"الطلاب" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğrenciler
        
    • öğrenci
        
    • öğrencileri
        
    • öğrencilerin
        
    • öğrencilere
        
    • çocuklar
        
    • öğrencilerle
        
    • öğrencilerden
        
    • öğrencinin
        
    • sınıf
        
    • çocukların
        
    • çocukları
        
    • öğrencisi
        
    • çocuklara
        
    • öğrencilerinin
        
    öğrenciler sağlıkla ilgili bir soruna çözüm ararken toplumla içiçe olmaya teşvik edildi. TED يُشجّع الطلاب على الانخراط في المجتمعات عندما يبحثون عن حلول للمشاكل المتعلّقة بالصحّة.
    öğrenciler bize gece yataklarına gittiklerinde yeşil tik işaretini hayal ettiklerini söylüyorlar. TED الطلاب يخبروننا انه حين يذهبون الى الفراش ليلاً يحلمون بذاك الرمز الأخضر.
    Babam öğrenci başkanıydı ve ben orta okuldayken basketbol koçuydu. Open Subtitles كان أبي عميد الطلاب ومدرب كرة السلة في مدرستي الاعدادية
    öğrenci başkanlığı seçimlerini oyların hepsini alarak kazananı açıklamaktan onur duyarım. Open Subtitles انا مسرور جداً ان اعلن الفائز بأكثر الاصوات لمنصب هيئة الطلاب
    Bu Cebir 2 sınıfı öğrencileri için korkunç bir şeydi. TED كان هذا مريعًا لهؤلاء الطلاب في فصل علم الجبر 2.
    Normal öğrencilerin olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar. TED أدركوا بأن الطلاب العاديين يملكون مواهب استثنائيةـ فقاموا بتعديل فرص التعلم.
    Beklendiği gibi, bu yasayla, ten rengi farklı olan öğrencilere haksızlık yapıldı. TED لذلك، ليس من الغريب كان الطلاب غير البيض غاضبين من هذا القانون.
    Çok fazla çocuğu sessiz bir kutuya koyduğunuzda bazı çocuklar gerçekten gerginleşiyor. TED فعندما تضع العديد من الطلاب في صندوق هادئ فبعضهم يصبح عصبي جداً
    Ama maalesef bütün öğrenciler böyle bir güven duygusu hissetmiyor. TED لكن، لسوء الحظ، لا يشعرُ جميع الطلاب بذلك الإحساس بالأمان.
    Ve de benim gibi yapacak hiçbir işi olmayan öğrenciler, programlama yapmayı öğrenirdik. TED فكان الطلاب من الذين ليس لديهم ما يقومون به مثلي يتعلمون كيفية برمجته
    öğrenciler TDP'yi seviyor. Onlar onun yeni bir bilgisayar oyunu olduğunu düşünüyorlar. TED ان الطلاب يحبون هذا الاسم .. انهم يظنون انه اسم لعبة فيديو
    öğrenciler, dijital günlüklerine dönüp gözlemlerini, kazançlarını, düşüncelerini ve kanıtlarını paylaşırlar. TED عندما يعود الطلاب إلى سجلاتهم الرقمية، يتشاركون ملاحظاتهم وادعاءاتهم، والمنطق والأدلة.
    Bir kez bunu yaptığınızda, öğrenciler inanılmaz bir şekilde açılırlar. TED وعندما نطبق هذه القاعدة .. يصبح الأمر رائع فيقوم الطلاب
    - Yediden fazla öğrenci tutuklandı. - Protesto etmek zorundayız. Open Subtitles ـ لقد أعتقلوا المزيد من الطلاب ـ يجب أن نتظاهر
    İlişkimizi bitirmek zorunda kaldık çünkü öğrenci kurulu görevlerimizi engelliyordu. Open Subtitles كان علينا إنهاء العلاقة لانه يتداخل مع واجبات مجلس الطلاب
    Ve o 95lik öğrenci bile, bilmediği yüzde 5 lik kısım neydi? TED وحتى الطلاب الحاصلين على 95% مالذي لم يفهموه في هذه ال 5%؟
    Ve bu testlere giren milyonlarca öğrenci var. TED وملايين الملايين من الطلاب يجلسون للامتحان سنويا
    Kökenlerine bağlı olan zorlu engellerin üstesinden gelen öğrencileri araştırdım. TED أبحث في الطلاب الذين تغلبوا على عقبات هائلة أرتباطًا بخلفياتهم.
    Elimizde bazı öğrencilerin AMBE'ne gelmeden önce evlerinde çekilen görüntüleri var. TED لدينا بعض الطلاب الذي تصوروا في بلدانهم قبل قدومهم إلى آيمز
    öğrencilere sınıfın önünde şiir denemelerini okutmak insanı küçük düşürmede sadistik bir uygulama. Open Subtitles جعل الطلاب يقرأون واجباتهم القصائدية أمام الصف هو ممارسة سادية في الإذلال العلني
    Eğer çocuklar bilgi almak için okula gitmek zorunda değillerse artık, neden giderler? TED لماذا مازال يتوجب على الطلاب القدوم الى المدرسة اذا لم تعد هي المكان الذي منه تستجلب المعلومات ؟
    Kalacak yer arayan öğrencilerle, çocukları evden ayrılmış fazla odası olan aileleri buluşturuyorlar. TED هم يربطون الطلاب الذين يحتاجون مكان للإقامة مع بيوت فارغة تضم غرف إضافية.
    Ancak birçok insan bu gruba şiddetle karşı çıkıyordu ve ben de öğrencilerden, fakülteden ve idareden çok eleştiri aldım. TED لكن العديد من الأشخاص واجهوا هذه المجموعة، وحصلت على دفعة للخلف من الطلاب والكلية والإدارة.
    öğrencinin değerinin artık kanındaki alkol düzeyiyle değil... ..not ortalamasıyla ölçüleceği bir çağ. Open Subtitles عصر, الطلاب فيه أموات و لا توجد قيمة لحسبان كمية الكحول في دمائهم
    Mesele şu: Birinci sınıf öğrencilerinin araba kullanmasına izin yok. Open Subtitles هناك أمر ما الطلاب الجدد لا يُسمح لهم باصطحاب سياراتهم
    çocukların son sınıftan önce ne yaptıkları takip edilmiyordu. TED بينما لا يتتبعون من هم قبل ذلك من الطلاب
    Kurs bittiğinde bu öğrenciler, tıp öğrencisi arkadaşlarında oluşan bir kontrol grubuyla karşılaştırıldılar. TED ‫وفي نهاية الدورة،‬ ‫تمت مقارنة هؤلاء الطلاب بالمجموعة الضابطة‬ ‫المكوَّنة من زملاء لهم في الطب.‬
    Haberi çocuklara vermenin en zor kısmı da hallolmuş olacak. Open Subtitles و أصعب جزء إيصال الخبر إلى الطلاب سيكون أمرا منتهيا
    Bu durumda devlet okulları öğrencilerinin yaklaşık yüzde 86'sı Afrikalı Amerikalılardan oluşuyor. TED بهذا الطلاب في المدارس الحكومية هم ٨٦ في المائه من الأمريكان الأفارقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more