| verillerine baktım. Öyle görünüyor ki, yaşlandıkça boşanma oranı azalıyor. | TED | وقد أتضح، أنه كلما تقدم بك العمر، يقل إحتمال الطلاق. |
| "boşanma dedikodularını yatıştırmak için, Amerika'ya Martha'yla birlikte dönmeniz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لتبديد شائعات الطلاق مارثا و أنت عليكما العودة الى الولايات معا |
| Çocuklarla ilgili hiçbir hakkınız yoktur. boşanmak için bile erkeğe sorarlar. | Open Subtitles | لا يوجد لديك حقوق للأطفال سيذهبون إلى الرجل في حالة الطلاق |
| Karımın hiçbir zaman vakti yoktu. Ve şimdi aniden, boşanmak istiyor. | Open Subtitles | زوجتي لم يكن لديها اي وقت فراغ والآن فجأه تريد الطلاق |
| Siz 3 kere boşanmayı başardınız. Şimdi de bir yuva kurdurun! Ne? | Open Subtitles | لقد ساعدتني على الطلاق ثلاث مرات , ساعدني على الزواج مرة واحده |
| En azından evliliğin feshi, olaylı bir Boşanmadan daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | حسنا , على الأقل ابطال الزواج سيكون اسهل من الطلاق المزعج |
| Dediğim gibi, eski karım boşanmanın da sahte olduğunu iddia etti. | Open Subtitles | فكما قلت ، ادعت زوجتى السابقة أن الطلاق كان احتيالاً أيضاً |
| Acı verici olması normal bu durum boşanma davalarında çok yaygındır. | Open Subtitles | حتى وإن بدت تجربة مؤلمة. هذا يحدث في كل حالات الطلاق. |
| - boşanma en az 12 yıl öndeydi. - Evet, yıkılmış olmalı. | Open Subtitles | كان الطلاق أخيراً قبل 12 عاماً نعم يجب أن تكون قد دمرت |
| Ama boşanma yüzünden paranın büyük kısmı bağlı ama yollayabileceği kadarını yollayacak. | Open Subtitles | بسبب الطلاق, كثيرٌ من المال محجوز, لكنّها سترسل لي ما تقدر عليه. |
| Pekâlâ. Eğer düşündüğünüz buysa, tüm bu üç boşanma meselesini unutun. | Open Subtitles | حسناً , إذا كان هذا ما تظنين إنسي أمر الطلاق الثالث |
| Benimle evlenmek isteyen çocuk boşanma durumunda bir nokta beş değerinde. | Open Subtitles | الرجل الذي يُريدُ أن يتزوجنى سيدفع مليون و نصف فى الطلاق |
| - boşanma en az 12 yıl öndeydi. - Evet, yıkılmış olmalı. | Open Subtitles | كان الطلاق أخيراً قبل 12 عاماً ,نعم يجب أن تكون قد دمرت |
| Kusura bakma ama eğer boşanmak istiyorsanız tek çareniz bu. | Open Subtitles | أنا آسفة, ولكن لو أردت الطلاق فلا يوجد خيار آخر |
| 4 gün önce eşi boşanmak istemişti Han'ı suça iten gerekçe buydu. | Open Subtitles | طلبت منه الطلاق قبل 4 أيام و أعطاه هذا الدافع لفعل ذلك |
| boşanmak hayatım boyunca başıma gelen en eğlenceli şey değildi. | Open Subtitles | الطلاق ليس أكثر شيء ممتع قد يحصل لي في حياتي |
| Orta yaşlı insanlar boşanmak için aceleci davranırken, genç yetişkinler evlenmek için acele ediyorlar. | TED | يستعجل متوسطو العمر في أخذ قرار الطلاق ويستعجل الشباب للزواج. |
| Zor bir boşanmayı atlatmaya çalışan birinin duygularına duyarlı olmalısınız. | Open Subtitles | و يجب أن تفكر بشعور من هي مقبلة على الطلاق |
| Tabi ki. Öbür çocuğun babası. Boşanmadan sonra elbette. | Open Subtitles | نعم ، والد الطفل الاخر ، بعد الطلاق طبعا |
| Lütfen, kardeşime boşanmanın ne olduğunu açıklamayı kes. Ders verme! | Open Subtitles | أرجوك توقف عن شرح ماهو الطلاق لأختي وتوقف عن توبيخها. |
| Ülkenin yarısı boşanmış diğer yarısı da ikinci kere boşanmaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | نصف أزواج البلد منفصلين والنصف الأخر يعملون على الطلاق للمرة الثانية |
| Boşandıktan sonra, burada kalabileceğimizi söyledi... ona karşılık olarak da bu yeri temiz tutuyoruz. | Open Subtitles | بعد الطلاق قال بأمكاننا البقاء هنا مقابل الأعتناء بالمكان |
| Ayrıca boşanıyor, sence uğraşmaya değer mi? | Open Subtitles | وسوف يحصل علي الطلاق هل يجب أن احصل علية |
| Annem ve babam boşandı ve babam annemin yerine Sekreter Wang'ı getirdi. | Open Subtitles | أبي وأمي حصلا على الطلاق و والدي اختار السكرتيرة وانغ على والدتي |
| Her yirmi beş beşik kertmesi evliliğinden birinin boşanmayla sonuçlandığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أن كل زواج مرتب منذ 25 سنة يفضي به الأمر إلى الطلاق |
| Hayır, evliydim. Ama birkaç ay önce boşandık. | Open Subtitles | لا، كنت متزوجاً، لكن تم الطلاق بشكل نهائي قبل بضعة أشهر |
| Fark eder mi? Sonuçta ya ölecek ya boşanacak ya da hayvanının kafasını uçuracaksın. | Open Subtitles | لا يهم انت ستحصلين على الطلاق او تموتين او تفجرى حيوانك الاليف |
| Birkaç yıl önce boşandım, Meksika'da, ama hakim sahtekarlıkla suçlandı. | Open Subtitles | لقد حصلت على الطلاق منذ سنتين فى المكسيك و لكن القاضى قد وجه إلى تهمة الإحتيال |
| Boşanırken aldığım her şeyi ona satacağım. - Ya senin payın? | Open Subtitles | سأبيع له كل ما حصلت عليه من الطلاق ماذا عنك؟ |