Biraz düşündükten sonra tüccar yakutları saklar ve kutular önüne getirilir. | TED | وبعد بضع دقائق من التشاور، يُخبّئ التاجر الجواهر، وتُوضع الصناديق أمامك. |
Olmaz. Onu şimdi öldürürsen, o kara kutular dünyaya yayılır. | Open Subtitles | لا أستطيع، إن قتلته تلك الصناديق السوداء ستخرج إلى العلن |
Turistler için kutu yaparak mutlu olacağına beni ikna edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك اقناعي أنك ستكون سعيداً ببناء هذه الصناديق للسياح. |
Belki tekrar işe yarar. - Eşyalarım için biraz daha kutu alacağım. | Open Subtitles | ربما تستطيع فعل ذلك مرة أخرى سأذهب لإحضار المزيد من الصناديق لحاجياتي |
kutuların birinde, ekstra kalça kemiği buldum... - ...ve bir başkasında, ekstra kavalkemiği. | Open Subtitles | لقد وجدتُ عظمة فخذ إضافيّة بإحدى الصناديق وعظم رَّبْلَة إضافي في صندوق آخر |
Şu kutulardan birinin üzerine oturup işime karışmanız nasıl olur? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تجلس فوق احدى الصناديق ولا تتدخل ؟ |
Bağışlayacağınız giysileri açık artırma için bu kutulara koyun. | Open Subtitles | الملابس التي ستتبرعون بها يجب أن تذهب في هذه الصناديق من أجل المزاد |
PMK'lar, ekranı ve klavyesi, olmayan bu küçük kutular, programlanıp yerlerine konurlar ve işlerini yaparlar. | TED | المتحكمات المبرمجة هذه الصناديق الصغيرة التي ليس لديها شاشة ولا لوحة مفاتيح تبرمج وتوضع في مكانها وتؤدي عملها |
Umarım ki bu kategoriler, bu ikilikler, bu aşırı basitleştirilmiş kutular kullanışsız olmaya ve azalmaya başlayacaklar; | TED | أملي هو أن هذه التصنيفات و الثنائيات، هذه الصناديق المبسّطة ستصبح غير مجدية و تختفي بعيدا. |
Öyle ki bu birlikte yaşadığımız ve olduğu gibi kabul ettiğimiz kara kutular başkaları tarafından yapılmış ve oldukça karmaşık şeyler. ve bunları öğrenebiliriz. | TED | لذلك فان هذه الصناديق السوداء التي نعيش معها ضمنيا تمثل حاليا أشياء معقدة صنعها أشخاص آخرون وبامكانك فهمها |
Kumaş baskı, ciltleme ve kutu yapımı konusunda takıntılıyım. | TED | أنا مهووس بالطباعة بواسطة الأقمشة الحريرية و تجليد الكتب و صنع الصناديق. |
Buradaki sarı kutu önümüzde karşıya geçen bir yaya. | TED | هنا الصناديق الصفراء تمثل المشاة الذين يعبرون من أمامنا. |
Yüksek çözünürlüklü kameralar, manipülatör kollar ve numunelerinizi koymanız için bir sürü küçük kutu ve nesne var. | TED | هناك كاميرات عالية الدقة و أذرعا موجهة من بعد، و العديد من الصناديق لوضع العينات |
Ne bulacağımızı bilmiyorum; ama o kutuların içinde ne olduğuna bakmak zorundayız. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا سنجد ببحثنا, ولكن يجب أن أرى مابداخل هذه الصناديق. |
Bir dikilitaşın üstünde, bir dağın yamacında, kutuların üstünde durmak için geliştik. | TED | شاركنا في الوقوف على قمة مسلة عمودية، والوقوف على قمة سفح الجبل، والوقوف على قمة الصناديق. |
O kutulardan birinde karısının katiliyle ilgili bir şey buldu. | Open Subtitles | لقد وجد شيئا في تلك الصناديق دلته على قاتل زوجته |
Bütün bu kutulara bakıyorum, ...eski nelerim varsa. | Open Subtitles | أنا أفحص بعنايه كل هذه الصناديق كل أشيائى القديمة |
Bakın size söylüyorum bu kutularda gerçekten garip birşeyler var. | Open Subtitles | أنظر، أنا أخبرك ثمة شئ غريب جداً في تلك الصناديق |
Genellikle ufak kasaları açarım. Çelikten yapılma gerçek bir kasa olduğunu söylemedin. | Open Subtitles | عادة أنا أكسر الصناديق القوية لم تقل إنها خزنة مصنوعة من الحديد |
Kapımı kırmalarından hemen önce Jennsen, kutularla birlikte ormana kaçtı. | Open Subtitles | هربت تجاه الغابة ومعها الصناديق قبل ان يكسروا بابي مباشرةً. |
İçeriyi ve yaşadığınız kutuyu tekrar tanımlıyorsunuz. | TED | تعيدون تشكيل دواخلكم و الصناديق التي تعيشون فيها |
kasalar tam döndüğünde, mangırları alırsın. Tamam, şimdi git buradan. | Open Subtitles | عندما تقوم بأرجاع نفس الصناديق ستأخذ أجرك ، أذهب الآن |
Sana üç kart verilecek, her birinde 1'den 30'a bir sayı yazılmalı ve sonra her kutunun önüne bir kart konacak. | TED | سيتم إعطاؤك ثلاث بطاقات، ويجب عليك كتابة رقم من 1 إلى 30 على كل بطاقة، قبل أن يتم وضع بطاقة أمام كل صندوق من الصناديق. |
Şöyle bir tur attı ve suya saçılan kolileri toplamaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدء افراد طاقمها فى جمع الصناديق الطافيه على سطح الماء |
Posta kutularını izlemeye devam edeceğiz eğer birkaç gün içinde bir şey çıkmazsa boşa kürek çekmelerine devam edersin. | Open Subtitles | سنستمر بمراقبة تلك الصناديق وأذا لم يتبين لنا شيء بعد بضعة أيام بعد ذلك سنذهب الى مطاردتك الميئوس منها |
Aman tanrım. Eğer daha dürüst resimler olsaydı, bu kutuya daha çok saygı duyacaktım. | Open Subtitles | يا إلهي، سأكن إحتراماً أكبر لهذه الصناديق لو أنها تحتوي على صور أكثر تعبيراً |