| Merhaba başkomiserim. Kurye firması Kurbanın çantasında sadece bir paket olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت شركة الساعي أنّ الضحيّة كان لديه طرد واحد فقط في حقيبته، |
| Bunu, Kurbanın sırtında haç şeklinde bir iz bulduğumuz için soruyorum. | Open Subtitles | أنا أسأل هذا، حيث أن رمز الصليب محفور على ظهر الضحيّة. |
| Sana 250. ana yolda yarım millik bir alan kalıyor orasının da Kurbanın ölmeden hemen önce bulunduğu yer olması muhtemel. | Open Subtitles | يتركنا مع إمتداد نصف ميل بالطريق السريع 250 حيث لزاماً على الضحيّة أَن تكون هناك قبل وقت قصير من تعرضه للقتل |
| Bu arada avukatları onun Mağdur suçsuz bir kurban olduğu yalanını uyduracaklar. | Open Subtitles | فى نفس الوقت، سيروّج له مُحاموه بأنه الرجل الطيب, الضحيّة البريئة الملتاعة |
| Göründüğü kadarıyla kurban bu noktadan itilmiş ya da düşmüş. | Open Subtitles | يتضح أنّ الضحيّة تم دفعه أو سقط من هذا المكان |
| Ve Sydney bir şekilde oyununun son aşamasının kurbanı olursa,.. | Open Subtitles | وإذا سدني، في أية حال، تصبح الضحيّة إلى مرحلتك النهائية، |
| Çete Birimi Kurbanın eski sevgilisinin nerelere takıldığını kontrol edip soruşturacak. | Open Subtitles | وحدة العصابات ستسأل بالأرجاء، وستحقق من مكان تسكّع خليل الضحيّة السابق |
| Kurbanın bu ölüm kapanına yalnız başına sokan kişiyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من قاد الضحيّة إلى هذا المكان الخطر لوحده. |
| Cesedin etrafında fazla kan olmaması Kurbanın üçüncü kurşundan önce öldüğünü işaret ediyor. | Open Subtitles | وبناءً على قلّة تجمّع الدم حول الجثّة، فإنّ الضحيّة ماتت قبل الطلقة الثالثة |
| Bu da Kurbanın kapalı bir alanda esir tutulduğuna işaret edebilir. | Open Subtitles | مما قد يشير إلى أنّ الضحيّة احتُجز أسيرًا في مكان محصور |
| Kurbanın üzerindeki 156'nın da ne olduğu anlaşılmış oldu böylece. | Open Subtitles | لابدّ أنّ هذا ما عناه الرقم 156 على قميص الضحيّة. |
| Afedersiniz bayım, bir araba kazası oldu. Bu telefon Kurbanın yanında bulundu. | Open Subtitles | مُتأسّفةٌ يا سيّدي، لقد كان هُنالك حادث، هذا الهاتف وُجِد بجانب الضحيّة. |
| Bu teoride iyi bir plan, tabi kurban gaz kokusunu alıp, dışarı çıkmazsa. | Open Subtitles | تلك خطة جيدة من الناحية النظرية، ما عدا الضحيّة سيشمّ الغاز ويُقرر المغادرة |
| Kendini kurban gibi gösterip dava açmak için mahsus bu senaryoyu yarattı. | Open Subtitles | لقد لفّقت هذا السيناريو عمداً لجعل نفسها تبدو وكأنها الضحيّة وترفع دعوى |
| Böyle kusursuz bir cinayet için kusursuz bir kurban. | Open Subtitles | ولهذا، كان الضحيّة المثالية للقتلِ المثاليِ. |
| Salgındaki ilk kurban olması muhtemel bir mahkuma, bir paket göndermişler. | Open Subtitles | أرسلوا الرزمة إلى السجين الذي قد كان الضحيّة الأولى للعدوى. |
| İlk kurban üzerindeki otopsimde ciğerler tamamen bu canlı larvalarla doluydu. | Open Subtitles | على تشريح جثتي على الضحيّة الأولى، الرئتين كانت بالتأكيد حيّ بالإبتلاء. هم. |
| Bunun için kurbanı incelemek faydalı olabilir ama böyle bir sorgulama şeklinin doğruca katili bulmamızı sağlayacağından emin değilim. | Open Subtitles | حسنًا، من الجيّد الحصول على معلومات شخصية عن الضحيّة لكنّي لستُ متأكدة أنْ هذا الخط من التحقيقي سيوصلنا لقاتلها |
| Karınca boğulduğunda, ki bu bir saatten az sürebilir, kollar bir sonraki kurbana tuzak kurmak için yeniden açılır. | TED | وبمجرّد اختناقها، والذي يمكن أن يحدث في أقل من ساعة، تتفتح المجسّات مرّة أخرى لالتقاط الضحيّة التالية. |
| O ne dedi? kurbanla aşağıdaki barda tanıştığını söyledi. | Open Subtitles | يدّعي بأنّه قابل الضحيّة في الحانة في الطابق السفلي. |
| Kurbandan çıkan kurşun bana gelir gelmez karşılaştırmayı yapacağım. | Open Subtitles | أنا سأقارنهم عندما أطرد من العمل من الضحيّة. |
| Şeker tozunu maktulün kendi vücudu toplamış. | Open Subtitles | جسم الضحيّة الذي جمع كُلّ غبار السكّر ذاك |
| Ama Kurbanımız kim olduğu hakkında... - ...kendi web sitesinden buldum. | Open Subtitles | لكنّي تمكّنتُ من معرفة تفاصيل حول الضحيّة من موقعه الإلكتروني الشخصي. |
| Dediğine göre, maktul cesedinin bulunmasından iki gün önce ölmüş. Klasik bir ceset atma yöntemi. | Open Subtitles | طبقاً له، الضحيّة توفى منذ يومين قبل أن تكتشف الجثة في المحيط |
| Bunlar, kurbanımızın doktorda olması gerektiği saatlerde çektiği fotoğraflar. | Open Subtitles | هذه هي الصور التي إلتقطها الضحيّة حيث كان يُفترض أنّه عند الطبيب. |
| Senin aradığın başka bir kurbandı. | Open Subtitles | أنت مَا كُنْتَ تَنْظرُ للشُقَّةِ الأخرى. أنت كُنْتَ تَبْحثُ عنه... الضحيّة الأخرى. |
| Mağdurun hâlâ hayatta olmasının sebebi bu olabilir. | Open Subtitles | هو من المحتمل الذي الضحيّة ما زالَتْ حيّةُ. |
| Köpeğin dişlerinde Kurbanın derisini, Kurbanda köpeğin tükürüğünü buldun. | Open Subtitles | وجدتِ لحم الضحية على أسنان الكلب، ولعاب الكلب على الضحيّة. |
| maktule işkence ettiğinden onu göz altına alıyoruz. | Open Subtitles | ،حسنٌ، إذن هو عذّب الضحيّة هو رهن الإعتقال |