"الخطّة" - Translation from Arabic to Turkish

• plan
• planı
• planın
• Planımız
• Plana
• Planda
• plân
• plandan
• planını
• planınız
• plânın
• planına
• planlandığı
• Planım
• Planlar

Asıl plan büyük ihtimalle Dusty'nin kaseti Gale'in infazından sonra ortaya çıkarmasıydı.
تعرف، الخطّة الأصلية كانت من المحتمل لداستي لإصدار الشريط بعد إدانه غايل

- Hayır. plan, üvey aileyi aramaktı.
كلاّ، الخطّة كانت مهاتفة الوالدين بالتبنّي

Ayrıca o ayrıntılı plan bir yana normal bir hırsızdan bir farkın yok.
وبعد تلك الخطّة المُفصّلة، لم تكُن أكثر من مُجرّد لصٍّ عاديّ.

Kadın planın işe yaramayacağını söyledi. planı yapan adamsa öldü.
هي أنكرت أن الخطّة ستنجح، ومن أقرّ بنجاحها فارق الحياة.

Sanırım Planımız, bu kokuşmuş yerde çürüyene kadar başıboş dolaşmak.
إذًا أظنّ أنّ الخطّة هي أن نتجوّل دون هدف في هذه الحفرة المقرفة حتّى نتعفّن

plan zamanında işlemezse geri dönüşümü tamamlanır ve artık bu konudaki ısrarından vazgeçebilir.
ما لمْ تكتمل الخطّة في الوقت المناسب، قد ينتكس كلّيّاً و لن يرغب بخوض ذلك.

- Tıpkı istediğin gibi. Biz konuşurken plan işliyor.
كما طلبت تمامًا، جاري تنفيذ الخطّة بينما نتكلّم

Sırf bir adamı tongaya düşürmek için böylesine detaylı ve tehlikeli bir plan uygulamaya koyulsun ki?
لمَ المجازفة بمثل هذه الخطّة الخطيرة والمعقّدة للإيقاع برجلٍ واحد؟

Ben bizi kehribara tıkmadan önce üstünde çalıştığımız plan buydu.
تلك كانت الخطّة التي كنّا نعمل عليها قبل أنْ أغلّف أنفسنا بالكهرمان.

Kendini plan için feda etmek senin fikrindi.
كان قرارك أنْ تضحّي بنفسك مِنْ أجل الخطّة.

Kaza durumunda en kesin güvenlik planı budur.
احتواء الحادثة هو الخطّة الآمنة الوحيدة التي لديهم

Artık... önemli değil. planı bozmadan ilerlemeye devam edelim.
لا يهمّ، تبقى الخطّة على حالها، نواصل المسير، فليست الثكنات بعيدة

planı olan sensin sanıyordum.
اعتقدتُ أنّك أنت الرجل الذي لديه الخطّة.

planın at sürmek olduğunu sanıyordum. Biz daha çok yürüyoruz.
ظننت أنّ الخطّة هي امتطاء الفرس وهذا يبدو مشياً كثيراً

Bu planın her yerine senin kokun sinmiş.
فهذه الخطّة برمتها تحمل رائحتك النتنة عليها

Önemli değil. Planımız aynı. Devam ediyoruz.
لا يهمّ، تبقى الخطّة على حالها، نواصل المسير، فليست الثكنات بعيدة

Plana göre Anchorage'e dönecektik. Sancak motorunun bakıma ihtiyacı var.
الخطّة سترجع إلى المرسى يحتاج المحرك الأيمن لإصلاح شامل

Planda değişiklik oldu. Sizinle dansa gelemiyorum.
تغيّير في الخطّة أنا لا أستطيع الحصول على شباب للرقص

Motorlu bot varken bu plân çok daha iyi gibi görünüyordu.
بدت هذه الخطّة أفضل بكثير عندما كنّا نركب قارباً آليّاً

Ama bu haftaki olayların ışığı doğrultusunda, bu plandan... rahatsızlık duymaya başladım.
لكن في ضوء أحداث هذا الإسبوع فلقد أصبحت منزعج بشأن هذه الخطّة

Ama bugün kardeşin planını değiştirdi. Şimdi hepsi ortadan kayboldu.
أجل، لكن أخيّك غيّر الخطّة و الآن اختفوا عنّا

Meraklı gibi görünmek istemem ama burayla ilgili bir planınız mı var? .
أنا لا أريد أن أبدو فضولي، لكن هل لديك نوع من الخطّة هنا؟

Ve plânın işe yaramadı.
بدون موته لن تنجح الخطّة

Sanırım B planına geçmeliyim; yalan söylemek.
أظنّني سأنتقل إلى الخطّة البديلة، ألا وهي الكذب.

Her şey planlandığı gibi giderse, savaşmaktan kurtulabiliriz.
إذا سـار كلّ شيء وفق الخطّة يُمكننا حينهـا أن نتفاداهـا

Planım da öyleydi ama sonra şunu gördüm.
كانت تلك الخطّة حتّى رأيتُ هذا الصديق

Sen A planıydın. Planlar değişti.
كنتَ الخطّة المبدأيّة، وقدّ تبدّلت الخطّة.