| "Sadece siz ve diğer dördü düzenlediğim bu buluşmaya davet edildiniz." | Open Subtitles | فـقط أنت و أربع آخريـن لقد وجهت الدعوة للأجـماع الذي أنـظمة |
| davet edilmeye layık olmadığımı biliyorum, bu yüzden hediyenizi şimdi vereceğim. | Open Subtitles | أعرف إني لم أستحق الدعوة لذلك فكرت بأن أعطيك الهدية الان |
| davet etmekte geciktiğin için kendimi teşekkür etme ihtiyacında görmüyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّي يتحتّم أن أشكرك على إرسال هذه الدعوة إليّ. |
| Elbette Kraliyet ailesinin soylu bir Dük olarak size davetiye yollama yükümlülüğü var. | Open Subtitles | من واجب العائلة المالكة بالطبع أن توجه الدعوة إليك بما أنك دوق ملكي |
| Yani içeriye bir göz atmak sadece davetiye ile olur. | Open Subtitles | لذا فإن أفضل طريقة للحصول على نظرة في الداخل عن طريق الدعوة. |
| Davetin için sağol ama bugün Noel arifesi, vaktimi çocuklarımla harcamak istiyorum. | Open Subtitles | شكرا على الدعوة لكنها عشية الكريسمس و أريد أن أقضيها مع أولادي |
| Çağrı dedikoduları ben de dahil olmak üzere pek çok kişinin sinirlerini bozdu. | Open Subtitles | هذه الشائعات بخصوص الدعوة تجعل الناس فى حالة مزاجية عصبية وأنا من ضمنهم |
| Redd-i davet mi göndersek acaba? Öyle bir şey var mı? | Open Subtitles | ربما بإمكاننا إرسال بطاقة إلغاء الدعوة , هل هذا ممكن ؟ |
| davet için teşekkürler ama burs sunumları bütün akşam sürecek. | Open Subtitles | شكراً لك على الدعوة لكنني سأسمع تقديمات الزمالة طوال اليوم |
| Dün gece mekânı biz kapattık. davet için sağ ol. | Open Subtitles | بقينا حتى إغلاق ذاك المكان ليلة أمس أشكرك على الدعوة |
| Bu açık şebekeye katılmaları için büyükelçilik ve devlet dairelerini davet ettik ve davetimizi kabul edip bizi şaşırttılar. | TED | قمنا بدعوة السفارات والإدارات الحكومية للمشاركة أيضا في هذه الشبكة المفتوحة، وكم كانت دهشتنا كبيرة عندما لبوا الدعوة. |
| Yetersiz temsil edilenleri konuşmaya davet edin. | TED | وجهوا الدعوة للأشخاص ناقصي التمثيل للحديث. |
| Geçenlerde kölelik karşıtı bir topluluk beni konuşmaya davet etti. | TED | دعيت مؤخراً كمتحدثة، في منظمة الدعوة لإلغاء عقوبة الإعدام. |
| davetiye iki kişilikti, ben de Jerry Lee'yi getirdim. | Open Subtitles | لكن الدعوة لم يقول إحضار صورة المبينة أعلاه، حتى أحضرت جيري لي. |
| Eğer birbirimizi önemsemezsek, Bu davetiye bize, cehenneme gitmek için bir bilet olabilir. | Open Subtitles | لو كان الامر سهلا ستكون الدعوة ما هي الا تذكرة للجحيم |
| Sanırım büyük ihtimalle bize davetiye göndermemiş. | Open Subtitles | اعتقد انة من المحتمل جدا انها لم ترسل لنا الدعوة |
| Davetin hala geçerli mi acaba? İster misin? | Open Subtitles | أتسائل إذا كانت الدعوة مازالت قائمة هل تود الذهاب؟ |
| Ama yaratıcı cesaret için olan Çağrı yenilik ya da alaka için değil. | TED | ولكن الدعوة إلى الشجاعة الخلاقة ليست دعوة للحداثة أوتبيان الأهمية. |
| Davetiniz için teşekkür ederim ancak reddetmek durumundayım çünkü şahsen zevk alacağım bir şeye benzemiyor. | Open Subtitles | شكراً على الدعوة ، لكن عليّ أن أرفض تبدو كشيء لن أتمتع به |
| Bu davetiyede yazan kötü sürpriz olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذه هي المفاجأة السيئة التي ذكرها في الدعوة |
| davetini kabul ederim ama bu sefer kahveyi ben yapacağım. | Open Subtitles | أوافق على الدعوة, فقط إذا حضرت أنا القهوة هذه المرة |
| Tüm normal sosyal etkileşimimiz bu tür müşterek ifadelere bir tür davete dönüşür. | TED | كل تفاعلاتنا الاجتماعية الطبيعية تصبح نوعا من الدعوة لهذا النوع من التعبير الجماعي. |
| Öğle değil akşam yemeğine davetli olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تدرك أن الدعوة كانت للعشاء وليسَ الغداء ،، صحيح؟ |
| Askeri ceket, siyah bayrak, silahlı Cihada apaçık çağrısı. | Open Subtitles | السترة العسكرية، العلم الأسود، الدعوة الصريحة للجهاد المسلّح. |
| Elden verildi. Gene de sonuçta davetiyemi aldım. | Open Subtitles | سلمتها بيدها لكنني حصلت على الدعوة أخيراً |
| Nişan töreninde asmamız lazım. Aynı zamanda davetiyeye de koyacağız. | Open Subtitles | نحن سنقوم بتعليقها على واجهه الخطوبة ايضا على كارت الدعوة |
| Bu dava olmasaydı belgelerin çoğu asla gün yüzüne çıkmayacaktı. | TED | كان من الممكن أن تبقى العديد من هاته الوثائق مخفيةً لولا الدعوة القضائية. |
| Anneme davetiyeyi sormadı, üstelik annemin kocaman çantasında duruyordu. | TED | ولا يسأل والدتي عن الدعوة التي في أسفل حقيبة يدها الضخمة. |
| Madem seni böyle delirteceğini biliyordun, ...neden daveti kabul ettin ki? | Open Subtitles | لو كان ذلك سيجعلك مجنوناً لماذا قبلت الدعوة في المقام الأول؟ |