| Sonuç olarak bize af anlaşmanı resmi olarak iptal etme yetkisi verildi. | Open Subtitles | .. والذي يترتّب عليه .. لدينا السُلطة رسمياً لإلغاء إتفاقية العفو عنك |
| Uluslararası af Örgütü. Bu bir rock grubu falan mı? | Open Subtitles | منظمة العفو الدولية هل هذا نوع من فرق الروك ؟ |
| Rica ederim yani. | Open Subtitles | و الآن الكثير من الناس هنا بالفعل. لذا، العفو. |
| Rica ederim baba. Babalar Gününü de unuttuğumu hesaba katalım. | Open Subtitles | العفو يا أبي واعتبر عيد الأب منسيًا أيضًا |
| Bir şey değil. Ayrıca üçüncü ders olan söylendiği zaman giyinme, halledildi. | Open Subtitles | العفو , أظنك ستجد أن الدرس الثالث و هو أن يلبسوا حين يطلب منهم قد تم. |
| Afedersiniz. Pardon. İzninizle. | Open Subtitles | استمحيكم عذراً، العفو العفو، استمحيكم عذراً |
| Dante bilhassa kilisenin kendi ailesine yaptığı önlenemez iltimas ile günah affı gibi dini ayrıcalıkların alınıp satıldığı dinsel görevleri satmasını sevmiyordu. | TED | وكان يكره بشكل خاص المحسوبية المستشرية وممارسة السيمونية، وشراء وبيع التمييزات الدينية مثل العفو عن الخطيئة. |
| Ve ben de Siz Papa Hazretlerinden isteklerini karşılayamadığım için af dileneceğim. | Open Subtitles | و أنا أطلب العفو من سماحتكم لأني لا أستطيع تلبية كل طلباته |
| Bu grubun yarisi af için gözünü kirpmadan seni krala teslim eder. | Open Subtitles | هؤلاء , نصفهم سيسلمك للملك و كأنهم يبصقوا فقط من أجل العفو |
| Yaptığım oyun nedeniyle gelecek tepkilere karşı bir af sağlayabilir. | Open Subtitles | ربّما يخوّلني ذلك قليلًا من العفو عن احتجاز أحد أشقائه |
| Akşam vakti çökmeden silahlarını bırakan tüm kardeşlerime af bahşedeceğim. | Open Subtitles | سأمنح العفو لكل الإخوة الذين لا يقاومون قبل حلول الليل |
| Ama bence korkulan bir şeye af sunmak ödleklikten başka bir şey değildir. | Open Subtitles | إنما أنا أقول أن يقدموا العفو هو فعل يدل على تصرف شخص جبان |
| af önermeyi reddettikleri kişinin tek sen olması için iyi bir sebepleri var. | Open Subtitles | هنالك سبب وجيه على ما يبدو إنك الشخص الوحيد الذي رفضوا منحه العفو |
| GH: Rica ederim. Peki ya bu kalanlar? | TED | جولدين هاون : العفو .. وماذا عن هذه ؟ |
| - Pokerde yardımın için teşekkür ederim. - Rica ederim. | Open Subtitles | شكراً لك لمساعدتي بلعبة البوكر العفو |
| Bu arada Rica ederim, oğlunun hayatını kurtardığım için. | Open Subtitles | العفو بالمناسبة على إنقاذى لإبنك |
| - Kusura bakmayın, rahatsız ettik. - Rica ederim. | Open Subtitles | نحن أسفون على الإزعاج العفو |
| Bir şey değil. Tam bir baş belasısın. Neden? | Open Subtitles | ليس بما يريدونه أن تكوني العفو أنتِ فقط شقية |
| - Bir şey değil. Indogene, kardeşlerim hâlâ çok aç. | Open Subtitles | العفو اندوجين ،،إخواني وأخواتي لا يزالون جائعين |
| Pardon bir şeye mi baktınız? | Open Subtitles | أتوسل العفو الخاص الذي تبحث عن شيء ما؟ |
| Bu haydutlar affı haketmiyor. | Open Subtitles | الخارجون عن القانون هؤلاء لا يستحقون العفو |
| Ne demek dostum. Seni buralarda görmek güzel. | Open Subtitles | العفو يا صديقي سأسعد كثيراً باستضافتك |
| Sorun değil.Arkadaşlarım iyiymiş değil mi? | Open Subtitles | ـ العفو ـ هذا سبب وجود الأصدقاء، أليس كذلك؟ |
| - Bıraktığın için sağ ol, dostum. - Önemli değil. | Open Subtitles | شكرا على التوصيلة يا رجل العفو |
| Bunun Profesör'ün affını garantileyen ve kardeşimi kurtarmak için kahramanca hesaplanmış bir hareket olmasını beklerken ona saldırmaktan tutuklandım. | Open Subtitles | لفتة بطولية ولكن محسوبة تهدف لتأمين العفو عن الأستاذ، لإنقاذ شقيقتي |
| Affedersiniz. Kontes Erdödy'yi arıyorum. | Open Subtitles | العفو ، أنا أبحث عن الكونتيسة إيردودي |