Evet,bir numaradaki bekar. Ben bir dondurma külahıyım. Beni nasıl yiyeceksin? | Open Subtitles | حسناً، العازب الأول، لو كنت أنا آيس كريماً مخروطياً، كيف ستأكلني؟ |
Ve gördüğüm kadarıyla, bekar hayatının çekici ve dertsiz olması fikri tam bir saçmalıktı. | Open Subtitles | وكلما نظرت بعيدا إلى الفكرة القديمة إلى حياة العازب كانت أنها فتانة وجميلة ولكن كل هذا الهراء |
Bir tanesi seksi, bekar, özgür babayla gidiyor, o benim. | Open Subtitles | أحدنا يذهب مع الفاتن، الأب العازب الحر، مرحباً. |
Ayrıca ona yazan biri olacaksa bu adam bekâr biri bu konuda bir şeyler yapabilecek biri olmalı. | Open Subtitles | لكان الشخص العازب الشخص الذي يمكنه فعل شيء حياله |
Bu geceki bölümün sonunda, siz şanslı bayanlardan biri... bekarımız tarafında seçilip rüya gibi bir gece geçirecek. | Open Subtitles | بنهاية هذه الحلقة واحدة منتلك السيدات المحظوظات سيتم اختيارها من قبل العازب لموعد الأحلام |
The Bachelor (bekâr)'ı ve romantik komedileri izliyorum. Peri masallarının gerçeğe dönüştüğüyle ilgili saçma fantezilerim var. | TED | أشاهد "العازب" والمسلسلات الرومانسية الكوميدية، ولدي أوهام سخيفة حول تحقق الحكايات الخيالية. |
Çok geçmeden, garip, orta yaşlı bekar, Ted Amca olacağım. | Open Subtitles | قريبا, انا ذلك العازب الغريب المتوسط العمر الذي يسمى بــ العم تد من قبل اطفالهم |
Çok geçmeden, garip, orta yaşlı bekar, Ted Amca olacağım. | Open Subtitles | قريبا, انا ذلك العازب الغريب المتوسط العمر الذي يسمى بــ العم تد من قبل اطفالهم |
bekar ve eski bir Olimpiyat kayakçısı olan Yüzbaşı Trevelyan Parlamento dışındaki yaşantısını, vasisi olduğu ünlü playboy James Pearson'ın aksine, parlak ışıklar ve sosyete ortamından uzakta malikanesi Sittaford Konağı'nda geçirmeyi seviyor. | Open Subtitles | بعيدا عن البرلمان, فان الكابتن تريفيليان العازب, وبطل الأولومبيات السابق يُفضل بيته فى سيتافورد |
Pekala, bekar erkek başardı. Evli erkek? | Open Subtitles | حسناً , الرجل العازب قد نجح ماذا عن الرجل المتزوج ؟ |
bekar bir baba tarafından yetiştirilmek nedir bilirim. | Open Subtitles | أعرف أمراً حيال أنّ يكون الأبّ العازب مربياً |
Bu gizemli bekar istediğin romantizmi sana verebilir. | Open Subtitles | هذا العازب الغامض يمكن أن يكون المتعة الرومانسية التي تحتاجين إليها |
Özür dilerim bebeğim. Geçici süreliğine bekar olan birine | Open Subtitles | أنا آسف عزيزتي، أنا فقط أعلم هذا العازب كيف ينجو. |
Fanny, gözde bir bekar süslendiğinde ve senin onu düşünmeni istediğinde biraz daha ümit verici olmalısın. | Open Subtitles | فانى " ، يجب أن تتشجعى قليلاً " حين يبدأ العازب يظهر بخردواته ما الذى يريدك أن تظنى تجاهه |
Onun yeni dillere destan sevgilisi J. Cumberlanf Spendrill III ünlü seçkin bekar. | Open Subtitles | وحبيبها المتحمس الجديد, ج. كامبر لبد الثالث. العازب المعروف والمطلوب... |
Çünkü o şu anda gerçek bir bekar. | Open Subtitles | أكثر , حتى إنه هو العازب الحقيقى هنا |
Üç numaralı bekar? | Open Subtitles | يبدو هذا جيداً. العازب رقم ثلاثة؟ |
bekâr hayatı budur. Sadece seks, hiç suçluluk yok. | Open Subtitles | حياة العازب مليئة بالجنس، خالية من الذنب |
Biliyorsun, bekâr bir baba olmak için gerekenlere sahip değil. | Open Subtitles | فهو لا يمتلك مستلزمات الأب العازب المستقبليّ. |
siz şanslı bayanlardan biri... bekarımız tarafında seçilip rüya gibi bir gece geçirecek. | Open Subtitles | بنهاية هذه الحلقة واحدة منتلك السيدات المحظوظات سيتم اختيارها من قبل العازب لموعد الأحلام |
- Evet, bu bekarımız, Jimmy Rae'nin Mobile'deki... | Open Subtitles | الآن , هذا العازب يحب تناول العشاء والنبيذ مع |
Neden evde kalıp "The Bachelor"ı izlemiyoruz? | Open Subtitles | -لمَ لا نبقى في المنزل و نشاهد "العازب"؟ |
Şimdi, bu bekarın sepetinde... ev yapımı yengeçli sandviç, buğday salatası... ve vişneli paydan oluşan... leziz bir öğle yemeği var. | Open Subtitles | الآن موعد هذا العازب يباهي بغذاء فاخر من كعك سرطان البحر منزلي الصنع و سلطة الذرة الطازجة |