Bak, önemli olan, ne kadar üzgün olduğumu bilmeni istedim. | Open Subtitles | انظر الشئ المهم اني اريدك ان تعلم أني متأسفة جدا |
önemli olan çok daha yüksek bir dil kullanarak bunu yazabiliyor olmamız Bunu bir bilgisayar sihirbazı yazabiliyor. | TED | الشئ المهم هو أنه يمكننا كتابة لغة عالية المستوى. مبرمج الكمبيوتر الساحر يمكنه كتابة هذا الشئ. |
Kısa, kemik saplı, 50 papel. önemli olan, bu bilgi aslında hiç yok olmadı. | TED | إنها قصيرة، بمقبض عظمي، مقابل 50 دولاراً. وفي الواقع، الشئ المهم هو أن هذه المعلومات لم تموت بتاتاً. |
Burada benim için önemli olan, kargaları fıstık toplamak için eğitebileceğimiz değil. | TED | إذاً الشئ المهم حول هذا بالنسبة لي ليس أنه يمكننا تدريب الغربان لإلتقاط الفول السوداني. |
Burada çok çok önemli olan şey ilk insanların ekvatoral Afrika'da yüksek UV ortamında evrilmiş olmaları. | TED | الشئ المهم جداً جداً هنا أن الإنسان الأقدم نشأ في بيئات عالية الأشعة فوق البنفسجية، في خط الإستواء في أفريقيا. |
Şimdi, Zappos çalışanları için önemli olan şeyler sizin için önemli olmayabilir. | TED | الآن، الشئ المهم للناس في زابوس، لربما تكون هذه الأشياء غير مهمة بالنسبة لكم. |
önemli olan şey benimle eve dönmek istemen. | Open Subtitles | إن الشئ المهم ، أنك تريدين العودة إلى البيت معى |
önemli olan ilk üç günümü tam bir gerizekalı gibi görünmeden bitirebilmiş olmak | Open Subtitles | الشئ المهم هو انني مررت خلال اول 3 ايام لي بدون ان ابدو احمق |
önemli olan hislerini dile getirmendi. | Open Subtitles | انظرى , الشئ المهم انكى عبرت عن رأيك بصراحه |
önemli olan şey, hayatını paylaşabileceği birini bulması... | Open Subtitles | . و الشئ المهم انه وجد شخص ما ليشارك حياته معه |
Ama önemli olan şu... İşe yaradı. | Open Subtitles | . لكن الشئ المهم ، ان هذا جاء بفائدة معه |
Onun beğendiği gibi biri olmak zorunda değilim. Çünkü önemli olan yalnızca benimle sensin. | Open Subtitles | . أنا لا يجب أن أكون نفس نوعه . لأن الشئ المهم الوحيد فى تلك الأمور هو أنا و أنتى |
Ama önemli olan yaşamın hayal kırıklıklarına bozulmamak. | Open Subtitles | الشئ المهم هو لا تحزن على إحباطات الحياة |
önemli olan, onun artık güvende olduğu ve sağlığına kavuşması için tedavi olduğu. | Open Subtitles | الشئ المهم أنه بأمان، ونحن سنعيدك إلى صحّتك |
Şu an asıl önemli olan mesajın ne olduğunu anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | الشئ المهم حاليا هو محاولة معرفة الرسالة |
Burada önemli olan kelimelerden çok rakamlar aracılığıyla iletişim kurma alışkanlığı oluşuydu. | Open Subtitles | الشئ المهم هنا أنه كان معتاداً على التعامل مع الارقام افضل من الكلمات |
Esas önemli olan; ikimizin de bir daha başka biriyle birlikte olmayacağı. | Open Subtitles | الشئ المهم هو ، لا يوجد واحد منا سيكون مع شئ أخر مرة أخري |
önemli olan ailesinin geçimini düşünecek bir baba olmasıydı. | Open Subtitles | الشئ المهم هو أنا متأكد أنه كان الأب الأب المثالي لأسرته |
Gecenin bu saatinde gelecek kadar önemli olan şey neydi? | Open Subtitles | ماهو الشئ المهم الذي جعك تاتين بهذا الوقت في متنصف الليل |
Yüz yüze görüşmemizi gerektirecek kadar önemli olan nedir? | Open Subtitles | ماهو الشئ المهم جدا والذي تحتم رؤيتي شخصيا؟ |