Sizi bu kriz zamanında bıraktığım için çok ama çok üzgünüm. | Open Subtitles | يؤسفني للغاية أن أتركك في هذا الوقت العصيب. |
Bu kriz zamanında şehrin istikrara ihtiyacı yok mu sence? | Open Subtitles | ألا تظنين أنه أكثر آمانًا في هذا الوقت العصيب للمدينة لتحقيق الإستقرار ؟ |
Bu kriz anında en iyi memurlarını... açığa alıp sonra da silecekler mi? | Open Subtitles | ،إذاً، فى هذه الوقت العصيب سوف يقومون بإيقاف ومحو أفضل ضباطهم؟ |
Ama bu zorlu zamanlarda gerçegi ögrenmek için kilise bu uygulamalari geri getiriyor. | Open Subtitles | لكن الآن في هذا الوقت العصيب عندما تكون الحقيقة مطلوبة فمن من مهام الكنيسة ارجاعة الى صوابه |
Fakat adamların bir kaybın acısını çekiyor ve bu zorlu yolu aşarken yardıma ihtiyaç duyabilirler. | Open Subtitles | ولكن أفرادك تعرضوا لخسارة، وربما هم بحاجة للمساعدة في تخطّي هذا الوقت العصيب |
Ama biliyorsun ki tüm bunların ortasında bu çılgınlıkta bana gerçekten anlamlı gelen tek şey sadece sen ve çocuklarsınız. | Open Subtitles | ولكن تعلمي, في.. فيمنتصفكل هذا.. في هذا الوقت العصيب.. |
Ama biliyorsun ki tüm bunların ortasında bu çılgınlıkta bana gerçekten anlamlı gelen tek şey sadece sen ve çocuklarsınız. | Open Subtitles | في هذا الوقت العصيب.. |
Baracus'ün Weckler'ın ölümüyle bir alakası yoksa kriz zamanında zombi belediye başkanına yardım edebilirsin. | Open Subtitles | لو تبين أن (باراكس) لم يكن متواطئاً (في وفاة (واكلر حينها سيكون بوسعك مساعدة أول محافظ من الزومبي في الوقت العصيب |
Okul balosunda dans edecek kimseyi bulamayınca bu zorlu anda birlikte olmamız bana güç verdi. | Open Subtitles | عندما فشلنا في العثور علي شركاء للرقص في حفل التخرج المدرسي حقيقة اننا كنا سوياً في ذلك الوقت العصيب ، مدتني بالقوة |
İmparatorluğun zorlu bir zamanında bir diplomasi başarısı oldu. | Open Subtitles | انتصاراً للدبلوماسية في هذا الوقت العصيب من تاريخ الإمبراطورية. |