| hayat çok güzel olabilir, Harry. Savaşta da bu mümkün. | Open Subtitles | الحياه يمكن ان تكون هنيئه جدا, هارى حتى اثناء الحرب |
| Alıştığınız rahat hayat artık sona erdi demek için geldim. | Open Subtitles | انا هنا لاقول لكم ان الحياه كما تعرفونها قد انتهت |
| Bu hayatta bir şeyler başaracaksam başka yöne doğru gitmeliyim. | Open Subtitles | سوف أؤدى بعض المهام فى هذه الحياه فى إتجاه آخر |
| Saçmalık ! Tüm bunlar senin yaşayan, düşünen bir yaşam formu olduğunu ispatlamaz. | Open Subtitles | هراء لا يوجد دليل على هذا كله بأنك حي وتفكر بشكل الحياه واساليبها |
| Ona Devlet için çalışmıyor olsan bile... hayatın yaşanmaya değer olduğunu anlat. | Open Subtitles | اخبره ان الحياه تستحق العيش عندما لاتتسلل في الجوار من اجل الحكومه |
| Bir sonraki ruhsal hayatı söndürür ve dışa doğru açı yapar. | Open Subtitles | هؤلاء على التوالى لخمد الحياه الروحيه ويجب أن يشعوا من الخارج |
| hayat bazen sokar ve iyi yerinde keser, değil mi? | Open Subtitles | احياناً الحياه تلصقها بنا وتنهيها بشكل جيد, اليس كذلك؟ ؟ |
| Ya sadece bir kereliğine... hayat kirli metreslerin tarafında olursa? | Open Subtitles | ماذا إذا كانت هذه المره الحياه تكون لصالح العشقاء الدنيئين |
| Kimsenin görmesi için henüz hazır değil, ama hayat böyle. | Open Subtitles | محتمل غير جاهز لاي احد لرويته بعد لكنه مثل الحياه |
| Bir şey söyleyeyim mi, hayat her zaman böyle olmuyor. | Open Subtitles | لكن انت تعلم , الحياه لا تسير دائما كما نريد |
| hayat bombalar, yıldırıcı kanunların korkusuyla... komşunun komşuyu gammazlaması arasında akıp gidiyordu. | Open Subtitles | بين خوفِ التفجيراتِ، القمع الحكومي والتجسس من الجيران الحياه كانت صعبة جدا |
| Tek demek istediğim şuydu... hayat, uzun mesafeli ilişkiler dizisidir. | Open Subtitles | ما الذى اريد قوله ان الحياه صعبه فى تكوين علاقات |
| Eğer bu doğru ise, o halde neden hala hayatta? | Open Subtitles | إن كانت هذه الحقيقة اذن لما هو على قيد الحياه |
| hayatta bir amacın olduğunda neler yapabileceğini tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | من المدهش ما تستطيع إنجازه لو عندك هدف فى الحياه |
| yaşam, ölüm, alışveriş merkezleri, evcil hayvanlar, sağlık ve besinler. | Open Subtitles | بين الحياه , الموت الحيوانات الاليفة , الصحة , الغذاء |
| Bu gezegende yaşam bitinceye kadar organik olan her şeyi tüketecekler. | Open Subtitles | سوف يقضي على جميع أشكال الحياه حتى يفنى العالم من الحياه |
| hayatın boyu pişman olacağın bir şeyle cebelleşiyorsun. Aynı şeyleri ben de yaptım. | Open Subtitles | أنظر , أنا تصارع شيء لا يمكنكِ الحياه بهِ لتكون هناك ، لتفعلها. |
| Bu da Mary Callahan, Yaban hayatı ve Balıkçılık Bakanlığı'ndan. | Open Subtitles | هذه ماري كالهان من قسم الحياه البريه و الثروه السمكيه |
| Zi Juan, ölümsüz hayata uzanan yolun sırrının burada olduğundan emindi. | Open Subtitles | وزى جوان , قد اشارت ان سر الحياه الابديه يقع هنا |
| Ve ben hayal gücümü yaşamak için kullanırım. Bu yüzden ne konuştuğumu biliyorum. | Open Subtitles | و انا استعمل خيالى من اجل الحياه لذا فأنا اعلم عن ماذا اتحدث |
| yaşamın boyutunun bu kravatta ne kadar olduğunu biliyor musunuz? | TED | هل تعرفون ما حجم الحياه سيكون فى ربطة العنق هذه ؟ |
| Bana hep karakterlerimi gerçek hayattan mı aldın diye sorarlar. | Open Subtitles | كثيراً ما أُسأل إن كنت أكوِّن شخصياتي من الحياه الواقعيه. |
| Ama bu hayatımızda bunu yaşama fırsatımız pek olmuyor, değil mi? | Open Subtitles | ولكننا لا نحصل على الكثير من ذلك في الحياه أليس كذلك؟ |
| Ve onların sayesinde, teröristin bombasının aldığı tek can kendi canı oldu. | Open Subtitles | وشكرا لهم الحياه الوحيده التي فقدت هي حياة الارهابي |
| Ve ışık oldu ve Tanrı bu ışıktan yeryüzünde yaşamı yarattı. | Open Subtitles | فكان نور و من ذلك الضياء خلق الله الحياه على الأرض |
| Diğerleri ise manevi hayatını sona erdirecek... ..ve dışarıya doğru çevirilmeli. | Open Subtitles | هؤلاء على التوالى لخمد الحياه الروحيه ويجب أن يشعوا من الخارج |
| Az daha aşağı gelse, hayatım kayacaktı. | Open Subtitles | ولو كان انخفض بوصتان لاصبحت مخصي مدى الحياه |
| Besbelli ki sorun yaşamaya devam eden birkaç kişilikten kaynaklanıyor. | Open Subtitles | من الواضح تماما انا المشكله مبتدعه بالشخصيات الباقيه على قيد الحياه المتعدده |