| Ben, Gümüş Şahin'in seni bir sütuna kelepçeleyip bıraktığını duydum? | Open Subtitles | لقد سمعت . انك لم تستطع القبض علي الصقر الطائر |
| Evet, park alanının arkasında bizi bir Şahin gibi gözlüyor. | Open Subtitles | أجل، إنّها في الجزء الخلفي من الموقف، تراقبنا مثل الصقر. |
| Kral şahini tekrar yapmaması konusunda uyarır ama Şahin buna kulak asmaz. | Open Subtitles | حذّر الملك الصقر بأن لا يُكررها مرة ثانية لكن لم يُفيد التحذير |
| Falcon Devriyesi izinsiz bir geçiş bildiriyor. | Open Subtitles | دورية الصقر تبلغ عن إختراق مجهول على الواجهة البحرية ، حوض 7 |
| Kartal ve aslanı tekrar eski hallerine getirmeliyiz. Seni ararım. | Open Subtitles | يجب أن نجعل الصقر والنمر كاملين مجددًا سأعاود الاتصال بكِ |
| El-Sakar, Meclis'e saldırıyor, Beyaz Saray'a saldırıyor... Sırada neresi var? | Open Subtitles | آظهرت لنا جماعة الصقر أن بوسعهم مهاجمة الكابيتول والبيت الأبيض |
| Bunlar iki tip İHA: Bir rotorlu hava aracı veya vızıldayan kuş; bir sabit kanatlı, bir Şahin. | TED | هنالك نوعان من هذه المركبات: الطائرة العمودية أو الطائر الطنان ثابتة الجناحين أو الصقر. |
| Bu Şahin, coğrafi mekânsal keşifler için kullanılabilir. | TED | الآن، هذا الصقر يمكن استخدامه للمسوحات الجغرافية المكانية. |
| Benim şahane Şahin şablonumu aldı, benim için bronz olarak şekillendirdi, ve bu da bronz olarak geri aldığım hali. | TED | أخذ مني فكرة الصقر الأصلي، وقام بصب الشمع على البرونز من أجلي، وهذا هو البرونز الذي حصلت عليه. |
| Bunlarla yarışacakların gözleri Şahin gibi olmalı. | Open Subtitles | الرجال الذين سيصوبون أمام تلك الرقعة عليهم بأن يتملّكوا عيون الصقر |
| Bay Spade bana Şahin için yaptığın tekliften bahsetti. | Open Subtitles | لقد أخبرنى السيد سبايد عن عرضك مقابل الصقر |
| Herkesi birbirine düşüren şu Şahin neyin nesi? | Open Subtitles | ألن تخبرينى عن هذا الطائر, ذلك الصقر الذى يثير اهتمام الجميع به ؟ |
| Ben Han Solo, Millennium Falcon'ın kaptanıyım ve bu film yüzünden bütün kariyeri mahvolmayan tek oyuncu benim. | Open Subtitles | قائد سفينة الصقر الألفية والممثل الوحيد الذي لم تدمر مسيرته من قبل هذا الفيلم |
| İzleme aygıtı Millennium Falcon'da. | Open Subtitles | منارة الصاروخ الموجه موجودة بأمان على متن سفينة الصقر الألفية |
| - Evet. Eğer şahini sana verirsek 5.000 dolar ödemeye hazır misin? | Open Subtitles | هل انت مستعد لدفع 5000 دولار ان اعطيناك الصقر ؟ |
| İlk durağımız Meksika sınırındaki Kartal Geçidi. | Open Subtitles | ستكون أولى محطات توقفنا في ممر الصقر على الحدود المكسيكية |
| El-Sakar, Meclis'e saldırıyor, Beyaz Saray'a saldırıyor... Sırada neresi var? | Open Subtitles | آظهرت لنا جماعة الصقر أن بوسعهم مهاجمة الكابيتول والبيت الأبيض |
| Ayrıca Kongre çalışanları vergi bildirim gününü Atmaca gibi beklerler. | Open Subtitles | لكن كل موظف في الكونغرس يراقب يوم الإيداع مثل الصقر. |
| Doğan, sahibine güvenmeyi öğrenmeli yoksa asla ona geri gelmez. | Open Subtitles | على الصقر أن يتعلم أن يثق في صاحبه أو لن يعود له أبداً |
| Şimdi, James Ellroy annesini Malta şahinin heykeltraşı Fred Sexton'ın öldürdüğüne inanıyor. | TED | الآن، يعتقد جيمس إلروي أن فرد ساكستون، ناحت الصقر المالطي، قتل والدة جيمس إلروي. |
| Şahingöz sistemine girmek istemişler ama başaramamışlar. | Open Subtitles | حاولوا اختراق عين الصقر ولكن لا يمكن أن يحصل. |
| Al-Sakar değilse Parlemento Binasını kim havaya uçurdu? | Open Subtitles | "لو لم تكن "الصقر من قام بتفجير مبنى الكابيتول؟ |
| Şahincik, büyük nine, kuzey kutbu. | Open Subtitles | ايها الصقر, اذهب إلى جدتي في القطب الجنوبي |
| Akrebin kızıl gözlerinden, kartalın kanatlarına geçtik. | Open Subtitles | من عين العقرب الحمراء سرنا بطريق اجنحة الصقر |
| Kabilenin önde gelenleri, bu ateş rengi saçlı adamla beraber olmama rağmen Cömert Hawk'ın bize tatlı mısır renginde bir bebek bahşedeceğini öngörmüştü. | Open Subtitles | على الرغم من أنني كذبت بشأن الرجل الأبيض لكن الصقر سيجلب لنا طفلاً مع لون بشرته الرائعة كلــون الذرة |
| O şahinden korktuğu için hiç kasabaya gelmezdi. | Open Subtitles | لم يحضر إلى البلدة قطّ لأنّه كان يخشى الصقر. |
| "Onun için yolumu değiştirip bu taraftan geldim." akbaba şöyle demiş... | Open Subtitles | فكيف استدرت وتوقفت هنا بهذه الطريقة قال الصقر التركى القديم |