| Geceleri kafa Müzesini çok seviyorum. Yalnız kalınca hep buraya gelirim. | Open Subtitles | أحب متحف الرؤوس بالليل إنه المكان الذي إتي إليه لأكون وحدي |
| Tek planın canice kafa kesmekken arı kovanına çomak sokamazsın. | Open Subtitles | لايمكنكِ الدخول إلى المعسكر إن كانت إستراجيتكِ الوحيدة قطع الرؤوس |
| kafaları incelemek. Onunla New York'tan ayrılmadan önce tanışmam gerekirmiş. | Open Subtitles | يفحص الرؤوس كان يجب أن أقابله قبل أن أغادر نيويورك |
| Her gece internette kelle kesilmesi izleyerek yetişen bütün bir yeni nesil var orada. | Open Subtitles | هناك جيلٌ جديد قادمٌ من هناك؟ وإزدادت مشاهدة قطع الرؤوس على شبكة الإنترنت كلّ ليلة. |
| SPECTRE'nin marifeti ile, bu füzelerin taşıdıkları sahte savaş başlıkları gerçek nükleer savaş başlıkları ile değiştirildi. | Open Subtitles | خلال إبداعِ سبكتر، الرؤوس الحربية الوهمية التي حَملوها إستبدلَت بي رؤوس حربية نووية حية. |
| Büyük bir satırın var, kafalarını kesiyorsun. | Open Subtitles | تقطعين الرؤوس بساطور كبير؟ هذا يبدو عظيماً |
| O doğru söylüyor. Onlarla kafa kafaya gidiyorsak, bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | تينا على حق إذا هنقطع بعض الرؤوس يجب ان نَعمَلُ شيءُ |
| Ama kafa derisi yüzme işini Yapardın sadece çok öfkelendiğinde | Open Subtitles | لكنكم لم تكونوا تسلخون فروات الرؤوس إلا حين تغضبون جداً |
| Saplarını yersen uzun şapkasını yersen yoğun bir kafa yaşarsın. | Open Subtitles | ستجعلك الجذور تنتشي مدة أطول، لكن الرؤوس ستؤثر بك أكثر. |
| İzlemek için ekrana tıkladığımızda bile bir kafa kesiminin bizimle bir alakası olmadığını düşünüyoruz. | TED | لأننا نعتقد أن قطع الرؤوس لا علاقة له بنا، حتى عندما نقوم بمشاهدتها على الشاشة. |
| Benzer bir örüntü Irak Savaşı boyunca kafa kesme videoları yayınladığında tekrar tekrar görüldü. | TED | ونفس النمط تكرر ومراراً كلما ظهرت فيديوهات لقطع الرؤوس خلال حرب العراق. |
| Etrafınızdaki diğer insanlar da, kafaları yerinden düşene kadar geviş getirmekten mi korkarlar? | Open Subtitles | الناسَ الآخرينَ أبقار تَمْضغُ طَعام مُجْتَرَّ حتى تَجيءْ الساعةَ متى تلك الرؤوس تسقط؟ |
| Bize doğru uçan kanlı kafaları illa göstermek zorunda mıydılar? | Open Subtitles | هل عليهم ان يرونا الرؤوس الدامية وهي تتطاير نحونا ؟ |
| İşiniz gücünüz vergi hesaplamak için kelle saymak. | Open Subtitles | متشابهون , تحسبون الرؤوس كي ترفعوا ضرائبنا |
| Radyasyon miktarı düşük. Savaş başlıkları hâlâ sağlam olmalı. | Open Subtitles | الاشعاعات ضيئلة , يبدو أن الرؤوس النووية سليمة |
| Kağıt işinden nefret ediyorum. - Ölüleri topla. kafalarını ayır. | Open Subtitles | تباً للأعمال الورقية علينا جمع الجثث وتحطيم الرؤوس |
| - Ben yazı diyorum. - Öyleyse ben de Tura. | Open Subtitles | ساراهن على الذيول ثم ساراهن انا على الرؤوس |
| Başlar yukarı... sola... | Open Subtitles | الذراع اليمنى تنخفض الرؤوس لاعلى إلى اليسار |
| - Buradaki her şey, araba bir hiç ev bir hiç fiberglas yay bir hiç duvardaki Kafalar bir hiç, hepsi bir hiç. | Open Subtitles | كل شيء هنا، من سيارة المنزل، القوس ذو الزجاج الليفي ـ الرؤوس على الحائط، جميعها هراء ـ هيا، أحب أن أقتني كل هذا |
| Ama şu durumda, söz konusu kafaların değerini düşünmek akıllıca olacaktır. | Open Subtitles | لكن في هذه الحالة، لمن الحكمة أخذ بعين الاعتبار الرؤوس المعنية |
| Üç başlı köpeği atlatabilsin diye. | Open Subtitles | ليتمكن من المرور من الكلب ذي الرؤوس الثلاثة |
| a heartybienvenue to jean pierre dubois, nükleer savaş başlığı tüccarı. | Open Subtitles | "وتحيه قلبيه الى "جان بيير ديبوا تاجر الرؤوس النوويه فى العالم |
| Hiç anlayamayacağım şeyler listesindedir, küçülmüş Kızılderili kafası toplamak gibi. | Open Subtitles | انه على قائمتي للأشياء التي لن أفهمها، مثل جمع الرؤوس الهندية المنكمشة. |
| Beni affet, efendim, belki de diğer başları üzerinde küre bana istiyorsunuz? | Open Subtitles | سامحني يا سيدي ، ربما تريد أن تنقلني إلأى الرؤوس الأخرى ؟ |
| Süperman yüzlerce ölümcül savaş başlığını etkisiz hale getirmek için sürekli çalışırken. | Open Subtitles | بينما سوبرمان تم تعمل على مدار الساعة لنزع مئات الرؤوس الحربية الفتاكة، |
| Rus savaş başlıklarını alıyoruz ve onları elektriğe dönüştürüyoruz. | TED | نقوم بأخذ الرؤوس الحربية الروسية، ونحولها إلى كهرباء. |