| Ona göre, sadece fahişeler ve porno yıldızları bu işi yapıyor. | Open Subtitles | هي تعتقد ان العاهرات و الممثلات الاباحيات هن من يفعلن ذلك |
| Sayılarla yapabildiklerinin yanında, ...bin dolarlık fahişe, rahibe gibi kalır. | Open Subtitles | براعته في التعامل مع الأرقام تجعل أفجر العاهرات تحمرّ خجلاً. |
| Sizi ayyaş serseriler! orospu çocukları! Hırsızlar! | Open Subtitles | أيها الأوغاد السكارى أيها اللصوص يا أبناء العاهرات |
| Bu, şey-- orospular için reklam yapan gazete değil mi. Şey...evet. | Open Subtitles | الورقة التي تحتوي إعلان العاهرات والتي وكتب عليها شيء عن الفتيات |
| Sonra, hastalıklı fahişeleri bulmak için sarhoş şekilde araç kullandım. | Open Subtitles | ثم قدت السيارة وأنا سكران لألتقط إحدى العاهرات المليئة بالأمراض |
| 6,000 dolar parayı 12 gün içerisinde fahişelere yatırmak mı? | Open Subtitles | ستة الآف دولار تنفقها على العاهرات في غضون 12 يوم؟ |
| Kasabalılar, sosyetik rüküşler balıkçılar, sanatçılar ve ...fahişelerle birbirine karışmışlardı. | Open Subtitles | سكان المدينة، ناس مجتمعِ، مُخْتَلَط مَع صيّادي السمك، الفنانون، العاهرات. |
| Sokakta iş bekleyen fahişelerin seninle ne gibi bir işleri olur diye düşünürken, bunu gözden kaçırmışım. | Open Subtitles | لا أفهم كيف ادخلت العاهرات في نظامك, لكن ركز على الجانب الإيجابي |
| Ve şimdi bazı kaltaklar yemeğimizle uğraştığında yere yapıştırılan ben oluyorum? | Open Subtitles | و لآن, عندما بعض العاهرات تعبض بطعامنا انا التي تطرح بالأرض؟ |
| Evet, ama Katolik kızlar en büyük sürtükler olarak bilinir. | Open Subtitles | أجل، بل يفترض ان يكون الفتيات الكاثولكيات من أكبر العاهرات |
| 13 Nisan 1946'da çıkarılan bir yasayla, tüm fahişeler tıbbi muayeneye tabi kılındılar. | Open Subtitles | قبل قانون 13 ابريل 1946 كانت العاهرات تخضعن للمراقبة الشرطية والطبية و وفقا للقانون الجديد اصبحت المراقبة الطبية |
| Ve bu eyalette fahişeler ve avukatlar kadar yasal. | Open Subtitles | وهو قانونى تماما مثل العاهرات والمحامين فى هذه الولاية |
| Bu fahişeler yakalanmadılarsa, işi iyi biliyorlar. | Open Subtitles | حسنا أتعرف ؟ هؤلاء العاهرات لابد من أن يحسنوا التصرف اذا لم يتم القبض عليهم حتى الأن |
| Mutlu Noeller. Yerini tespit ettik. Ne de çok ölü fahişe. | Open Subtitles | لديك نفسك عيد ميلاد مجيد. هذا كم كبير من العاهرات الميتة. |
| fahişe dediğin daha iyi koşullar sunan pezevenge gider değil mi? | Open Subtitles | تفهمني , العاهرات لا يذهبون للقوّاد بأفضل مظهر وخلفية , حسنًا |
| Böylece orospu çocukları beni iş üstünde yakalayamadı. | Open Subtitles | و لذلك السبب لم يستطع أولئك التعساء أبناء العاهرات ادانتي بأي شئ |
| Biri orospular üzerinden mangır kazanmak, diğeriyse halka uyuşturucu satmak. | Open Subtitles | فأنا آخذ النقود من العاهرات واقوم بترويج المخدرات فى المجتمع |
| Bizim işimiz fahişeleri bu bölgede tutmak, oradaki saygın insanlardan uzakta. | Open Subtitles | مهمّتنا هي أن نبقي العاهرات هناك، بعيداً عن الناس المحترمة هناك |
| fahişelere ödemek için paraya ihtiyacımız var tamam mı? O yüzden alamazsınız. | Open Subtitles | نحتاج الى المال للدفع الى العاهرات حسنًا لذا لا تستطيعون الحصول عليها |
| Juan Antonio fahişelerle iyi arkadaştı ve onlardan iyi malzeme çıkacağını düşünmüştü. | Open Subtitles | خوان أنطونيو كان صديقاً لكل العاهرات و كان يعتقد أنهن موضوع رائع |
| Kahrolası papazı getir ve fahişelerin yatakhanesine yerleştir. | Open Subtitles | وأحضر المحترم اللعين وضعه في حي العاهرات |
| Şimdi, basitçe tüm kaltaklar standart alarm sistemlerini arar, ama sihirbazlar? | Open Subtitles | الان , العاهرات سوف يقمن بتعطيل اجهزة الانذار لكن السحرة ؟ |
| Nerdeyse 60'ımda bu soyut, fahişelerden bir farkı olmayan şeyler beni hala heyecanlandırıyor. | TED | تقارب الـ60, رغم ذلك تظهر بالكاد ملموسة بالكاد أفضل من العاهرات, مازالت قادرة على إثارتي |
| - Siz iki sürtük gelip kendi oyunlarınız için kalbimi param parça edene kadar ben kendi halimde biriydim. | Open Subtitles | لقد كنت فى الجوار اتدبر اعمالى الخاصة حتى اتيتوا ايتها العاهرات ومزقتم قلبى لتلعبوا لعبة الصرف |
| Hadi, Caracalla'daki orospuları görmeye gidelim. Biraz güleriz. | Open Subtitles | لنذهب لمشاهدة العاهرات في فرقة كاراكلا لنحظى ببعض المرح. |
| Özellikle de ukala bir kaltak aniden ortaya çıkınca. | Open Subtitles | خاصة مع بعض العاهرات الذكية التى تظهر فجأة لتخرجنا من حدة العمل |
| Bu çekik gözlü orospuların yarısı Viet Kong ordusunda subay. | Open Subtitles | نصف تلك العاهرات يعملن كمتطوعات في جيش فيت كونج |