| Siz duvara doğru bir delik açmak için kuvvet uyguluyorsunuz. | TED | إذا أنت بإستخدام الدريل , تنشئ قوة موجهه بإتجاه الجدار |
| Buradaki herhangi bir elementi bir nevi sanat objesi olarak duvara asabilirsiniz. | TED | أي من هذه العناصر يمكن أن تعلق على الجدار كأنها قطعة فنية |
| Gelin size göstereyim. Ateş Ulusu bu duvarı asla geçemez. | Open Subtitles | أضمن لك أن أمة النار لا تستطيع إختراق هذا الجدار |
| Böylece, hem bir şey kaybetmeyecek hem de duvarın çoğunu bedavaya getireceklerdi. | TED | بهذه الطريقة لن يخسروا شيئًا، بينما سيحصلون على معظم الجدار مبنيًّا بالمجّان. |
| Bir gün, güvenlik görevlisinin, elini beton duvarda gezdirdiğini gördüm. | TED | في يوم ما، رأيت الحارس الأمني يمرر يده قبالة الجدار |
| Kendini havaya uçurtmadan önce çekil o duvardan, tamam mı? | Open Subtitles | فقط أبتعد من ذلك الجدار قبل أن تفجر نفسك، إتفقنا؟ |
| Bu manzarayı değiştiren tek şey duvara işemek için ayağını kaldıran köpek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يغير الصورة هو كلب يرفع ساقه عن ذلك الجدار |
| Bu hızla gidersek matkap duvara ulaşana kadar matkaba yeterli zararı veremeyiz. | Open Subtitles | بهذا المعدل ، لن نضره كفاية قبل أن يصل إلى ذلك الجدار |
| duvara iki tane mermi sıktın sonra da tabancayı bana doğrulttun. | Open Subtitles | لقد اطلقت رصاصتين حيتين على الجدار وبعدها قمت بتصويب.. المسدس علي |
| Her an Alman bir kız gelip duvara tıklatarak, pantolonu indirip, çükümü o deliğe sokmam için bana sinyal gönderebilir. | Open Subtitles | في أيّ لحظة الآن ستقوم ألمانيّة بالدقّ علي الجدار وهذه ستكون إشارة لي لأخلع بنطالي وأُخرج قضيبي وأضعه خلال الفتحة |
| Görünüşe göre patlama duvarı yarmış ve bir şekilde insanlar kızarmış. | Open Subtitles | يبدوا ان الإنفجار قام بفتح الجدار. وبطريقة ما كان الناس محترقين. |
| Gelecek ay duvarı sağlamlaştırmamız gerekebilir çünkü beni neredeyse yakalıyordun ve bu... | Open Subtitles | الشهر المقبل ينبغي علينا أن تعزيز الجدار لأنّكَ إقتربت أن تمسكني مرّة |
| Ve bu ciddi geldiğinde halkım duvarı'nın güney değilse, hepimiz ölü beter bitireceğiz. | Open Subtitles | و إن لم يكن قومي جنوب الجدار سننتهي بما هو أسوء من الموت |
| duvarın öteki yanında onu yakalarım. Belki bu işe yarar. | Open Subtitles | سامسكها من الجانب الاخر من الجدار ربما يؤدى هذا الغرض |
| Biz çıkınca, açığı kapatın ve herkes duvarın arkasında dursun. | Open Subtitles | حينما نمضى، سدّوا هذا المسلك واجعلوا الجميع يرتدون خلف الجدار |
| Eğer uygun noktalara delikler açarsak, duvarın yük taşıma kapasitesini, zayıflatırız. | Open Subtitles | إن حفرنا ثقوباً في أماكن معينة سنقلل من قوة حمل الجدار |
| Şimdi şu lanet olası duvarda bir nokta belirle ve oraya odaklan. | Open Subtitles | , إعثر على مكان في ذلك الجدار . و ركز على موضعك |
| duvardan kendine bir yol aç ki kendi başına çıkabilesin. | Open Subtitles | أبعد قطعة الخشب عن الجدار كي تتمكن من الخروج بنفسك |
| Hatırlıyorum çünkü duvardaki deliğe çarpmıştım beni oraya itmiştin ya | Open Subtitles | كان هناك حفره في الجدار عندما دفعتني برأسي في الحائط |
| Güvenlik duvarını aşıp sisteme girmeleri sonucu oluşan dalga da olabilir. | Open Subtitles | أو لربما كانت موجةً حدثت عندما اخترقوا الجدار الناري ودخلوا النظام |
| Fakat bu yeni ve geliştirilmiş duvar bile yeterli değildi. | TED | لكن حتى هذا الجدار الجديد و المحسن لم يكن كافياً. |
| Clarke beni dinleseydi, bu salaklar hâlâ Sur inşa ediyor olurdular. | Open Subtitles | لو كانتْ أصغتْ لي, لكان هؤلاء الحمقى لا زالوا يبنون الجدار |
| Kazazede, bir yaratıktan bahsetti ne insan ne de hayvan ama bu duvarların arkasında inanılmaz bir şey yaşıyor. | Open Subtitles | عندما انجرفنا رأينا مخلوقاً إنه وحش هنالك شيء غامض يعيش خلف ذلك الجدار |
| Herkes, her şeyi bembeyaz boyayıp, duvarlara ırkçı sloganlar yazmıyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يحمونهم بالطلاء الأبيض مع الكتابات العنصرية على الجدار |
| Rahiplerden biri, emniyet için parşömeni Sarmal duvarlar'ın içine mühürlemiş. | Open Subtitles | قام أحد الرهبان بإخفائها داخل الجدار المُنعطفة ليبقيها فى مأمن. |
| Giysinin yıllar boyu yıkanmaya ve giyilmeye olan dayanma gücü büyük ölçüde ikincil hücre duvarının yoğunluğuyla belirlenir. | TED | قابلية قطعة الملابس للتحمّل خلال سنواتٍ من الغسيل والارتداء تتوقّف بشكلٍ كبير على ثخانة ذلك الجدار الثانوي للخلية. |
| duvarında 30 cm. 'ye 1 metre boyunda pencere var. | Open Subtitles | و لديها نافذة على هذا الجدار واحد على أربعة أقدام |
| Seni banyo duvarına karşı çivileyip sanki dünyadaki son kadınmışssın gibi hissettiriyor mu? | Open Subtitles | فهل يعلقون كنت ضد الجدار دش واتخاذ تريد كنت مشاركة المرأة على الأرض؟ |