"الظلال" - Translation from Arabic to Turkish

    • Gölgeler
        
    • Gölge
        
    • gölgelerin
        
    • gölgelerde
        
    • gölgelerden
        
    • gölgeleri
        
    • karanlıkta
        
    • gölgede
        
    • karanlık
        
    • Gölgenin
        
    • Gölgeden
        
    • gölgeleriz
        
    • gölgelerle
        
    • gölgelere
        
    • Karanlıklar
        
    Bakın, burundaki Gölgeler... dik bir açıyla düşüyor, sanki öğle vakti gibi. Open Subtitles نلاحظ أن الظلال على الأنف تسقط في خط مستقيم كأنها وقت الظهيرة
    Yine de, Gölgeler kitabı büyüyü istediğimiz zaman geri çevirebileceğimizi söylüyor. Open Subtitles بالإضافة كتاب الظلال يقول يمكننا أن نُلغي التعويذة في أي وقت
    Hep öğle vakti olan o güneşli günler ve hiç Gölge yapmadık. Open Subtitles أيام الشمس المشرقة تلك حيث يكون الظهر دائماً ولا تلحق بنا الظلال
    Işık ve Gölge oyunundan başka bir şey değil. Jeolojik bir anormallik. Open Subtitles انها ليست أكثر من خداع في الاضاءة و الظلال حالة جيولوجية نادرة
    o beni gölgelerin olduğu ağaçların yanına götürmek istiyor, ancak izin vermem. Open Subtitles يريد سحبي إلى الغابة حيث الظلال في كل مكان، لكني لن أتركه.
    Sonrasında, gösterilerini bitirip gölgelerde kaybolur kaybolmaz, genç bir adam propan bir fenerle geldi, feneri ağaca astı, bir perde çekti. TED اللحظة التالية, بمجرد ان انتهوا واختفوا في الظلال جاء شاب حاملاً مصباح بروبان علقه على شجرة وأنزل الستار
    Silme işleminden sonra kalan manyetik gölgelerden. Open Subtitles الظلال المغناطيسية التي تم تركت على القرص الصلب بعد مسح.
    O yüzden sen Gölgeler Kitabı'ndaki tılsımı okuduğunda, o geldi. Open Subtitles لذا عندما قرأت التعويذة في كتاب الظلال ، هو أتى
    Kim bunu nasıl umurunda? Siz, onlar Gölgeler Kitap çaldı. Open Subtitles لا يهم كيف فعلوها أيها الأصحاب لقد سرقوا كتاب الظلال
    Biz gideceğiz , sen burada kal ve mumyalar için Gölgeler Kitabı bakın. Open Subtitles نحن سنذهب ، أنت ابقي هنا و انظري في كتاب الظلال عن مومياوات
    Biz yani, iksir olmadan ona yenmek olamaz biz Gölgeler Kitap bizim için bulmak için bir cadı gerekir . Open Subtitles لا يمكننا أن نقضي عليه بدون الجرعة ، مما يعني نحتاج لساحرة لتبحث لنا . عن هذا في كتاب الظلال
    Beni bulmak için, yanında Gölgeler Kitabıyla Sınır'ı geçip, geldi. Open Subtitles لقد عبرت الحدود و معها كتاب الظلال المحسوبة تبحث عني.
    Ancak, eğer Gölgeler senin öldüğünü sanıyorsa belki onlara bir sürpriz yapabiliriz. Open Subtitles , مع ذلك , أذا الظلال يعتقدونك ميت . ربما يمكننا مفاجأتهم
    Bu bir hayalet. Gölge adam diyorum ama oda hayalet gibi bir şey. Open Subtitles لقد كان هذا شبحاً أنا أطلق عليه رجل الظلال , و لكنه شبح
    Nasıl olsa sen Gölge gibi gizlenip izlerken birileri bunlarla uğraşıyor.. Open Subtitles تشاهد الأخرين يحاولون ثم يفشلون في حين أنك تقبع في الظلال
    Başka nelerin üzerine Gölge koyabilirim diye düşündüm Aklıma arkadaşım Bernie geldi. TED كنت أفكر في من يمكنني أن أضع الظلال عليه، وفكرت في صديقي بيرني.
    "Yüzünü görmemi engellemek için gölgelerin içinde durdu." Open Subtitles إنه يقيم في الظلال ليمنعني أن أنظر لوجهه بوضوح
    gölgelerin tesellisine ve gecenin karanlığına ihtiyacım var. Open Subtitles انا ارجو العزاء من الظلال ومن ظلام الليل
    Sıkı birisi olduğunu sanıyordum, ama gölgelerde saklanıyorsun. Open Subtitles تظنين نفسكِ قوية لكنكِ قوية طالما اختبأتِ في الظلال
    Tanrım, karanlıktaki gölgelerden korkmamayı bilecek aklı ve tehlike doğduğunda karşı koyacak cesareti ver bize. Open Subtitles ستكون لدينا الحكمة حتى لا نخاف الظلال في الليل والشجاعة عندما يطلع نهار الخطر
    gölgeleri nasıl açıklıyorsun? Öbür tarafa geçen insanların kötü taraflarının burada kalmasını? Open Subtitles أذن كيف تفسرين الظلال والأجزاء السيئة المتروكة من الناس التي تعبر للضوء؟
    Çok korktum ama karanlıkta kaybolana kadar caddede koştuğunu gördüm. Open Subtitles كنت خائفة حتى الموت لكني رأيته يركض بعيدا في الشارع الى أن اختفى في الظلال
    Aşağıda bir yerlerde, gölgede saklanıyor, saldırmaya hazır. Open Subtitles لقد سقط هنا.. فى مكان ما توارى فى الظلال.. متأهبا للأنقضاض
    Diktatörler çağı kapıya dayanmış... karanlık bir köşede ortaya çıkmasını sağlayacak olayı bekliyordu. Open Subtitles عصر الديكتاتورية كان على المحك ينتظر بين الظلال الحدث الذي سيصعده
    Sonra Gölgenin içinden çıktı ve gülüşlerini kana buladı. Open Subtitles ثم خرج من الظلال وضحكاتهم امتزجت بالدماء
    Gölgeden çık, Aislinn. Seni görebileceğim bir yere gel. Open Subtitles إخرجى من بين الظلال أيسلين إلى حيث يمكننى رؤيتك
    Yaratılmamış olanın boynuzlarıyız biz. Labirent'in merkezindeki gölgeleriz. Open Subtitles إننا قرون الغير مخلوقين إننا الظلال في وسط المتاهة
    Bir de gölgelerle uğraşıyor bütün bunlardan bunalmış olabilir. Open Subtitles ،والأشباح لا تتركها وشأنها ثم هناك الظلال ربّما أنها حملت أكثر من طاقتها
    Geminize dönüp, güvencede olana dek hiçbir uzvun gölgelere uzanmasın. Open Subtitles لا تضعوا أصبعا على الظلال حتى تكونوا بأمان في سفينتكم
    Bu Karanlıklar Konseyi İsa'nın neslinin kanıtlarını yok etmeye çalışıyor. Open Subtitles ومجلس الظلال هذا حاول أن يدمر الدليل على وجود النسل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more