"الدروس" - Translation from Arabic to Turkish

    • dersleri
        
    • derslere
        
    • derse
        
    • dersler
        
    • derslerin
        
    • derslerden
        
    • ders
        
    • eğitim
        
    • sınıfta
        
    • derslerini
        
    • derslerine
        
    • okula
        
    • dersin
        
    • derslerde
        
    • dersini
        
    Şimdi, o kaydı bulmanı sağlayacaksa, tüm bu dersleri unutmanı istiyorum. Open Subtitles أريدكأنتنسىهذه الدروس.. إن كان في هذا مساعدة لك لإعادة الشريك ..
    Scarlett ise geri döndüğümde bana ücretsiz seks dersleri vereceğini söyledi. Open Subtitles قال سكارليت أنها ستعمل تعطيني الدروس حرية ممارسة الجنس عندما أعود.
    Yani siz ikiniz okulda kalıp derslere mi girmek istiyorsunuz? Open Subtitles إذن فأنتما تريدان أن تبقيا في المدرسة وأن تحضرا الدروس.
    Notların düşüyor, öğretmenler derse katılmadığını söylüyor, her gün pijama giymeye başladın. Open Subtitles درجاتك تنخفض والمعلمين أخبروني بأنك لا تشارك في الدروس وانك تلبس ملابس النوم كل يوم
    Polisler araştırmalarına devam ederken, dersler de programa uygun olarak devam edecektir. Open Subtitles بينما تعمل الشرطة علي تحديد ما حدث الدروس ستسمر كما هو محدد
    Fakat yıllar geçtikçe, annemin hayatla ilgili öğrettiği bazı önemli derslerin değerini anladım. TED لكن بعد سنوات، اكتشفت قيمة بعض الدروس المهمة عن الحياة، التي علمتها أمي لي.
    Ebeveyn olarak öğrendiğim en zor derslerden birisi bazen sadece rahat olmak gerek. Open Subtitles أتعلم من أصعب الدروس التي تعلمتها كوالدة في بعض الأحيان عليك فقط الإسترخاء
    Yalnızca oyalanıyordum ama şimdi bahsettiniz halbuki ona bir çok ders vermişsiniz. Open Subtitles لكن بما أنك ذكرت ذلك ارى أنك ألقيت عليها كثير من الدروس
    Böylesine kötü dersleri gerçekten iyi öğreniyoruz. TED ونحن نتعلم هذه الدروس الخاطئة بصورة مقنعة تماماً
    Sonrasında gelip New York'a yerleşince, bu sürede öğrendiğim önemli dersleri unutacağım endişesine kapıldım. TED وعندما عدت وإستقريت في نيويورك لاحقاً، كنت قلقة من أن أنسى بعض من أهم الدروس التي تعلمتها خلال تجوالي.
    Ve gerçek soru şu ki, hangi dersleri aldık ? TED والسؤال الحقيقي هو: ماهي الدروس التي تعلمناها؟
    Çıkarılan dersleri paylaşmak ve empati yapmak için bir fırsat. TED إنها فرصة لمشاركة الدروس المستفادة منها و لبناء التعاطف مع الاخرين.
    Düzenli olarak egzersiz yapacaksınız, derslere katılacaksınız, uyuşturucu ve alkol toplantılarına katılacaksınız, kurallara uyun. Open Subtitles عليكُم التمرين بانتظام و حضور الدروس و الذهاب إلى جلسات النُصح من المُخدرات و الكحول اتبعوا القوانين
    Toplantılara ve derslere düzenli katılıyor, verilen işleri yapıyor. Open Subtitles و يحضُر جلسات التأهيل بشكلٍ منتظِم، و يحضُر الدروس و يُنجزُ الأعمال الموكلة إليه
    Talimatlarıma uyulsun diye derse katılacağım. Open Subtitles سأحضر الدروس لأتأكد أنه قد تم اتباع تعليماتي
    Geçim masrafları kitap almadığınız ya da derse girmediğiniz zamanlarda gerçekleşti. Open Subtitles نفقات المعيشة المتكبدة في حين أنك لم تكوني تشترين الكتب أو تحضرين الدروس
    ama bazen bir kişinin ölümünden sonra alınan dersler umduklarımız değildir. Open Subtitles لكن احيانا الدروس التي نتعلمها بعد موت أحدهم ليست ما نتوقعها
    Hayatta daha önce öğrenmem gereken derslerin arasında buldum. Yaratıcılığın, kendi beceriksizliğiyle nasıl hayatta kalacağıyla ilgili. TED وجدته في الدروس التي تلقيتها في بداية حياتي والتي علمتني كيف أن الإبداع يمكنه أن يتغلب على الفشل.
    Zaman yolculuğu sırasında öğrendiğim en büyük derslerden biri çoğu şeyin değişemeyeceğiydi. Open Subtitles أحد أهم الدروس في رحلة الزمن أن أمور كثيرة لا يمكن تغييرها
    Belki yapılması gerekenler hakkında birkaç ders, senatör, şimdi halkın gözü önündesin. Open Subtitles ربما بعض الدروس في التكتيك سيناتور الآن كونك سوف تكون تحت الأضواء
    Büyükler ve çocuklar arasındaki eğitim karşılıklı olmalı. TED فنقل الدروس بين الكبار والصغار يجب أن يكون متبادلاً
    Sırtıma vurdular, beni kutlayıp, sınıfta dans ettiler. Open Subtitles صفعوني على الهاتِفِ الخلفيِ ووَثبت حول قاعةِ الدروس
    Dünyanın bütün derslerini alsam da şu an sahip olduğum şeyleri bana veremeyecekler. Open Subtitles أنا يُمْكِنُ أَنْ آخذَ كُلّ الدروس في العالمِ، ولكن لَنْ يَعطيني ما عِنْدي.
    8 yaşımdan 16 yaşına kadar, beni bütün sanat derslerine götürdü. Tek yapmak istediğim buydu. TED بل كانت تأخذني لكل الدروس المتوفرة منذ أن كنت في الثامنة حتى 16. لأن هذا كل ما أردت فعله.
    Ben de okula gitmek istiyordum ama erkenden iş piyasasına girip hayata atılmaya karar verdim. Open Subtitles كنت أفكر فى تلقى بعض الدروس و لكننى قررت أن ألحق بسوق العمل مبكراً
    Mademki beni kavramaya başlıyorsun Katolik Hıristiyan Doktrini derslerimi öğrenmeye ne dersin? Open Subtitles لقد بدأت أدرك الآن فقط كم تعلّمـة مـن الدروس الديـنية التي ألقيها
    Yıllardır, derslerde tuvaletlerini tutarak oturmaya alışmışlar. TED لقد اعتادوا الجلوس خلال الدروس لسنوات وسنوات وهم ممتنعين عن قضاء حاجتهم.
    Aslında birinci sınıflar için açılan yaratıcı yazarlık dersini alıyorum. Open Subtitles في الواقع أنا آخذ بعض الدروس في الكتابة الإبداعية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more