En iyi kısmı, bu oyunu okulda oynayan şu inek çocuk var. | Open Subtitles | و هذا هو الجزء الأفضل الطالب الأكثر مذاكرة فى المدرسة سوف يحضر |
En iyi kısmı ise şu; doğada çözünebilir objeleri denize atın ve denizdeki yaşamı beslerler; toprağa gömün, ağaçların büyümesine yardımcı olurlar. | TED | وهنا الجزء الأفضل: لكائنات مصممة لتتحلل أحيائياً، ضعهم في البحر، وسوف تغذي الحياة البحرية؛ ضعهم في الأرض، وسوف تساعد في نمو شجرة. |
Oh, ve bu En iyi kısmı. Burası özel bozuk para bölümü. Buradan... | Open Subtitles | نعم هذا هو الجزء الأفضل هذا حجرة خاصة بالعملة المعدنية |
en güzel kısmı şu: spor ayakkabısı tutkunlarının spor ayakkabısı portföyleri var. | TED | و هنا الجزء الأفضل: مدمنو الأحذية الرياضية لديهم حقائب وزارية. |
Az daha En iyi kısmını unutuyordum. Ailem şehir dışında. | Open Subtitles | تقريباً نسيت الجزء الأفضل والدايّ خارج البلده |
Teşekkürler. En iyi tarafı sadece 3 saatlik uzaktalar. | Open Subtitles | الجزء الأفضل في ذلك .على بُعد ثلاث ساعات من هنا |
Babam da VIP bileti var ama En iyi kısmı bu değil. | Open Subtitles | ,أبي لديه مقاعد لكبار الشخصيات أصلاً و لكن هذا ليس الجزء الأفضل في الموضوع |
İşin En iyi kısmı da haberin ulusal kanallarda yer bulabileceğini söyledi. | Open Subtitles | الجزء الأفضل هو ، قد يتم بث البرنامج دولياً |
Burası şehrin En iyi kısmı değil. | Open Subtitles | خلل في الطاقة هذا ليس الجزء الأفضل من البلدة |
En iyi kısmı da o. Daha doktor olduğumu bile bilmiyor. | Open Subtitles | هذا هو الجزء الأفضل إنها لا تعلم حتى أني طبيب |
Hayallerimdeki evi buldu tabii ama En iyi kısmı bu değildi. | Open Subtitles | بالطبع قد وجد لي منزل أحلامي لكن هذا لم يكن الجزء الأفضل |
- Philadelphia'da. Ama En iyi kısmı ise, ödül 1,000 dolar. | Open Subtitles | ولكن إليكم الجزء الأفضل الجائزة 1000 دولار |
İki kasaba ileride Yunan putperestleri var. En iyi kısmı mı? | Open Subtitles | يونانيان وثنيان على بعد مدينتين، الجزء الأفضل |
En iyi kısmı da sadece ölümlüleri etkiliyor oluşu. | Open Subtitles | و الجزء الأفضل ؟ يصيب فقط الرجال الفانين |
Oh, şimdi gidemezsiniz. En iyi kısmı kaçıracaksınız: | Open Subtitles | أوه، لا يمكنك المغادرة الآن ستفوتين الجزء الأفضل |
Bebek yapmanın en güzel kısmı, onu yapabilmek için seks yapmak zaten. | Open Subtitles | الجزء الأفضل لإنجاب الطفل هو أنه أنك ستمارسين الجنس ونحن نفعلها |
Babamın şirketini devralmamın en güzel kısmı artık güçlü, beyaz bir erkek olmam. | Open Subtitles | الجزء الأفضل في تولي شركة أبي... أنا الآن ذكر أبيض قوي، وأحب ذلك. |
Ebeveyn olmanın en güzel kısmı da bu galiba. | Open Subtitles | قد يكون ذلك الجزء الأفضل لكونك والد |
Neyse ki, oranın En iyi kısmını evimize getirdik. | Open Subtitles | لكننا جلبنا الجزء الأفضل للمنزل |
En iyi tarafı ise saatlerce oturumama ve yazmama izin veriyorlar. | Open Subtitles | الجزء الأفضل أنهم يسمحون لي بالجلوس والكتابة لساعات |
Doktor olmanın bence en iyi yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما الجزء الأفضل في كون المرء طبيبًا حسب ظنّي؟ |
Her neyse ölümü en iyi kısım bile değil. | Open Subtitles | على أى حال موتها لم يكُن الجزء الأفضل |
En iyi bölümü gitti... - ...ve boş yere gitti. | Open Subtitles | رقم الجزء الأفضل من ذهب، وذهب من أجل لا شيء. |