| merdivenlerden emeklerdim ve sen orada olurdun, ocağın başında krepleri çevirirken. | Open Subtitles | وأنزل الدرج ببطء، وها أنت ذا. واقفاً بجانب الفرن تقلب الفطائر. |
| Sevgilisine "evet" ya da "hayır" demekten kaçınmak için mi merdivenlerden düşmüş? | Open Subtitles | اذاً هي ألقت بنفسها من الدرج فقط لتتجنب إخباره نعم أو لا؟ |
| - çekmecede hala faturası duruyor. - Aç ve kontrol et. | Open Subtitles | و توجد فاتورة له فى الدرج المجاور لك افتحه و تفحص |
| Benim hayalim merdivenleri sekiz yaşında bir kız gibi çıkabilmek. | Open Subtitles | حلمي أن أتمكن من صعود الدرج للطابق العلوي كفتاة صغيرة |
| O gece merdivenlerde paraları sayarken beni bir tek sen gördün. | Open Subtitles | أنتِ الوحيدة التي رأيتني أعُدّ المال على الدرج في تلك الليلة. |
| Mutfağıma git. Üçüncü çekmece. Gümüşlerin altında peçeteler var. | Open Subtitles | في مطبخي، الدرج الثالث تحت الأواني الثمينة، توجد مناديل |
| Masamın sağındaki ikinci çekmeceyi açıyorum, bir revolver (tabanca) çıkarıyorum, kurşun dolduruyorum, | Open Subtitles | أفتح الدرج الثاني من يمين المكتب و أخرج المسدس و أعبئه بالذخيرة |
| Geçen yıl Büyük Perhiz(paskalya) için çekmeceye kaldırmıştım. Ve unutmuşum. | Open Subtitles | حفظته في الدرج للصوم الكبير السنة الماضية ونسيت أن أخرجه |
| Adamı bayıltana kadar dövdü ve merdivenlerden verandaya kadar sürükledi. | Open Subtitles | فقَام لا شعوريًا بضربِه. وسحبَه إلى أسفَل الدرج وعلى الشُرفَة. |
| 89 yaşındaydı. merdivenlerden aşağı bir uçuş yapmış. | Open Subtitles | لقد كان يبلغ من العمر 89 عام , و سقط من على الدرج |
| Mutfağa gittiğini ve geri döndüğü zaman .amcanızın merdivenlerden düşmüş olduğunu söylemiş? | Open Subtitles | لقد قالت أنها ذهبت إلى المطبخ و عندما عادت , رأت عمك و هو يصعد الدرج ؟ |
| Burada yaşamış olan yaşlı adam. merdivenlerden aşağı düşmüştü. | Open Subtitles | الرجل المسن الذي كان يعيش هنا لقد سقط من على هذا الدرج |
| Harika. Bir aylık maaşını ver ve merdivenlerden aşağı yuvarla. | Open Subtitles | رائع ، أعطها مكافأة شهر و أركلها لأسفل الدرج |
| Eğer aradığınız bir silgiyse, o en üst sol çekmecede duruyor. | Open Subtitles | إن كنت تبحثين عن شفرة .. فهي في الدرج الأيسر العلوي |
| Sağ ol, tatlım. Sağ çekmecede masa örtüleri var. -Istakozlar geldi. | Open Subtitles | لا ، شكراً يا عزيزتى ، لكن يوجد بعض المفارش فى الدرج اليمين |
| - Evet, dediğini anladım. - Bebek sol çekmecede. | Open Subtitles | آجل , أعرف النوع الذى تقصديه أنها فى الدرج الأيسر , الدمية |
| İhtiyarlamış bacaklarımla o eski merdivenleri çıkamadığım için beni bağışlayın. | Open Subtitles | ليس من السهل على كهلٍ بعُمري أن يصعد على الدرج. |
| merdivenleri 20 dolara tamamladım, adrese teslimat dahil. | TED | حصلت على الدرج بمبلغ 20 دولار، شاملة التوصيل لمحلي. |
| merdivenlerde zaman geçirmek isteyen insanları görmek büyüleyici bir şey. | TED | إنه أمر رائع بالنسبة لي أنك ترى أشخاصًا يريدون أن يقضوا الوقت على الدرج. |
| Onları yıkayın, bunları kullanmak, ve tekrar ihtiyacınız kadar bir çekmece atıyorlar. | Open Subtitles | أنت تستعملينهم ، تغسلينهم و ترميهم في الدرج حتى تستخدميهم مجدداً |
| Gitmeden önce lütfen saatin altındaki çekmeceyi açar mısınız? | Open Subtitles | قبل أن تذهب رجاءً إفتح ذلك الدرج الذي تحت الساعة |
| Sonra yapamadım. İlacı bir çekmeceye sakladım. | Open Subtitles | ولكنى لم اتمكن من مواصلة هذا الأمر, فخبّأته فى الدرج, |
| Taslağını tutması gereken çekmecesinde ne buldum biliyor musun? | Open Subtitles | ووجدت شيء في الدرج حيث كان يحتفظ بمخطوطاته الكتابية |
| Tavan çok yüksek, koridor çok dar, merdivenin yerleşimi çok saçma. | Open Subtitles | السقف عالي جدا الممرات ضيقة جدا مكان الدرج لا فائدة منه |
| Aptallar Data düşerken, merdiveni kullansaydın, diyor. | Open Subtitles | أصدقائي الأغبياء يقولون لي إستعمل الدرج بعدما سقطت |
| Şu anda açıyor olduğu çekmecenin içinde gayet tatlı bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | مهما كان الدرج الذى يدعبث فيه فالمهم ان يكون فيه شيئا جميلا |
| Dolaba git, sağ alttaki çekmeceden bir önlük al ve bir işe yara. | Open Subtitles | اذهب إلى ذلك إلى الدولاب الدرج السفلي، إجلب لنفسك مريلة وقم بشيءٍ مفيدًا |
| Üst kata çıkıp annen seni almaya gelene kadar aşağı inmemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهبي إلى أعلى الدرج ولا تنزلي حتى تأتي أمك لأخذك |
| Sağa doğru bir merdiven olmalı ve solda da mutfak. | Open Subtitles | يجب أن يكون الدرج إلى اليمين و المطبخ إلى اليسار |
| merdivenden düşme numarası da yapma. Şuurunun yerinde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ولا تسقط من على الدرج أمامي لست فاقداً الوعي أبداً |