"الغالب" - Translation from Arabic to Turkish

    • Çoğunlukla
        
    • Muhtemelen
        
    • Genelde
        
    • genellikle
        
    • Çoğu
        
    • Büyük
        
    • ihtimalle
        
    • sık
        
    • fazla
        
    • daha çok
        
    • Neredeyse
        
    • Genel
        
    • En
        
    • sıklıkla
        
    • Normalde
        
    Ama Çoğunlukla içinizde bir sevgi ve şefkat hissi uyandırıyorlar. TED و في الغالب يثير نوع من الإحساس بالحنية و الرعاية
    Arada bir şamata çıkarmak için de kullanırdık, ama Çoğunlukla ofimizdi orası. Open Subtitles استمعلناه بين الحين والآخر في عملياتنا لكنه كان في الغالب مكتب لنا
    Muhtemelen kendi ülkeni de böyle bir zulümden kurtulmak için terketmişindir. Open Subtitles فى الغالب أنكَ غادرتَّ بلدك لتهرب فقط هذا النوع من الإضطهاد
    Muhtemelen sizin iki öğretmeninizle geçireceğiniz bir Şükran Günü garip gelebilir. Open Subtitles على الغالب تشعران بالغرابه لإمضاء عيد الشكر مع مدرسين من مدرسيكم
    - İyi günleri, kötü günleri oluyordur. - Genelde iyi oluyor. Open Subtitles بعض الأيام الجيدة و بعض الأيام السيئة في الغالب أيام جيدة
    genellikle erkekleri öyledir. Senin boyun kaç? 1.85, 1.88 mi? Open Subtitles أقصد, الرجال في الغالب كم أنت 6,1 أو 6,2 ؟
    Ve hatta online suçluları bulabilsek bile Çoğu zaman sonuç alınmaz. TED و حتى اذا استطعنا ايجاد المجرمين في الغالب لا يوجد ناتج
    Ben Çoğunlukla konser ve toplantı afişleri... yapıyorum ve 20 yıldır bu işteyim. Open Subtitles أنا لست رجلك أنا أجري المؤتمرات والحفلات في الغالب وبقينا لـ 20 سنة
    Yazışmaların konusu, Çoğunlukla tarihi şehir, hayalet kasaba ve eski madenler. Open Subtitles المراسلة كَانتْ في الغالب حول المواقع التأريخية، مدن الأشباح، ألغام قديمة.
    Çoğunlukla beyaz pudra ama ben biraz karanlık bir şeye büyütmeye çalışıyorum. Open Subtitles في الغالب المسحوق الأبيض، لكني أحاول أن أنفق في بعض الأسمر قليلاً
    "Eğer bunu okuyorsanız, Simon Muhtemelen kaybolmuştur ya da sıkıntı içindedir." Open Subtitles اذا كنت تقراء هذي ,هو في الغالب ضايع او في مشكله
    Muhtemelen çocuk odası için bu duvarları yıkmamız gerekecek. - Affedersiniz! Open Subtitles وفي الغالب سيكون علينا هدم هذه الجدران لنحول الغرفة إلى حضانة.
    Mükemmel olmaya çalışacak sonra Muhtemelen bir tiki olacak veya sürekli saçını koklayacak. Open Subtitles وسوف تنشأ لديها تلك الرغبة بالسعي نحو الكمال وفي الغالب ستنشأ لديها عقده
    Bu iş Genelde zararsız hayvanların olduğu bir iş değil. Open Subtitles هذه ليست حيوانات مؤذية في الغالب .مع وجود قاتل عرضي
    Gençlik maceraların tekrar tekrar anlatılıyor... Genelde Cumartesi günü öğle sonraları. Open Subtitles مغامرات شبابِكِ تقص مراراً وتكرارا، في الغالب أيام السبت بعد الظهر.
    Güzel bir kız ortadan kaybolduğunda Genelde iki şekilde sonuçlanır. Open Subtitles فتاة جميلة تختفي في الغالب هذا يعني امرا من اثنين
    genellikle gece vakti ortaya çıkar ve deliğine yakın durur. Open Subtitles يَظْهرُ في الغالب في الليل ويَبْقى على مقربة إلى فتحتِه.
    Balta Girmemiş Orman Alanları genellikle Allegheny Eyalet Parkı civarında olur. Open Subtitles أقاليم الأحراج والجحور تتشكَّل في .الغالب من حدائق جبال الأليغاني بالولاية
    Kurumlar bir saldırı ile ilgili bilgileri Çoğu zaman kendilerine saklıyor. TED تقوم المنظمات في الغالب بالإبقاء على المعلومات المرتبطة بذلك الهجوم لأنفسهم.
    Ancak eğer soruyu sorarsanız doktorunuz Büyük ihtimalle cevabı aramaya koyulacaktır. TED ولكن إذا سألت السؤال، فإن طبيبك في الغالب سيبحث عن الحل.
    Aang sık sık bana danışırdı, senin de danışmandan memnun olurum. Open Subtitles لقد كنت مستشار آنج في الغالب ويسرني أن أكون كذلك معكِ
    Çok sık yeni insanlarla tanışamıyorum. En fazla iki haftada bir. Open Subtitles لا يسعني لقاء أشخاص جُدد في الغالب لربما مرة كل أسبوعين
    Dürüst olmak gerekirse, daha çok seks ağırlıklı bir ilişkiydi. Open Subtitles ، ولكي أكون صادقة كانت في الغالب حول الجنس عظيم.
    Kısa süreli yer çekimsizlik, vücut içinde Neredeyse zararsızdır. TED داخل الجسم، انعدام الوزن على المدى القصير هو في الغالب غير ضار.
    CA: Fakat göç, Genel olarak, ulus-ulus temelinde çözülmesi zor olan diğer bir problem. TED كريس: لكن الهجرات، في الغالب هي مثال آخر لمشكلةٍ من الصعب حلها على المستوى الدولي.
    En çok da, bu dünyanın içine girdiğimde ne kadar mutlu olacağımı düşündüğümü. Open Subtitles في الغالب كم اعتقدت أني سأكون سعيدة حالما أدخل عالم الجانب الشرقي الأعلى
    Geç saatte televizyonda bu ayarda bir filmi ne kadar sıklıkla görebilirim? Open Subtitles رجاءً مارج، كم في الغالب يمكنني أن أرى فيلم بهذه المكانة العالية
    Şimdi, Normalde, o teşbihi kullanmazdım çünkü bazı kalp krizleri o kadar ciddi olmuyor. Open Subtitles في الغالب لا أحب استخدام هذا التشبيه لإن بعض النوبات القلبية ليست بتلك الجدية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more