| Ha, kanser araştırması için bir kaç sigara bırakabilir misin bize? | Open Subtitles | هلا تركت لي القليل من السجائر من أجل دراسة عن السرطان؟ |
| Bu şekilde evimize çok sigara alabilirdik. Alabilirdik, değil mi? | Open Subtitles | ذاك الذي يشتري الكثير من السجائر في بيتنا هذا .. |
| Mesela, sigara izmaritleri nerede? Perner'ın kayıt cihazı, nereye gitti? | Open Subtitles | على سبيل المثال أين ذهبت أعقاب السجائر أو جهاز التسجيل |
| Burayı eviniz bilin çocuklar. sigaralar şu sehpanın üstünde. | Open Subtitles | تصرفوا كأنكم في منازلكم السجائر على تلك الطاولة |
| Dietrichson puro istemiş, Jackson da puro kutusunu almaya gitmiş. | Open Subtitles | ديتريكسون طلب علبة السجائر و جاكسون ذهب ليأتيه بها |
| sigarayı bırakmak, nikotin yoksunluğundan dolayı endişeye ve depresyona yol açabilir. | TED | الإقلاع عن السجائر قد يؤدي إلى الإصابة بالاكتئاب والقلق، الناتجين عن انقطاع النيكوتين. |
| sigara içtim, uyuşturucu kullandım. sigara ya da uyuşturucu sattım. | Open Subtitles | دخّنتُ، أو تعاطيت المخدرات أو بعت السجائر والمخدرات لأحد ما |
| Bu film sigara kullanımı, seksüel içerik, küfürlü konuşmalar ve uzay şiddeti içerir. | Open Subtitles | علامةُ الأكسِ الحمراء من أجلِ استخدام السجائر والمُحتوى الجنسي واللغة الخارجَة وعنفِ الفضَاء |
| sigara kaçakçılığından yakalanan Koreli diplomatlarla ilgili Almanya Federal Meclisinde bir tartışma vardı. | Open Subtitles | كان هناك نقاش في البرلمان بخصوص الدبلوماسيون الكوريون الشماليون الّذين أُمسكوا بتهريب السجائر. |
| Havası da temiz çünkü sigara dumanını alıp kötü otellere atıyorlar. | Open Subtitles | والهواء نقي لأنهم يسحبون كل دخان السجائر ويضعونه في الفنادق السيئة |
| sigara, karbon temelli canlılar için kansere neden olan maddeler içerir. | Open Subtitles | السجائر تحوى مواد مسرطنة قد تؤدى للسرطان فى اشكال الحياة الكربونية |
| - sigara, karbon temelli canlılar için kansere neden olan maddeler içerir. | Open Subtitles | سيجارة السجائر تحوى مواد مسرطنة قد تؤدى الى السرطان فى الحياة الكربونية |
| Botta bir adam vardı. Kahvaltı olarak sigara içmeyi severdi. | Open Subtitles | كان لدينا رجل على القارب أحبّ تدخين السجائر على الإفطار |
| Günde 2 paket sigara içen çirkin şişko bir adam gibi. | Open Subtitles | مثل جسد رجل قبيح سمين يدخن علبتين من السجائر في اليوم |
| Botta bir adam vardı. Kahvaltı olarak sigara içmeyi severdi. | Open Subtitles | كان لدينا رجل على القارب أحبّ تدخين السجائر على الإفطار |
| Anlaşma yapacağının ilk belirtisi, Scotch nehrinde deli gibi sigara içmesi olurdu. | Open Subtitles | عندما يكون هناك قرار حاسم يسرف فى تدخين السجائر و شرب السكوتس |
| Hayır, şu sigaralar için. Bir tane almama izin verin doktor. | Open Subtitles | لا ،سيكون لهذه السجائر أرجوك إسمح لى أن أدخن واحدة |
| - Bir puro alın Profesör. - Teşekkürler. | Open Subtitles | إقبل أحدى هذه السجائر ، أيها الأستاذ شكراً لك |
| Beni ay ışığını sigarayı ve müziği düşünmeye zorluyor. | Open Subtitles | إنه يجعلنى أفكر فى ضوء القمر و السجائر و الموسيقى |
| Ama sonra diyorum ki:siktir et. Dünyadaki bütün sigaraları hak ediyorum. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك أفكر، وألفها أنا أستحقّ كلّ السجائر في العالم |
| ve bugün, 1,100 Amerikalı Sigaradan ölüyor. | TED | واليوم، 1,100 أمريكي يموتون من تدخين السجائر. |
| sigaranın dumanı onlara gelecek sonra Fidel Castro gibi kokacaklar. | Open Subtitles | دخان السجائر سيصل اليهن الان ان رائحتهم مثل فيدل كاسترو |
| Dört paket Sigaran ve az kullanılmış kadın iç çamaşırın var mı? | Open Subtitles | لديك أربع معلبات من السجائر وزوجان من ملابس داخليه لإمرآه مستعمله برقيّ؟ |
| Çok yazık. Ama ben içiyorum ve sigaram yok. | Open Subtitles | أنه لا يدخن , ولكننى كذلك وقد نفذت منى السجائر |
| Sanırım sigaraya ihtiyacımız var. Bir karton alalım. | Open Subtitles | أعتقد بأننا بحاجة إلى السجائر أحضر صندوقاً |
| sigaraların hastalık ve ölümlere yaptığı olağanüstü katkıya dair istatistikleri başlangıçta duydunuz. | TED | لذا سمعت الإحصائيات في البداية عن المساهمة غير العادية التي تخلقها السجائر من الوفيات والأمراض. |
| Adamın biraz parası, şu anahtarlığı, ve biraz sigarası var. | Open Subtitles | لديه فقط بعض المال و سلسلة مفاتيح و بعض السجائر |
| Avukat ve hâkim tayfasından bir grup. Dudaklarına Küba purosu değecek diye salyaları akıyor. | Open Subtitles | مجموعة من القضاة و المحامين متحمسون لشراء بعض السجائر الكوبية |
| Bu kül tablası yatağın yanında duruyordu, efendim. | Open Subtitles | مرمـدة السجائر هذه بقــيت بجــانب السريــر، سيــدي |
| 50 açık pencerenin önünde cinayet işle, sonra da sigaranı yakıp, polisin seni yakalamasını bekle. | Open Subtitles | على مرأى 50 نافذة ؟ ثم يجلس هناك ويدخن السجائر بإنتظار الشرطة لتقبض علية |