِ التي على المنضدةِ. |
Tanrım! Köpüğün üzerindeki tarçın mı? | Open Subtitles | أوه يا الهي هل هذه قرفه التي على الرغوه؟ |
Çalıştığı şirketi aradım, yalan söyledim tabi, onlar Andy'nin ortağı olduğunu söyledim, ve onlarda bana künyenin üzerindeki harfleri söylediler. | Open Subtitles | لقد اتصلت بشركة النسب الثابتة، وكذبت عليهم... أخبرتهم أنني شريكة، أندي و أخبروني ما هي الحروف الأولى التي على السوار |
Yol üzerindeki lokantalarda duramayacağız | Open Subtitles | نحن لا يمكن أن تتوقف في المطاعم التي على الطريق |
Burnunun üzerindeki şu gözlük. Onun ne amacı var? | Open Subtitles | تلك الزجاجات التي على أنفك ما الغرض منها ؟ |
Oğlunu tükürük örneği cesedin üzerindeki salyayla uyuşmadı. | Open Subtitles | عينات اللعاب التي على الضحية لا تطابق لعاب ولدك |
Sol taraftaki valizde, en sevdiğim baltamı bulacaksın. | Open Subtitles | في الحقيبة التي على اليسار ستجد فأسي المفضل |
Sol taraftaki çalıların boyu bizden uzun. Çok rahat saklanabiliriz. | Open Subtitles | الأعشاب التي على اليسار أطول منا ستكون تغطية ممتازة |
Paletin üstünde, sol taraftaki cephane kutusunu vurabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك ضرب مقصورة الذخيرة ، التي على الجانب الأيسر؟ |
Altrucel tenis toplarının üstündeki şu tüylü şeyleri üreten en bilinen şirket. | Open Subtitles | ارتاسال كانت مشهور بصناعة الماده الصفراء التي على سطح كرات التنس |
Kuşun üstündeki kamera kuşun sıcak hava dalgası ile yükseldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | الكاميرا التي على متنها تكشف الطائر ينعطف على الدوائر الحرارية, يحلق نحو الأعلى. |
- Savunma masasının üstündeki fotoğrafın aslında Minooka'daki davalıya ait olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | التي على طاولة الدفاع هي في الحقيقة صورة متهم مينوكا |
Kurbanın elinden alınan kanın DNA'sını buldun. | Open Subtitles | قمت ببصمة وراثية لحمضه النووي من الدماء التي على براجِمه و حصلت على تطابق |
Keskin olmayan bir cisimle başa alınan darbenin Lilly'in anılarına ulaşmayı zorlaştırmasını düşünüyorum. | Open Subtitles | لأكن صريحاً أتوقع ان تتأثري بقوه الصدمه التي على رأسها ستجعل التنقل داخل ذكريات أيلي صعباً |
Masanın üstünde sana gönderdiği bir davetiye var, tarihi cep bilgisayarına programladık. | Open Subtitles | ارسلت لك دعوه التي على مكتبك و برمجنا الموعد في مذكرتك الكفية |
Söylemesi kolay. Diken üstünde olan senin hayatın değil. | Open Subtitles | من السهل عليك أن تقول هذا, فحياتك ليست هي التي على المحك |
Muhtemelen soldaki resmin erkek, sağdakinin ise kadın olduğunu düşünüyorsunuz. | TED | مثلاً عندما تعرف ان الصورة التي على اليسار هي لذكر وتلك التي على اليمن هي لأنثى |